Logo

2. Hukuk Dairesi2024/307 E. 2024/8907 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası verilen kararda, katılma alacağına ilişkin faizin başlangıç tarihi hususunda usuli kazanılmış hak ihlal edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında faiz başlangıç tarihi kesinleşen katılma alacağı konusunda, usuli kazanılmış hakkı gözetmeyerek yeniden faiz başlangıç tarihi belirlemesinin hatalı olduğu değerlendirilerek, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmaya devam eden 1086 sayılı HMK'nın 438. maddesinin 7. fıkrası gereğince karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/822 E., 2023/677 K.

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı erkek tarafından tasfiye konusu taşınmazın değeri, faiz başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek dava dilekçesinde; davalı adına kayıtlı taşınmazın edinilmesinde dava dışı taşınmazının satışından elde edilen paranın kullanıldığını belirterek, mal rejiminin tasfiyesiyle, şimdilik taşınmazın 2/3'ü kadar değeri olan 40.000,00 TL'nin tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep ve dava etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 12.04.2023 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 67.854,46 TL'ye yükselterek alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; dava dışı taşınmazın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazın edinilmesine kullanılmadığını, müvekkilinin ziynet eşyalarının satışından elde edilen para ile tasfiye konusu taşınmazın alındığı belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.01.2016 tarih ve 2014/286 Esas, 2015/39 Karar sayılı kararı ile; tasfiye konusu 897 ada 4 parsel 1 nolu bağımsız bölümün 22.11.2010 tarihinde satış suretiyle davalı adına tescil edildiği, edinilmiş mal olduğu, davacının 34.378,00 TL katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 34.378,00 TL katılma alacağının 22.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı erkek ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.06.2018 tarih ve 2016/7333 Esas, 2018/14610 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dışı taşınmazın satılından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığı, dava dışı taşınmazın davacının kişisel malı olup olmadığı, davalı tarafın ikame taşınmaza katkısı bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre katılma alacağı hesap edilmesi gerektiği belirtilerek, davacı erkeğin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 08.07.2021 tarih ve 2020/273 Esas, 2021/403 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dışı taşınmazının satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığını, davacının 11.655,00 TL artık değere katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 11.655,00 TL artık değere katılma alacağının 08.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 09.05.2022 tarih ve 2021/10382 Esas, 2022/4211 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde davacının dava dışı taşınmazının satılından elde edilen paranın kullanıldığı kabul edilerek davacı lehine 39.360,00 TL değer artış payı alacağı, 11.655,00 TL katılma alacağı belirlendiği, Mahkemenin davayı artık değere katılma alacağı olarak nitelediği ve sonuç olarak 11.655,00 TL katılma alacağına hükmettiği; dava dilekçesi içeriğindeki anlatıma ve bozma ilamına göre, dava artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkin olduğu, dava dışı taşınmazın davacının kişisel malı olduğu anlaşıldığından, bozma ilamı doğrultusunda tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde dava dışı taşınmazın satış bedeli olan 30.000,00 TL’nin kullanıldığı kabul edilerek, davacı lehine değer artış payı alacağına da hükmedilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile sadece katılma alacağına hükmedilmesi doğru görülmediği belirtilerek, davacı erkeğin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde dava dışı taşınmazın satışından elde edilen 30.000,00 TL’nin kullanıldığı, davacının 39.690,00 TL değer artış payı alacağı, 11.655,00 TL artık değere katılma alacağı olmak üzere toplam 51.345,00 TL alacağı bulunduğu, taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının 11.655,00 TL artık değere katılma alacağı ve 39.690,00 TL değer artış payı alacağı olmak üzere toplam 51.345,00 TL alacağın taleple bağlılık kalınarak 40.000,00 TL'nin 28.09.2023 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek temyiz dilekçesinde; taşınmazın karar tarihindeki değerinin dikkate alınarak alacağın hesaplanması gerektiğini, faize de dava tarihinden itibaren karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiye konusu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, faizin başlangıç tarihi ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı erkeğin aşağıdaki paragrafların dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra Mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan mahkeme, bununla bağlıdır.

3. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).

4 Davacı erkeğin faizin başlangıç tarihi yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince; somut olayda, Mahkemenin 08.07.2021 tarihli ikinci kararında katılma alacağına karar tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verildiği, işbu kararın sadece reddedilen değer artış payı alacağı yönünden temyiz edildiği ve sadece değer artış payı alacağı yönünden bozulduğu, bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de katılma alacağının miktarı ve faiz başlangıç tarihi yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, katılma alacağı miktarı yönünden oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmesine rağmen, faiz başlangıç tarihi yönünden oluşan usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı erkeğin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) nolu bendinde yer alan “... mal rejiminin tasfiye tarihi olan (4721 Sayılı TMK.nun 239/3 maddesi gereğince "karar tarihi") 28/09/2023 ...” çıkarılarak yerine “... 11.655,00 TL katılma alacağının 08.07.2021, kalan 28.345,00 TL değer artış payı alacağının 28.09.2023 ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2. Davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.