Logo

2. Hukuk Dairesi2024/7637 E. 2024/8135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma sonrası yapılan yargılamada davacının katılma alacağı davasındaki alacağını devretmesinin, yargılamaya etkisinin ne olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Katılma alacağı davasında, davacı erkeğin alacağını dava dışı bir kişiye devretmesi nedeniyle, mahkemenin 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesi uyarınca işlem yapması gerekirken, bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/86 E., 2023/201 K.

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı erkek vekili

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların resmi nikah olmaksızın 1999 yılında birlikte yaşamaya başladıklarını, resmi nikahın ise daha sonra 27.04.2004 tarihinde yapıldığını, tarafların birlikte yaşamaya başladıklarında davalının henüz inşaatı tamamlanmamış bir kooperatif hissesi ile eski model bir aracının olduğunu, başkaca malvarlığının bulunmadığını, tarafların birlikte yaşamaya başladıktan sonra müvekkilinin davalıya maddî ve manevî katkı yaptığını, davalıya ait kooperatif hissesinin kaba inşaatı tamamlanarak teslim edildiğini, müvekkilinin bu kooperatif hissesinin içini yaptırdığını, tarafların birlikte yaşamaya başladıkları tarihlerde müvekkilinin emlakçılık yapmakta olup gelir durumunun davalıdan çok daha iyi olduğunu, müvekkilinin kendi geliri ile birçok taşınmaz satın aldığını, ancak hepsinin tapusunu da çok sevdiği davalı adına tescil ettirdiğini, 392 parsel sayılı bağ niteliğindenki taşınmaz, 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı arsa niteliğinden taşınmazlar, 3180 ada 15 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaz, 3180 ada 15 parseldeki dubleks bina ve arsasını müvekkilinin harici olarak satın alarak davalı adına tescil ettirdiğini, ayrıca Bayındır villalarıdaki taşınmazın içini de müvekkil yaptırdığını belirterek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katkının tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve etmiştir.

2. Davacı erkek vekili 25.11.2015 tarihli ıslah dilekçesinde; davayı katılma alacağına dönüştürdüklerini belirterek, katılma alacağının tespit edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla katılma alacağının boşanma dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

3. Davacı erkek vekili 25.01.2017 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda müvekkilinin alacağının 199.276,66 TL tespit edildiğini belirterek, talep miktarını toplam 199.276,66 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı ile evlenmeden önce sahip olduğu aracın satılarak evlilik birliği içinde araç alındığını, bu aracın da satılarak satış parasının evlilik birliği içinde davacı tarafından tüketildiğini, davacının malların edinilmesine davacının katkısının olmadığını, müvekkilinin kişisel mallarından gelen para ile alındığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı kadın vekili ıslah dilekçesinde karşı sunduğu cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.02.2016 tarih ve 2012/335 Esas, 2016/132 Karar sayılı kararı ile, 12.01.2016 havale tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 37.500,00 TL, 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmazın yönünden 161.776,66 TL davacının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 199.276,66 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 05.12.2017 tarih ve 2016/8131 Esas, 2017/16135 Karar sayılı kararı ile, 3295 ada 1 ve 2 sayılı taşınmazların edinilmesinde davalının 29.04.2004 tarihinde 9.810,00 TL'ye sattığı aracın satışından elde edilen paranın kullanıldığının kabulü gerektiği; 3180 ada 15 parsel sayılı sayılı taşınmazın edinilmesinde de davalının 04.05.2005 tarihinde sattığı dava dışı 8 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen paranın kullanıldığının kabulü gerektiği; kabule göre de kabul-ret oranına göre yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin hesaplaması gerektiği belirtilerek davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 12.03.2020 tarih ve 20193/67 Esas, 2020/179 Karar sayılı kararı ile, 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların alımında davalının evlilik öncesinde edindiği 2001 model aracın 9.810, 00 TL'ye satılması sonucunda davalının kişisel malı olan bu aracın satımından elde edilen paranın kullanıldığı; 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmazın da davalının evlenmeden önce alınıp satılan taşınmazları bulunduğunu, en son alınan ve kişisel malı olan dava dışı 8 nolu bağımsız bölümün satımından ele geçen 49.000,00 TL'ye davalı adına çekilen banka kredisi eklenerek toplam 79.000,00 TL bedelle satın alındığını savunmuş, banka kredisinin evlilik birliği birliği içinde ödenip kapatıldığı; 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden toplam 27.000,00 TL ve 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden 136.101, 70 TL katılma alacağı hesaplandığı; 392 ve 391 parsel sayılı taşınmazların davalının kişisel malı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden toplam 27.000,00 TL, 1380 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden 136.101,70 TL davacının katılma alacağı olduğunun tespitiyle, karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 392 ve 391 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine yönelik verilen karara karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2020 tarih ve 2020/2692 Esas, 2020/7736 Karar sayılı kararı ile, 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan denkleştirmenin ve katılma alacağı hesabının isabetli olduğu; 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden denkleştirmenin hatalı olduğu, 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmazın edinme tarihinin 23.05.2005 olduğu, dava dışı 8 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen paranın 27.000,00 TL değil, 40.000,00 TL olduğu, 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmazın edinme tarihindeki değerinin tespiti için bilirkişi raporu aldırılarak edinme değeri ile 40.000,00 TL'nin oransal karşılığı bulunarak denkleştirmenin yapılıp katılma alacağının bulunması gerektiği; 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden belirlenen 27.000,00 TL ile 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden belirlenecek katılma alacağına 05.02.2016 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtilerek davacı erkek vekili ile davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün bozulmasına, davacı erkek vekili ile davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, bozma sebebine göre davalı kadın vekilinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmazın edinme tarihi olan 23.05.2005 tarihindeki değeri konusunda bilirkişiden ek rapor alındığı, 13.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın edinme değerinin 159.787,15 TL belirlendiği, itirazlar doğrultusunda alınan 23.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın edinme değerinin 145.705, 80 TL belirlendiği, raporlar arasında çelişki olduğu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla, dosyaya daha önce davalı vekilince sunulan uzman raporunun da değerlendirilmesi suretiyle alınan 02.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda taşınmaz edinme değerinin 152.746,48 TL belirlendiği, işbu raporun denetlenebilir ve bilimsel verilere uygun bulunarak hükme esas alındığı, dava dışı 8 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen 40.000,00 TL denkleştirilerek 03.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda 3180 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının 121.749,60 TL katılma alacağı hesaplandığı, işbu raporun denetlenebilir ve bilimsel verilere uygun bulunarak hükme esas alındığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, 3295 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar yönünden toplam 27.000,00 TL, 1380 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden 121.749,60 TL davacının katılma alacağı olduğunun tespitiyle, 05.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, 392 ve 391 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 04.06.2024 tarih ve 2023/6691 Esas, 2024/4203 Karar sayılı kararı ile; somut olayda, Ayfonkarahisar 3. Noterliğinde yapılan 05.11.2020 tarih ve 13870 yevmiye numaralı 'Alacağın Devri' sözleşmesi ile davacı ...'in alacağını dava dışı ... T.'ye devrettiği, Mahkemece işbu sözleşme gözardı edilerek yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakla; Mahkemece, 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 6100 sayılı Kanun'un 125 inci ikinci fıkrası göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına; bozma sebebine göre, davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde; bozma kararının hatalı olduğunu, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakkın şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olup devrinin mümkün olmadığını, 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca yapılmış bir alacağın devri bulunmadığını, ilgili Kanun maddesinin uygulanma imkanı olmadığını, kaldı ki dava hakkının değil para alacağının devrinin vaad edildiğini belirterek kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraf ve dava ehliyeti, alacak hakkı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 50 ve 51 inci maddeleri, 114 ve 115 inci maddeleri, 125 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi,, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) geçici 440 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 2.320.00 TL para ceza ile 891.50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.