Logo

2. Hukuk Dairesi2024/254 E. 2024/8102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin son fıkrası uyarınca açılan boşanma davasında, boşanma kararının yanı sıra hükmedilen maddi tazminat miktarı, manevi tazminat talebinin reddi ve vekalet ücretinin belirlenmesinin doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1126 E., 2023/2231 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/952 E., 2019/1223 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından Çanakkale Aile Mahkemesi nezdinde 2012/267 Es. sayılı dosya kapsamında boşanma davası açıldığını,davanın reddine karar verildiğini, kararın 30.09.2015 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2012 yılından bu yana ayrı yaşamakta olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle, davacının hiçbir katkısının olmadığını, ağır hakaret, şiddet ve tehdit eylemlerinde bulunduğunu, sürekli alkol kullandığını, hatta kendisine yönelik zorla ve şiddet uygulayarak cinsel ilişkiye girdiğini, belirli bir dönem barışmak için bir araya geldiklerinde davacının şahsına yönelik eylemleri nedeniyle psikolojik tedavi görmesini talep ettiğini, 5-6 ay boyunca tedavi olduğunu ancak yeniden alkol kullanmaya ve aynı tutum ve davranışları sergilemeye devam ettiğini belirterek, 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların uzun zamandır ayrı yaşadıklarını, Çanakkale Aile Mahkemesinde görülen ve redle sonuçlanan davadan sonra tarafların tekrar bir araya gelmediklerini, evlilik birliğinin tekrar kurulmadığını, Çanakkale Aile Mahkemesinin 2012/267 Esas sayılı 2013873 Karar sayılı dosyası ile açılan ilk boşanma davasının yargılaması neticesinde, davacının evi terk ettiği sebebi ile kusurlu bulunduğunu, davanın reddedildiğini, tanık beyanlarında tarafların önceki boşanma davasından sonra hiç biraraya gelmediklerinin belirtildiği netice itibari ile redle sonuçlanarak kesinleşen önceki boşanma davasından sonra tarafların tekrar bir araya gelmediklerini, evlilik birliğinin tekrar kurulamadığını, bu sebeple esas davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası şartlarının gerçekleşmiş olduğunu, bununla birlikte önceki davanın davacının kusurlu bulunması sebebi ile reddedilmiş olduğunu, davacının kusurlu davranışları ile fiili ayrılığa kendisinin sebebiyet verdiğini, davacının tam kusurlu davranışları neticesinde ulaşıldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile tarafların, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince

boşanmalarına, davalı kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili; maddî ve manevî tazminata karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştu.

2.Davalı kadın vekili; davanın kabulü, tazminat miktarları, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın yetersiz olduğu, erkeğin kusuru olarak kabul edilen eylemlerin, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 100.000,00 TL maddî tazminatın davacıdan tahsili ile davalı kadına verilmesine, davalı kadının manevî tazminat isteminin reddine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili; tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili; davanın kabulü, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi, vekâlet ücretinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkeğin tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, davanın kabulünün, tazminat şartlarının ve miktarlarının uygun olup olmadığı, vekâlet ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin son fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.