Logo

2. Hukuk Dairesi2024/4934 E. 2024/7798 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde düzenlenen çocukların eğitim giderlerine ilişkin baba tarafından yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünde çocukların eğitim giderlerinin babaya ait olduğu hükmü bulunmasına ve davacı annenin yaptığı eğitim masraflarına ilişkin icra takibine davalı babanın itiraz etmesine rağmen, alacağın likit olmaması ve icra inkar tazminatı için gerekli şartların oluşmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/976 E., 2023/1930 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/781 E., 2023/332 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 01.11.2023 tarihli ve 2016/771 E. 2016/847 K. sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, ortak çocukların eğitim masrafları konusunda boşanma protokolü ile mutabakat sağlandığını ancak davalının sorumluluğunu yerine getirmediğinden aleyhinde İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2021/11822 E. sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durdulduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz edilen alacağın %20 sinden aşağıya olmamak üzere takdir edilecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin çocukların eğitim masrafları için kredi çekmek zorunda kaldığını, pandemi döneminde finansal sorunlar yaşadığını, iş yeri nedeniyle yüklü miktarlarda borcu olduğunu, süresinde haklı sebeplerle itirazını sunduğunu, müvekkile sınırsız ve oldukça yüksek meblağlarda sorumluluk yüklendiğini, söz konusu protokol hükmünde müvekkil yönünden Anayasaya aykırı olarak sınırsız bir sorumluluk bulunduğundan davanın reddine ile, boşanma protokolünün 7 nci maddesinin kesin hükümsüz olduğunun tespitine, aksi halde boşanma protokolünün 7 nci maddesinin uyarlanmasına, davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi'nin 2016/771 Esas, 2016/847 Karar sayılı ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereği anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma ilamında "15.10.2016 tarihli protokolün mahkememizce tasdikine," şeklinde hüküm tesis edildiği, dosya içerisinde bulunan protokolün 4 numaralı bendinde; "ortak çocuklardan ...'nın lisans ve lisans üstü eğitimleri dahil olmak üzere yurt içinde veya yurtdışında dahil olmak üzere göreceği eğitim ve öğrenim masraflarının özel okul ücretleri de dahil olmak üzere baba tarafından karşılanacağına, ...'nın lisans eğitimi tamamlandıktan sonra ...'nın tüm eğitim ve öğrenim masraflarının yarısının baba tarafından karşılanacağının tespitine," şeklinde düzenlemenin bulunduğu, davanın taraflar arasında yapılan ve boşanma hükmünde yer alan davalı babanın ortak çocuk ...’ın eğitim ve öğrenim masraflarını karşılamayı kabul ettiği protokol gereğince yapılan takibe konu itirazın iptali davası olduğu, alacak talebinin olduğu dönemde ortak çocuğun eğitimine devam etmekte olduğu, bu hususta taraflar arasında ihtilafın bulunmadığı, boşanma kararında tasdik edilen protokolde ortak çocuklardan ...'nın lisans ve lisans üstü eğitimleri dahil olmak üzere yurt içinde veya yurtdışında dahil olmak üzere göreceği eğitim ve öğrenim masraflarının özel okul ücretleri de dahil olmak üzere baba tarafından karşılanacağının düzenlendiği, işbu davada protokolün tarafı olan davacının dava hakkının bulunduğu, davacı tarafın yapmış olduğu masraflara ilişkin olarak dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporuyla da icra takibine konu edilen dekontların ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının 519.610,53 TL olduğu, ödeme tutarlarının ortak çocuk ...'nın eğitim ve barınma giderlerini kapsadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davalı borçlu tarafından İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2021/11822 Takip sayılı dosyasında, borcun 519.610,53 TL'sine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalının kötü niyetle ödemeyi geciktirmek için takibe itiraz ettiğini belirterek icra inkar tazminat taleplerinin kabulü istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; protokol hükmünün geçersiz olup buna dayalı borç çıkarılamayacağını, aksi düşünülse dahi takibe konu alacağın ispatlanmadığını, harcamalara dair belgelere itibar edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi istemiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Dava, itirazın iptali ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.

İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak alacaklıya aittir. Alacaklı, aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bundan kaynaklanan davalı borçludan, alacağının bulunduğunu ispat etmekle mükelleftir. Ancak, borçlu aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bundan kaynaklanan borcunun olduğunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebep ile son bulduğunu ileri sürüyor ise, ispat yükü davalı borçluya geçecektir.

İİK'nın 67/2. md göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Ayrıca alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.

Tarafların 05.12.2016 tarihinde kesinleşen İstanbul 6 Aile mahkemesinin 2016/771 Esas, 2016/847 Karar sayılı kararıyla anlaşmalı olarak boşandıkları, velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmediği, protokol içeriğine göre davalının duruşmadaki beyanı doğrultusunda boşanma kararının 4. Bendinde "ortak çocuklardan ...'nın lisans ve lisans üstü eğitimleri dahil olmak üzere yurt içinde veya yurtdışında dahil olmak üzere göreceği eğitim ve öğrenim masraflarının özel okul ücretleri de dahil olmak üzere baba tarafından karşılanacağına, ...'nın lisans eğitimi tamamlandıktan sonra ...'nın tüm eğitim ve öğrenim masraflarının yarısının baba tarafından karşılanacağının tespitine" hükmedildiği, davacı annenin yaptığı takibin de bu kesinleşmiş anlaşmalı boşanma hükmünden kaynaklı belirsiz alacağa ilişkin olduğu, sunulan dekontlar ve yazılı deliller doğrultusunda alınan bilirkişi raporuna göre takibin devamına dair davanın kısmen kabulü kararı ile alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı takdir edilmemesinin de yerinde olduğu, kararda usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalı aleyhine hükmedilmeyen icra inkar tazminatı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; protokol hükmünün geçersiz olup buna dayalı borç çıkarılamayacağını, aksi düşünülse dahi takibe konu alacağın ispatlanmadığını, harcamalara dair belgelere itibar edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi istemiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan davanın kabulü ile davaya konu icra takibinin devamının gerekip gerekmediği, icra inkar tazminatı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.