"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/521 E., 2023/753 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve temyize konu sair yönlerden kararın onanmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı artırılarak karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, kadının, sürekli tartışma çıkardığını, birlik görevini ihmal ettiğini, birden fazla kez ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, ailesi ile görüşmesini istemediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, küçük düşürücü sözler söylediğini, aile içerisinde kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, hakaret ettiğini, kadının babasının erkeği tehdit ettiği ve erkeğe fiziksel şiddet uygulayamaya teşebbüs ettiğini ve kadının bu duruma sessiz kaldığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, erkeğin annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, ortak konuttan kovmakla ve boşanacağını söyleyerek tehdit ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kadının eşyalarını ortak konutun kapısının önüne koyduğunu, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, borçlandığını, küçük düşürücü sözler söylediğini, kadını hamileliği sırasında yalnız bıraktığını, iftira attığını, kadına ve kadının ailesine hakaret ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 250.000,00 TL manevî tazminat, kadının çeyiz eşyalarının kadına aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL çeyiz eşyası bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.06.2022 tarihli, 2021/135 Esas, 2022/434 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadın düşük yaptığında ve en son doğumunda manevî olarak destek olmadığı yalnız bıraktığı, ailesinin yanında "...alın kızınızı başınıza çalın..." diyerek kadını aşağıladığı, kadının maaşını erkeğe verdiği, çalışmasına rağmen cebinde parası olmadığı, harçlıksız kaldığı bu haliyle ekonomik şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini ve ailesi ile görüşmeseni istemediği bu nedenle taraflar arasında tartışma yaşandığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğun bulunmadığından velâyet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, kadının, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda düzenli gelir getiren işi olduğu, memur olduğu, erkeğin maaşı ile kadının maaşı arasında fahiş bir fark bulunmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması sebebiyle erkeğin manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilerek kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, yargılamanın çok uzun sürdüğü ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği belirtilerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; her iki davanın kabulü ile; tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmaların karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, maddî tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, manevî tazminat takdir edilmesinde, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün erkek yararına oluşmadığı anlaşıldığından erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden davalı-karşı davacı kadın vekili asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 04.07.2023 tarihli 2023/4191 Esas, 2023/3561 Karar sayılı kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminatın az olduğu gerekçesiyle; maddî tazminatın miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozmanın kapsamı dışındaki davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise sair temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verilerek kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına ve kadın yararına 70.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen son kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; aleyhe hükmedilen tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği ve kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı- karşı davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.