Logo

2. Hukuk Dairesi2024/429 E. 2024/1473 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, babanın davalı olmadığının tespiti için açtıkları soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı ve davacıların dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ...’ın ergin olması sebebiyle annesinin onun adına dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacı ...’ın ise ergin olduktan sonra bir yıl içerisinde dava açması gerekirken bu süreyi geçirdiği ve gecikmeyi haklı kılan bir sebep de sunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2295 E., 2023/1961 K.

DAVA TARİHİ : 07.04.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/234 E., 2023/43 K.

Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ...'ın, davacı ... ile dava dışı Mustafa'nın çocuğu olarak 12.06.1994 tarihinde Almanya/ Bielefeld'de doğduğunu, evli olan Meral ile Yusuf'un Almanya Bielefeld Asliye (Aile) Mahkemesinin 28.01.1994 tarihinde kesinleşen, 34 1 1234/92 sayılı ve 17.12.1993 tarihli kararı ile çocuksuz olarak boşandıklarını ama mahkeme kararının Türk Mahkemelerinde tenfizi yapılıp nüfus kayıtlarına işleninceye kadar evlilik kayıtlarda devam ettiğinden Murat'ın babalık karinesine istinaden Bielefeld Mahkemesinin boşanma kararının 17.05.1995 tarihinde kesinleşen İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/80 Esas, 1995/221 Karar sayılı 28.03.1995 tarihli kararı ile tenfizi sırasında Yusuf'un çocuğu olarak kayıtlara geçtiğini, nüfusa Yusuf çocuğu olarak tescil edildiğini, nüfus kaydındaki baba ...'nun çocuğunun biyolojik öz babası olmadığının Bielefeld Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.1996 tarihli kararı ile tespit edildiğini iddia ederek davacı ...'ın babasının ... olmadığının ve babasının Mustafa Gündoğdu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ... yönünden davanın husumet yokluğundan, davacı ... yönünden hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile babalığın tespitine yönelik talep konusunda tefrik kararı verilerek davaya soybağının reddi talebi yönünden devam edildiği, boşanan erkek eşin Bielefeld Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.02.1996 tarihli tespiti ile çocuğun öz babası olmadığının anlaşıldığı,1958 Iğdır doğumlu Mustafa Gündoğdu'nun 04.06.1996 tarihinde Bielefeld Gençlik Dairesine, Murat isimli çocuğun babası olduğunu beyan ettiği, Alman doğum kayıt belgesinin buna bağlı olarak değiştirildiğine ilişkin yazı ve onaylı tercüme evraklarının sunulduğu, Bielefeld Gençlik ve Sosyal Yardım Dairesinin 04.06.1996 tarihli yazısı ile Alman Medeni Kanunu 160.c maddesi hükümleri uyarınca babalığın tanınması, nafaka ödeme taahhüdü ve muvafakat beyanının düzenlendiği, küçüğün babası olarak Mustafa Gündoğdu'nun çocuğu tanımasının kabul edildiği ve nafakaya hükmedildiği, Bielefeld ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının 13.03.2012 tarihli yazısı ve tercüme evrakları ile davacı ...'ın Almanya doğum kayıt belgesinde baba isminin Mustafa Gündoğdu olarak geçtiği, davacının gerçek babasının "Mustafa Gündoğdu" olduğunu eski tarihlerden beri bildiği, soybağının reddi davasının hak düşürücü sürede açılmadığı, davacı ... açısından ise kanunda annenin soybağının reddi davasını açacak kişiler arasında sayılmadığı gerekçesi ile davacı ... tarafından açılan soybağının reddi davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, davacı ... tarafından açılan soybağının reddi davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili, davanın kabulü gerektiğini, ön inceleme dahi yapılmadan karar verildiğini, tam vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... ergin olduğundan davacı ...'in onun adına ya da kendi adına dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, bu nedenle Meral'in açtığı davanın reddine karar verilmesinde bir yanlışlık görülmediği, çocuğun ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde soybağının reddi davası açması gerektiği, kanunda öngörülen bir yıllık sürenin geçtiği, davacı ... tarafından bu gecikmeyi haklı kılan bir sebebin varlığını da iddia ve ispat edilemediği, davacı ...'ın açtığı dava yönünden hak düşürücü süre dolduğundan davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davanın husumet ve ön şartın yerine getirilmemesi nedeniyle reddi halinde kararın ön inceleme tutanağının imzalanmasından önce veya sonra verilmiş olması arasında bir fark gözetilmediği, tam maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, davalı yararına tam vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, iddet müddetinde doğan davacı ... ile davalı arasında kurulan soybağının kaldırılması isteminin soybağının reddi davasının mı nüfus kaydının düzeltilmesi davasının mı konusu olduğu noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci, maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.