Logo

12. Hukuk Dairesi2024/2811 E. 2024/5752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarihte borçlunun üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak İİK 89/4 maddesi uyarınca tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, üçüncü kişi nezdindeki alacağın haczi ihbarnamesi tebliğ tarihinden sonra ödendiğine dair bilirkişi raporu tespitlerine rağmen tazminata hükmetmesi ve yargılama sürecinde eksik inceleme yapması, ayrıca Yargıtay'ın önceki bozma kararına rağmen defterlerin temin edilememesi ve yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmaması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi

ŞİKAYETÇİ : ...

SUÇ : Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak

HÜKÜM : Mahkumiyet ve Tazminat talebinin kabulü

TEMYİZ EDENLER : Sanık ... vekili, Sanık ..., Davalı ...Ş. vekili

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Sanık ...'un temyizi yönünden yapılan incelemede;

Sanık vekilinin 08.02.2023 tarihinde tebliğ olunan kararı, CMUK'nın 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra 24.03.2023 UYAP kayıt tarihli dilekçe ile temyiz etmesi nedeniyle, temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,

2-Hakikate Muhalif Beyanda Bulunmak suçuna yönelik kurulan hükümlere ilişkin incelemede;

Sanıkların eylemlerinin 2004 sayılı İİK'nın 338. maddesi kapsamında olduğu, suç tarihi itibariyle sanıklara isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunması, suç tarihinin 24.01.2012 tarihi olduğu, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin 24.01.2024 tarihinde inceleme sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozmanın kararı süresinde temyiz etmeyen diğer sanık ...'a teşmiline, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zaman aşımı nedeniyle sanıklar ... ve ... hakkında açılan davaların ayrı ayrı DÜŞMESİNE,

3-İİK 89/4 maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemine yönelik olarak yapılan incelemede;

İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.

Somut olayda, mahkemece,

ticari defterlerin temin edilmesine yönelik dairemizin önceki bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda dava dışı takip borçlusu General İnş. Elktr. Petr. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.'nin defterlerinin temin edilememiş olduğu anlaşılmış ise de, bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın bozma öncesi tanzim edilen ve hükme esas alınan 04.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda, 3. şahıs nezdinde doğan hakedişlerden mahsup edildiği belirtilen, 86.831,81 TL SSK prim ödemesi, 186.721,25 TL işçi ödemesi, 40.344,00 TL Bursa 16. İcra Müdürlüğü ödemesi, 6.344,18 TL vergi ödemesi ve 7.414,17 TL fatura bedeli adı altındaki ödemelerin, 14.03.2012 tarihinden itibaren borçlara mahsup edildiğinin bildirilmiş olduğu, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 19.01.2012 tarihi olmasına karşılık bilirkişi raporunda belirtilen ödeme tarihlerinin 14.03.2012 tarihli olduğunun anlaşılması karşısında, söz konusu ödemelerin hangi tarihlerde yapıldığının, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten önce söz konusu ödemelerin yapılıp yapılmadığının, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 3. şahıs tarafından hakediş ödemelerinin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığının, sözleşme hükümlerine göre bu ödemelerin 3. şahıs tarafından yapılmasının zorunluluğunun bulunup bulunmadığının değerlendirilerek ve yargıtay denetimine olanak sağlayacak yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmesi ve 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile ve denetime uygun olmayan rapor ile sonuca gidilmesi isabetli değildir.

Açıklanan tüm bu hususların yanı sıra;

Kabule göre ise; Mahkemece hükme esas alınan 04.03.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, hakediş alacağının borçlara mahsup edilmiş olduğunun belirtildiğinin anlaşılması karşısında ve bu raporla sonuca gidilmesi durumunda ise, tazminat isteminin reddi yerine yazılı şekilde tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Davalı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.