"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1499 E., 2023/1820 K.
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/737 E., 2023/704 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminatlar, velâyet yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Taraflar arasında görülen boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davacı davalı erkeğin davasının reddine, davalı davacı kadının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ortak çocuğun velayetinin davalı davacı anneye verilmesine karar verilmiş, kararın davacı davalı erkek vekili tarafından kendi davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ek beyan dilekçesiyle ortak çocuk ... ...'ın velayeti yönünden, davalı davacı kadın vekili tarafından maddî-manevî tazminat miktarları, ziynet eşyasının reddedilen kısmı yönünden istinaf edilmesi üzerinde Bölge Adliye Mahkemesince davacı davalı erkeğin kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile buna bağlı tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili hükümler kaldırılarak boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin koşulları oluşan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, üçlü bilirkişi heyetinden yeniden ayrıntılı sosyal inceleme raporu alınıp sonucu uyarınca velayet, kişisel ilişki ve buna bağlı tedbir ve iştirak nafakaları ile tedbiren velayet ve kişisel ilişki hususlarında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı davacı kadın vekili tarafından "kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminatlar ve velayet" yönünden temyiz yoluna başvurulmuştur.
Boşanma davalarında gerek taraflara atfedilen kusurlar, gerekse boşanmanın eki (fer’îsi) niteliğindeki maddî ve manevî tazminat, nafaka ve özellikle velâyet gibi konular boşanmaya bağlı ve birbirinden ayrılamayacak niteliktedir. Boşanma davası ve eklerinin biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek olup, bu istemler hakkında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi ancak bu istemlerin birlikte görülüp değerlendirilmesi suretiyle mümkündür.
Kural olarak, İlk Derece Mahkemesince verilen karar sonrasında tarafların istinaf itirazı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanma veya boşanma davasının ekleri yönünden istinaf incelemesi yapılırken; şayet dosyada giderilebilecek bir eksiklik varsa bu eksikliğin 6100 sayılı Kanun'un 353 vd. maddeleri uyarınca ve usul ekonomisi de göz önünde bulundurularak Bölge Adliye Mahkemesince giderilip İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararları verebilir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından giderilemeyecek nitelikte bir eksiklik bulunması durumunda ise, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından kesinleşen yönler hariç olmak üzere boşanma ve ekleri ayrılmadan, istinaf edilen tüm yönlerden kararın tamamının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerekir (6100 sayılı Kanun md. 353). Aksi uygulamayla, birbiriyle bağlantılı ve sonuçları birbirlerini doğrudan etkileyebilen istemlerin ayrılması; sağlıklı, isabetli infazı kabil kararlar verilmemesine sebep olacağı gibi bu durum usul ekonomisine de aykırıdır.
Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince verilecek yeni karar ile temyiz incelemesi sonucu verilecek olası bozma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesince verilecek yeni karara karşı kanun yollarında da değişiklik olacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucu bozma kararı verildiğinde (Bölge Adliye Mahkemesi daha evvel bu konuda esastan ret kararı verdiğinden), yeni karar sadece temyiz yoluna tabi olacak, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırıp gönderdiği yönlerle ilgili İlk Derece Mahkemesi bir karar verdiğinde bu karar ise önce istinaf, sonra temyiz aşamalarından geçecektir. Dolayısıyla, zorunlu olarak birlikte görülmesi gereken dava ve ekleri ayrı ayrı dosyalarda görüşülüp ayrı ayrı yasa yollarından geçerek ortaya hukuken ve usulen karmaşık bir sonuç ve hukuki güvenirlik ilkesine aykırı bir durum çıkabilecektir.
Boşanma davası ve ekleri birbirinden ayrıldığında, biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek nitelikte olması nedeniyle; örneğin, boşanma sorunu halledilmeden velâyete ilişkin uyuşmazlık, velayete ilişkin uyuşmazlık çözülmeden kişisel ilişki ve iştirak nafakası, kusur sorunu çözülmeden maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin uyuşmazlık çözülemeyeceğinden, bu istemlerin biri diğerinin sonucunu bekleyecek, gereksiz zaman kaybı ve usul ekonomisine aykırı bir yargılama süreci başlatılmış olacaktır.
Diğer yandan, bilindiği üzere Bölge Adliye Mahkemelerinin, esasa ilişkin hiçbir hüküm içermeyen ve yalnızca (münhasıran) gönderme kararları kesindir (6100 sayılı Kanun md. 353/1-a). Ancak, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf istemi üzerine vermiş olduğu karar, yalnızca (münhasıran) gönderme kararı olmayıp aynı dava ve eklerine ilişkin esas hükümle birlikte, aynı davanın eki niteliğinde olan velâyet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakasıyla ilgili kaldırma ve gönderme kararı verilmiştir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesinin eldeki dosyaya ilişkin kararı tüm yönleriyle temyizi kabil bir karardır. Diğer bir anlatımla, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının tüm yönleriyle temyizen incelenmesi yönünden herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Somut olayda incelendiğinde, boşanmanın eki niteliğinde bulunan ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde boşanma davasının eki olması sebebiyle tüm istinaf istemlerinin bir bütün hâlinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, boşanma davasının eki niteliğindeki velayet, kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası istemlerinin asıl davadan ayrılmak suretiyle bunlara ilişkin hükümlerin kaldırılarak dosyanın bu yönüyle İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi, sair yönlerden ise kısmen istinaf incelemesi yapılarak esas yönden karar verilmesi hatalı olmuş, temyiz edilen hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.