"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1880 E., 2024/141 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/313 E., 2021/309 K.
Taraflar arasındaki aile konutu şerhinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile 2005 yılında evlendiklerini, evlilik birliği boyunca birlikte oturacakları Aydın ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1620 ada, 6 parsel, D blok, 4.kat 10 nolu mesken vasfındaki bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın evlenmeden önce kendisi tarafından satın alındığını, daha sonra davalı ile nikah yaptıktan sonra bahsi geçen taşınmazın 1/2 sini davalı adına bedelsiz ve karşılıksız tescil ettirdiğini, bu haliyle tapu kaydının taraflar arasında 1/2 olacak şekilde hisseli olduğunu, ancak sonrasında davalı ile ... 1.Aile Mahkemesi 2018/23 Esas 2019/81 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın henüz kesinleşmediğini, istinaf aşamasında olduğunu, gerek boşanma davası sürecinde gerek şu an halen davalının bahsi geçen şerhin tescil edildiği taşınmazda uzun süredir ikamet etmediği, Muğla ili ... beldesinde ikamet ettiği ve orada yaşadığını, dava dilekçesinde belirtilen adresin ise davalının sadece ...'ye geldiğinde kısa süreli kaldığı ve resmi makamlara ibraz ettiği adres olduğunu, dolayısıyla bahsi geçen taşınmazın davalı kadın bakımından aile konutu olma özelliğini kaybettiğini, boşanma davası dosyasında buna dayanarak tapuya tescil edilen aile konutu şerhinin de bu kapsamda yolsuz olduğunu, dolayısıyla davalının, bahsi geçen taşınmaz üzerine aile konutu şerhini tescil ettirmede herhangi bir hukuki yararı bulunmadığını, zira her iki tarafın da taşınmaz üzerinde 1/2 pay sahibi olduğunu, davalıdan bağımsız olarak tasarrufta bulunma yetkisinin olmadığını, davalı ile halihazırda boşanmış oldukları, bu nedenle dava konusu taşınmazın aile konutu vasfı kalmadığından bahisle haklı davasının kabulüne, Aydın ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1620 ada, 6 parsel D blok 4.kat 10 nolu mesken vasfındaki bağımsız bölüm üzerindeki aile konutu şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, ikametgahının MERNİS kayıtlarında da dava konusu taşınmaz olduğunu, mevsimlik olarak ve geçici süreyle çalışmak maksadıyla zaman zaman bu adresinden ayrıldığını, ancak sürekli ayrılmadığını, hala dava konusu taşınmaz içinde kişisel eşyaları ile birlikte, bir ev düzeni için gerekli olan eşyalarının da bulunduğunu, davacı ile hala resmi olarak evli olduklarını, boşanma kararının henüz istinaf aşamasından dönmediği ve kararının kesinleşmediğini, boşanma kararının kesinleşmedikçe, müşterek hane kaydının değişmesinin de mümkün olmadığını, davacının zaman zaman bu taşınması kendisinin kullandığını belirterek konu müşterek kullandıklarını zımnen kabul ettiğini, bu davanın görülebilmesi için öncelikle boşanma davası kararının kesinleşmesi gerektiğini, zira henüz resmi bir ayrılık yaşanmadığını, boşanma kararının bekletici mesele yapılmasını, dava konusu taşınmazda 1/2 hissesi bulunmasının müşterek hane sıfatını ortadan kaldırmadığını, çünkü, müşterek hisseli bu taşınmazda, taşınmaz içinde hisesinin nerede olduğu ve hangi alanı kapsadığının belirsiz olduğunu, taşınmaz içinde davacı ile birlikte aynı odayı paylaşmasa da ortak kullanım alanlarının olduğunu ve bu ortak kullanım alanlarını yine fiilen birlikte kullandıklarını, Davacının anlaşılan o ki, kendisine karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemek kastıyla büyük bir ihtimalle mal kaçırma gayreti içinde olduğunu, davacının bu davranışının ve kötü niyetinin hukuken korunmaması gerektiğini, bu nedenle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 07.06.2005 tarihinde evlendikleri, yeminli ve imzalı tanıkların görgüye dayalı beyanları dikkate alındığında; davacı ile davalının dava konusu ... Mahallesi - 1620 Ada - 6 Parselde bulunan taşınmazda birlikte ikamet etmedikleri, davacının yıllardan bu yana dava konusu taşınmazda tek başına ikamet ettiği, davalı ile bu adreste ortak bir yaşam kurmadığı, dava konusu yerde yaşam faaliyetlerinin sadece davacı tarafından gerçekleştirildiği, bu haliyle dava konusu taşınmazın başlangıçtan bu yana aile konutu vasfı taşımadığı gerekçesiyle davasının kabulü ile, Aydın ili, ... ilçesi, ... mah. 1620 ada, 6 parsel 10 nolu bağımsız bölüm üzerine kayıtlı aile konutu şerhinin terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf dilekçesinde; boşanma davasının sonucu beklenmeden karar verildiğini, boşanma kararı kesinleşince zaten şerhin kendiliğinden ortadan kalkacağını, bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiğini, esas yönünden ise, davacı tarafından aleyhine boşanma davası açıldığını, bu nedenle ayrı yaşama hakkı bulunduğu için davacı ile aynı konutta yaşamasının beklenemeyeceğini, davacının asıl amacının taşınmazdaki hissesini satıp kendisinin boşanma davasında elde edeceği mali hakları sonuçsuz bırakmak olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 1.Aile Mahkemesinin 2018/23 Esas, 2019/81 Karar sayılı dosyasında davacı erkek tarafından 11.01.2018 tarihinde TMK.nun 166/4 maddesi uyarınca eylemli ayrılık nedeniyle boşanma davası açıldığı, mahkemece 12.02.2019 tarihinde davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, UYAP üzerinden alınan nüfus kaydına ve yapılan entegrasyon sorgulamasına göre boşanma kararının henüz kesinleşmediği, dosya kapsamından ve davacının dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesindeki iddialarından, aile konutu şerhinin konulduğu 12.01.2015 tarihinde, tarafların dava konusu taşınmazda oturdukları ve bu yerin aile konutu olduğu, ancak tapudaki adres bilgilerinin daha sonra değiştiği, ... 1.Aile Mahkemesinin 2018/23 Esas, 2019/81 Karar sayılı ilamının içeriğinden, taşınmazın bağımsız bölüm numarasının tapuda 10 olmasına rağmen adres kayıt sisteminde 8 olarak geçtiği, davacının ilk olarak 2011 yılında boşanma davası açtığı, bu davanın reddine karar verildiği, kararın 09.01.2015 tarihinde kesinleştiği, davacının bu dosyayı ibraz ettiği 11.01.2018 dava dilekçesinde boşanma davasının ret kararının kesinleşmesinden sonra davalı ile fiili ve fiziki birlikte yaşamın tamamen bittiğini, davalının başına buyruk yaşayarak evi otel gibi kullandığını, aralıklarla nazillideki eve döndüğünü, davalının zaman zaman Bodrum'a çalışmaya gidip zaman zaman da aile konutu olarak kullanılan taşınmazda kaldığını ileri sürdüğü, tüm bu açıklamalar ve dinlenen davacı tanık beyanlarından da davacının boşanma davaları süresince ve halen dava konusu taşınmazda oturmaya devam ettiği, Mahkemece, dava konusu taşınmazın başlangıçtan beri aile konutu olmadığı, bu taşınmazda sadece davacının tek başına ikamet ettiği, davalı ile bu adreste ortak bir yaşam kurmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı üzere evlilik halen devam ettiği gibi davacının da bu taşınmazın başlangıçtan bu yana aile konutu vasfı taşımadığı yönünde bir iddiası bulunmayıp, iddiasının, boşanma davaları süresince ve halen davalının taşınmazda ikamet etmediğine ilişkin olduğu, tarafların en son olarak birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında; aile konutu olma vasfını yitirmediği anlaşılmaktadır, davalı anılan taşınmazın 1/2 hissesine malik ise de, davacıya ait 1/2 hisse yönünden mülkiyet hakkı bulunmadığından taşınmaz kaydında aile konutu şerhi bulunmasında hukuki yararı mevcut olduğu, o halde mahkemece dava konusu taşınmazın aile konutu vasfının devam ettiği göz önüne alınarak delillerin bu çerçevede değerlendirilerek aile konutu şerhinin terkini talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; bahsi geçen taşınmaz davalı kadın bakımından ''aile konutu'' olma özelliğini kaybetmiş olup davalı yan tarafından buna dayanarak tapuya tescil edilen aile konutu şerhinin de bu kapsamda yolsuz olduğu ve aile konutu şerhi bakımından davalı tarafın hukuki yararının mevcut olduğu şeklinde kararın kaldırılması gerekçesi belirtilmiş ise de yukarıda açıkladığımız üzere, davalı tarafın halen Bodrum ...'da yaşamakta olduğu, taraflar arasında görülen boşanma davasında ortaya konulduğundan, bunun yanında tarafların davaya konu taşınmazda birlikte ikamet etmedikleri, davacının uzun yıllardır dava konusu taşınmazda tek başına ikamet ettiği ve davalı ile bu adreste ortak bir yaşam kurulmadığı yerel mahkemece dinlenen tanık beyanları ve toplanan deliller ile ortaya konulduğundan; reddedilen davası yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan davalanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.