Logo

2. Hukuk Dairesi2024/852 E. 2024/6021 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında ortaya çıkan yeni delillerle yargılamanın iadesi talep edilip edilemeyeceği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen yeni delillerin, 6100 sayılı HMK'nın 375/c maddesinde öngörülen "elde edilemeyen delil" kapsamında olmadığı ve yargılamanın iadesi için gerekli yasal şartların oluşmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1305 E., 2023/1672 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/805 E., 2021/163 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili yargılamanın yenilenmesi talepli dava dilekçesinde; tarafların Mahkememizin 2017/813 Esas 2018/905 Karar sayılı 13.11.2018 tarihli ilamı ile boşandıklarını, söz konusu kararın boşanma yönünden 21.01.2019 tarihinde kesinleştiğini, tarafların boşanma davasının yapılan yargılaması sonrasında davalı ...'nın davacıya mesaj atarak ortak çocukları ...'in davacının oğlu olmadığını söylediğini, davalı ve .... isimli şahsın 2016 yılından beri birliktelik yaşadıklarının ortaya çıktığını, davalının sosyal medya hesapları ile ilişkili telefon numarasının davacının adına kayıtlı olduğunu, bu numara üzerine gelen şifre smsi ile davacının davalının sosyal medya hesaplarına tesadüfen erişim sağladığını ve davalının başka bir erkekle beraberliğinden haberdar olduğunu, davalının ortak çocuk adına da bir çok kez sosyal medya hesabı açarak başka erkekler ile yazıştığını, davacının davalının "... senin oğlun değil" mesajı üzerine İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi'nin 2019/825 Esas sayılı dosyası ile nesebin reddi davası açtığını, yargılama sırasında davacının aldatıldığını bilmemesi nedeniyle elde edilemeyen delilin mevcudiyeti kararın verilmesinden sonra ortaya çıktığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375/c maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı sürede cevap vermemiş, davalı vekilin 04.03.2021 tarihli celsesindeki beyanında davacının davasının haksız olduğunu, bir kaç resim ile yazışmaya dayandığını, başka somut bir delili olmadığını, bu delillerin davacının iddialarını ispatlamaya yeterli olmadığını, günümüzde herkesin sosyal medyada birbirlerinin resimlerini paylaşıp beğenebildiğini iddia ederek, davacının davasının reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 26.02.2007 tarihinde evlendikleri, 30.04.2007 doğumlu ortak çocuklarının olduğu, İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi'nin 2017/813 Esas 2018/905 Karar sayılı ilamı ile 21.01.2019 tarihinde boşandıkları, boşanma hükmünün kesinleştirildiği, 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin 1 inci fıkrasının ç bendi gereğince yasal şartların oluşmadığı, boşanma dosyasında boşanmayı talep ettiğinden boşanma yönünden davacının aleyhine hüküm verilen taraf niteliğinde olmadığı, ayrıca ortaya çıkan vakaların elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması niteliğinde sayılamayacağı, 6100 sayılı Kanun'un 379 uncu maddesinin birinci maddesinin c bendi gereğince ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olmadığı, bu davada dinlenme ve iade-i muhakeme sebebi olarak kabulünün mümkün olamayacağı görüldüğünden davacının yargılamanın iadesi davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla hatalı gerekçe ile davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinde sayılan sebeplerden hiç birisine uymadığı, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş yeni bir belge bulunmadığı, lehine karar verilen davalının hileli davranışta bulunduğunun tespit edilemediği, önceki hükme aykırı verilmiş başka bir karar bulunmadığı, yargılamanın yenilenmesinin şartları oluşmadığı anlaşıldığından, Mahkemenin davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi kararının doğru olduğundan usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı tarafın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi için Kanun'un aradığı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci ve 375 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.