Logo

2. Hukuk Dairesi2024/855 E. 2024/2789 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının fer'isi olarak istenen yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının sabit bir işi ve gelirinin olduğunun tespit edilmesi ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmediğinin anlaşılması nedeniyle yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı kadının yoksulluk nafakası talebini reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1232 E., 2023/1755 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların 2006 yılında evlendiğini ve bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sürekli hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve bozdurulduğunu, kadına iade edilmediğini iddia ederek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alınarak bozdurulduğunu ve kişisel masraflarını karşılamak için kullandığını, kadına iade edilmediğini, kadının bu zararının 4721 Sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında toplamda 32.000,00 TL olduğunu ve erkekten alınarak kadına verilmesi, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alındığında kadın yararına 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi 05.07.2017 tarihinde davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından yasal süresi geçtikten sonra 22.07.2017 tarihinde cevap dilekçesi sunulmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadını ortak konuttan kovduğu, ortak konutun giderlerini karşılamadığı, sorumluluklarını ve üzerine düşen görevi yerine getirmediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, mevcut ve beklenen menfaat, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, 5.000,00 TL manevî tazminat, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, ziynet alacağı davası yönünden yapılan incelemede ise erkeğin, düğünde takılan ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kendisine verildiğini veya takıların kadın tarafından bozdurularak harcandığını ispatlayamadığı, kadının ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürmediği ve erkekte kaldığının ispatlandığı, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde kadına iade edilmesi gereken ziynet eşyalarının, kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda 20.343,50 TL bedel üzerinden kadına iade edilmesi gerektiği gerekçesiyle, kadına düğünde takılan ve bilirkişi raporunda nitelik ve değerleri belirtilen ziynet eşyalarının, aynen ya da bedelinin kadına iadesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olduğu nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının kadında olduğu ve ziynet alacağı davasının reddi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, davaya süresinde cevap vermediği ve tanıklarını bildirmediği, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince erkeğin tanıklarının dinlenmesinin hatalı olduğu ve erkeğe yüklenen fiziksel şiddet vakasının ispatlanamadığı, her ne kadar erkek tanıklarından Nermin tarafından erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı beyan edilmişse de söz konusu tanığın süresi içinde cevap dilekçesi vermeyen erkek tarafından bildirildiği ve beyanlarının hükme esas alınamayacağı, fiziksel şiddet eyleminin, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak kadına ait ücret bordrosu ve kadının aktif sigorta kaydının bulunduğu dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı ve bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği, kadın tarafından dava dilekçesinde talep edilen maddî tazminatın, ziynet alacağına yönelik olduğu, boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmadığı, erkek tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının kesildiği, kadının cevaba cevap dilekçesi adı altında talep ettiği maddî tazminatın süresinde olmadığı ve kadının maddî tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına manevî tazminat şartları oluştuğundan kadın yararına manevî tazminat takdirinin isabetli olduğu, erkeğin, ziynet eşyası alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde ise; Nazillli 1. Aile Mahkemesinin 2013/759 E., 2014/226 K. sayılı dosyası içeriğine göre, ilgili dava dosyasında davacı sıfatını haiz olan kadın eşin, boşanma davasından feragat ettiği şeklinde dilekçe verdiği ve 28.03.2014 tarihli kararla, kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve ilgili kararın kesinleşmediği, iki davada talep edilen ziynetlerin bir miktar yönünden farklılık gösterdiği, kadının bahse konu davada, feragatine rağmen eldeki dosyada ziynet eşyası alacağını talep edebileceği kabul edilse bile, kadının iddiasının ziynetlerin erkek tarafından bozdurulup harcandığı vakıası olduğu, dinlenen tanık beyanları ile bu vakanın ispatlanamadığı, kadının yemin deliline de dayanmadığı, ispatlanamayan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle; davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine, maddî tazminata, yoksulluk nafakasına ve ziynet alacağı davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve boşanma gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının maddî tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının reddine, davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur,yoksulluk nafakası ve maddi tazminat, ve ziynet alacağı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.06.2023 tarih ve 2023/38 Esas – 2023/3016 Karar sayılı kararı ile, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının daha ağır kusurlu olmaması şartı ile birlikte boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün de belirlenmesi gerekir. Davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespiti amacıyla İlk Derece Mahkemesince yazılan müzekkereye bila ikmal yanıt verilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespiti amacıyla tekrardan araştırma yapılmamış, sigorta kayıtları ile yetinilmiştir. O halde, davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak tespit edilmesi ve sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında hüküm tesisi gerektiği" gerekçesiyle, bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek dosya arasına alınan davacıya ait ücret bordrosu, uyulmasına karar verilen bozma ilamından sonra dairemizce yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre davacının çiçekçide mutfak görevlisi olarak çalıştığının, aylık 11.400,00 TL gelir elde ettiğinin, aylık 3.000,00 TL bedelle kirada oturduğunun tespit edilmesi, dosya içine alınan SGK kaydında 2023 yılı 9. ayı itibariyle prime esas kazancının 20.252,09 TL olması, buna göre sabit bir işi ve gelirinin bulunması karşısında, davacı yönünden yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşmadığı, bu bakımdan davacının yoksulluk nafakası talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek davalının Davalının bu husustaki istinaf başvurusunun kabulü ile davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 175 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.