Logo

2. Hukuk Dairesi2024/54 E. 2024/8644 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evliliğin ölümle son bulması halinde ölen eşin kusur oranının belirlenip belirlenemeyeceği ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Evliliğin ölümle son bulması durumunda, sağ kalan eşin kusurunun tespitiyle yetinilmesi gerekirken, ölen eşin kusurlu olduğuna dair hüküm kurulmasının hatalı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1422 E., 2023/1443 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/756 E., 2021/82 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı-davalı erkeğin vefat etmesi nedeniyle kusur tespiti yönünden karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların birbirini tanımadan evlendiklerini, kadının sürekli ve aşırı maddî taleplerinin olduğunu, erkeğe tehdit ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, yatakları ayırdığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizleri ile birlikte 15.000,00 TL maddî (evlilik masraflarından kaynaklı olarak) ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin zil zurna sarhoş olarak ambulans çağrılarak hastaneye kaldırıldığını, aşırı alkol düşkünlüğü olduğunu, alkollü iken ağza alınmayacak sözler söyleyerek hakaret ettiğini, alkolizm nedeniyle tedaviye başladığını, ters ilişkiye zorladığını, ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına 750.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata, aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, her yıl TEFE-TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fazlaca alkol aldığı, bu nedenle tedavi gördüğü, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebi ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;karşı davanın süresinde açılmadığını, kadının kusurlu olduğunu, erkeğin alkol bağımlılığını bilerek evlendiğini, bunun kadın açısından çekilmez hale gelmesi için öncelikle kadının dava açması gerektiğini, aşırı maddi taleplerinin olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı-davalı erkeğin istinaf aşamasında 05.01.2023 tarihinde vefat ettiği, evliliğin ölümle son bulduğu, bu nedenle 4721 sayılı Kanun’un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ eşin kusurunun tespiti açısından erkek mirasçılarının davaya devam ettiği, erkeğe yüklenilen kusurun gerçekleştiği, erkek tanıklarının duyumdan aktarım beyanları ile kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının erkeğin vefat tarihi itibariyle kaldırılmasının gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince erkek mirasçılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, evliliğin ölümle son bulması nedeniyle boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının ölüm tarihi olan 05.01.2023 tarihine kadar devamına, vefat eden erkeğin tam, sağ kalan eşin kusursuz olduğunun tespitine, tarafların yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek mirasçılarının diğer itirazlarına konu istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek mirasçılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünde bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evliliğin ölümle son bulması halinde ölen eş yönünden kusur belirlemesi yapılmasının doğru olup olmadığı ile kusur tespitinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek mirasçılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Bölge Adliye Mahkemesince kusur tespiti yönünden devam eden davada sağ kalan eş olan davalı-davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığı hususunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ölen eş olan davacının tam kusurlu olduğu şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı mirasçıları vekilinin aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davacı-davalı mirasçıları vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda açıklandığı haliyle düzeltilmesi ve (1-b) numaralı hüküm fıkrasından “davacı-davalı erkeğin tam kusurlu” ibaresinin çıkartılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11..2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.