"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/314 E., 2023/885 K.
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ile Katılma Alacağı, Aile Bütçesine İştirak, Ziynet ve Kişisel Eşyaların İadesi
Taraflar arasındaki davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda Mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığına, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğuna, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığına göre davalı-davacı erkek vekilinin birleşen davaya yönelik tüm, asıl davaya yönelik aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.
3. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak), Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 351, 1974, s. 395 vd.).
4. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; ne var ki, Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, 06.04.2021 tarihli bozma ilamında sadece 15017042 nolu hesaptaki para yönünden paranın güncel sürüm değerinin belirlenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, Mahkemece, bozma kapsamı dışında olan 15022822 nolu hesaptaki paranın da güncel sürüm değeri belirlenerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
5. Ayrıca, Mahkemenin 20.03.2014 tarihli ikinci kararında davalı-davacı erkek aleyhine asıl davada tasfiye konusu 15017042 nolu hesaptaki para yönünden 96.537,03 TL, 15022822 nolu hesaptaki para yönünden 40.967,76 TL katılma alacağına hükmedildiği, işbu kararın sadece davalı-davacı erkek tarafından temyiz edildiği, davalı-davacı erkek lehine alacak miktarları yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakla, Mahkemece davalı-davacı erkek lehine miktar yönünden oluşan usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek karar verilmesi de hatalı olmuştur.
6. O halde, Mahkemece, 06.04.2021 tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde, sadece tasfiye konusu 15017042 nolu hesaptaki paranın tasfiye tarihi (bozma ile güncelliğini yitireceğinden bozmadan sonra verilecek karara en yakın tarih) itibariyle sürüm (rayiç) değeri tespit ettirilip talep miktarı ve oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Asıl Dava Yönünden
1. Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün asıl dava yönünden BOZULMASINA,
2. Davalı-davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
B. Birleşen Dava Yönünden
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.