Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4417 E. 2024/5876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çocukla kişisel ilişki kurulması davasında, babanın yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle babaanne ve dedesinin çocukla kişisel ilişki kurup kuramayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Babanın yurt dışında yaşaması, Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde öngörülen olağanüstü bir hal olarak nitelendirilemeyeceğinden ve baba ile çocuk arasında zaten kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş olduğundan, davacıların (babaanne ve dede) çocukla kişisel ilişki kurma talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 56. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/579 E., 2024/332 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 15. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/338 E., 2021/766 K.

Taraflar arasındaki çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin oğulları ... ile ... arasında İstanbul 1. Aile Mahkemesinin 2019/148 E. Sayılı dosyasında boşanma davası görüldüğünü, taraflar arasındaki evlilikten müvekkillerinin torunu olan ... adında bir torunlarının bulunduğunu, oğulları olan ...'ın eğitim nedeniyle İrlanda'da yaşadığını, kişisel görüş günlerinde küçüğün babası ile görüşememesi nedeniyle müvekkillerinde torunu ile görüşmesinin mümkün olamadığını, müvekkillerinin gelini olan ... ile halen aynı mahallede yaşadıklarını, müvekkillerinin torunlarının doğumundan bu yana küçük ...'in bakımı ve ihtiyaçları ile hep yakından ilgilendiklerini, boşanma süreci nedeniyle uzun süreden bu yana torunlarını göremediklerini belirterek torunları olan ... ile Müvekkiller arasında kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçesinde öne sürmüş oldukları iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin boşanma sürecinden ...'in etkilenmemesi adına ...'i babaannesi ve dedesiyle düzenli olarak görüştürdüğünü, müvekkilinin ... ile babaanne ve dedenin görüşmesini engel teşkil edecek her hangi bir eylemde bulunmadığını, aile ortamı sunabilmek amacı ile aile büyükleri ile görüştürmekten kaçınmadığını, müvekkilinin covid 19 virüsünün pandemi olarak ilan edildiği, 2020 yılı Mart ayı sonu ve nisan ayı başında virüs etkilerinden ... ve aile büyüklerini korumak adına ...'i kimseyle görüştürmediğini, ...'i izole ederek süreci atlatmaya çalıştığını, bunun nedeninin ise ...'in Tonik Upgaze isimli kronik hastalığının olması nedeniyle olduğunu, müvekkilinin doktor yönlendirmesi ile bu kararı aldığını, müvekkilinin bu durumu davacılara açıkça izah ettiğini, dava dışı ...'ın sürekli yurt dışına gidip geldiğini, dava dışı ...'ın yurt içine geldiği zaman ise ailesinin yanında kaldığını, davacıların dava dışı ... ile görüştükleri her anın risk gurubunda olduğunu, müvekkilinin bu şartlar altında ...'i davacılar ile görüştürmekten kaçınması ...'in sağlığını gözetmesi hayatın olağan akışına uygun olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;davacıların oğlu ...'in uzun süredir eğitim amaçlı olarak yurt dışında bulunduğu ve halende bunun devam ettiği ve yurda gelişlerinin de sınırlı zamanlarda oluşu bir bütün olarak değerlendirildiğinde yasanın aradığı olağanüstü halin mevcut olduğunun kabulü gerektiği, davacıların oğlu ...'ın yurt dışında oluşu ve yaz tatilleri dışında yurda gelişinin nadiren oluşu birlikte değerlendirildiğinde, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin, hafta sonlarında yeterli ölçüde yapılamayacağı gerekçesiyle Mahkememiz uzmanının raporundaki tespitler gözetilerek davanın kısmen kabulü ile baba ile çocuk için düzenlenen kişisel ilişki günlerinin dışında, çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmadığı zamanlarda çocuğun bulunduğu yerde, her ayın 2. ve 4. Pazar günleri 15.00-18.00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dışı babanın İrlanda da yaşamasının olağanüstü bir hal olarak değerlendirilemeyeceği, çocuğun bakımını yalnız üstlendiği, davacıların kendisine destek olmadıkları, pandemi başlayana kadar görüşmelerine engel olmadığı, desteklediği, babanın sevgilisi ile yaşamak için yurt dışına gittiği, çocuğun hem babayla hem de babaanne ve dedeyle iki ayrı kişisel ilişki günleri mevcut olacağı ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; babanın yurt dışında çalışıyor ve yaşıyor olması 4721 sayılı Kanun'un 325 inci maddesindeki olağanüstü hal kavramının içine girmeyeceği, boşanma kararı ile baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki yeterli olup, babanın yurt dışından gelememe sebebine ilişkin bir olağanüstü halin davacılar tarafından kanıtlanmadığı, davacıların babaya tanınan kişisel ilişki süresi içinde torunlarını görme ve aile bağlarını koruma ve geliştirme imkanına sahip oldukları, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçelerini tekrarla davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, küçükle davacılar arasında kişisel ilişki kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü, 324 üncü ve 325 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.