"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/276 E., 2024/812 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/393 E., 2023/922 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlemenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma neticesinde çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, annenin çocuğa bakabilecek bilgi ve birikiminin bulunmadığını, çocuğun baba yanında kaldığını beyan ederek çocuğun velâyetinin babaya verilmesini, bunun kabul görmemesi halinde kişisel ilişki sürelerinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı talimat ile alınan sir raporunda; ortak çocuk ...'un yaşı itibariyle anne bakımına ve şefkatine ihtiyacı olduğu, sosyal ve psikolojik gelişimi açısından anne bakımının daha sağlıklı olacağı, velâyetin anne davalı ...'da kalması durumunda ortak çocuğun rahat bir yaşam sürdürebileceği, sevgi dolu bir ev ortamına sahip olabileceği, eğitimi için gerekli olan olanakların var olabileceği ve olanaklara ulaşması için gerekli koşulların sağlanabileceği düşünüldüğü yönünde rapor tanzim edildiği mahkememizce alınan sir raporunda: davacının yaşam koşullarının velâyet koşullarını sağlayabilecek durumda olduğu, ortak çocuğun velâyeti konusunda ilgi ve motivasyonunun yüksek olduğu, aile destek sisteminin güçlü olduğu ve velâyete engel bir durumunun olmadığı, ortak çocuğun kurulu düzeninin babaanne yanında bulunduğu, ortak çocuğun bakım verenleriyle arasında sıcak bir ilişki bulunduğu, birlikte yaşadığı ortam ve kişilere alışmış olduğu ve babaanne ...'ın ...'nın bakımı konusunda özverili davrandığı gözlemlenmişse de ortak çocuğun henüz yaşı itibarı ile anne ilgi, bakım ve gözetimine ihtiyaç duyduğu dönemde olduğu, geçen bir yıllık süreçte ortak çocuğun davalı annesiyle kişisel ilişki kurmasının engellendiği, ortak çocuğun davalı anneye yabancılaştığı, çocuğun gelişimi açısından her iki ebeveyn ile de sağlıklı iletişim kurulabilmesinin elzem olduğu, davalı anne yönünden hazırlanmış olan sosyal inceleme raporunda davalı anne yanında ortak çocuk açısından olumsuz olarak değerlendirilebilecek herhangi bir unsurun belirtilmemiş olduğu ve ortak çocuğun davalı anne yanında yaşaması halinde uygun ve sağlıklı bir ortamda gelişim gösterebileceğine dair ibareler olduğu anlaşıldığından ortak çocuğun velâyetinin davalı anneden kaldırılmasının ortak çocuk yararına olmayacağı ancak ortak çocuğun gelişimi açısından her iki ebeveyn ile de düzenli vakit geçirmesinin önemli olduğu, ayrıca ortak çocuğun uzun zamandır davacı baba ve babaanne yanında bulunduğu ve bu kişilere alışmış olduğu göz önüne alınarak davacı baba ve ortak çocuk arasında kurulmuş olan kişisel ilişkinin düzenli, sık ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesinin ortak çocuğun üstün yararına olacağı yönünde rapor tanzim edildiği dosya kapsamında velâyetin değişmesini gerektirir davalının ortak çocuğa karşı ihmalini gösterir somut herhangi bir bulgu bulunmadığı,ortak çocuğun velâyetinin davalı anneden kaldırılmasının ortak çocuk yararına olmayacağı hususları ile ortak çocuğun üstün menfaati de göz önünde bulundurularak davacının açmış olduğu velâyetin değiştirilmesi davasının reddine, ortak çocuğun gelişimi açısından her iki ebeveyn ile de düzenli vakit geçirmesinin önemli olduğu, ayrıca ortak çocuğun uzun zamandır davacı baba ve babaanne yanında bulunduğu ve bu kişilere alışmış olduğu, alınan tanık beyanlarında da ortak çocuğa davacı ve ailesi tarafından iyi bakıldığının beyan edildiği hususları da göz önünde bulundurularak davacı tarafın kişisel ilişki sürelerinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile, " her ayın 1. ve 3. hafta sonları cumartesi günü saat 10:00'dan ertesi gün Pazar günü saat 17:00'a kadar; dini bayramların 3. günü saat 10:00'dan 17:00'a, babalar gününde saat 10:00'dan 17:00'a kadar; her yıl ilk yarı sömestri tatilinde ilk hafta pazartesi günü saat 10:00'dan pazar günü saat 17:00'a kadar; her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında, 1 Temmuz günü saat 10:00'dan 31 Temmuz günü saat 17:00" a kadar çocuğun eğitimine ve sağlık tedavisine mani olmayacak şekilde yanına almak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına; karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesi talebiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesi talebiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin ortak çocuk 28.04.2019 doğumlu ... yönünden velâyetin değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin kararında usul, esas ve kamu düzenine ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davalı annenin velâyetten kaynaklanan görevlerini ihmal ettiğinin ve velâyetin değiştirilmesi şartlarının oluştuğunun davacı tarafından ispatlanamadığı, davanın velâyetin değiştirilmesi bu talep yerinde görülmediği takdirde kişisel münasebetin yeniden düzenlenmesi talebiyle terditli olarak açıldığı, uyuşmazlığa konu çocuk ile davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkiye ilişkin karar ile kişisel ilişki tesisine ilişkin talebin kabulü nedeniyle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine (HMK 326/1) ilişkin kararın doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediğinin anlaşılması karşısında, tarafların istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; kişisel ilişki kurulması yönünde verilen kabul kararı ile davalı lehine hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri yönünden verilen kararların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile çocuk ile arasında kurulan kişisel ilişki süresinin doğru olup olmadığı yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.