"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1483 E., 2023/1602 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/101 E., 2022/473 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçelerinde özetle; tarafların 13.06.1990 tarihinde evlendiklerini, davalının müvekkiline karşı ilgisiz davrandığını, müvekkilini yok saydığını, psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini toplum içinde ve ailesi içinde küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, ailesi ile görüşeceği zamanlarda huzursuzluk ve kavga çıkardığını, müvekkiline karşı saygısız davrandığını, ailesi ve arkadaşları ile görüşmesine izin vermediğini, müvekkilinin ailesinin, arkadaşlarının hatta hiç kimsenin eve gelmesine müsaade etmediğini, müvekkiline karşı ekonomik psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sinkaf içerikli küfürler ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, saldırgan, yıkıcı ve baskıcı davranışlar sergilediğini, müvekkiline "kendisinden boşanmak istediğini, boşandıktan sonra yeni biri ile evleneceğini, onunla mutlu olmazsa ondan da boşanacağını" söylediğini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları nedeni ile temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili tarafından cevap dilekçelerinde özetle; haksız, somut dayanaktan yoksun iddialarla açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kocanın rahatsızlığı nedeniyle tarafların bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığını, davacının müvekkiline ayrı konut tesis etmediğini, müvekkilini ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, davacının ailesiyle yaşadığı dönemlerde müvekkilinin davacının anne, babasının ve kardeşinin baskısına, gayrı ahlaki tutum ve davranışlarına, hakaretlerine, katlanmak zorunda kaldığını, davacı şehir dışına göreve gittiğinde erkek kardeşinin zaman zaman tarafların yatak odasında yatması nedeni ile müvekkilinin diğer odada yatmak zorunda kaldığını, ailesinin gayri ahlaki rahatsız edici tutum ve davranışlarının olduğunu, müvekkilinin davacıya rahatsız olduğunu belirtmesine karşın davacının tepkisiz kaldığını, davacının aldığı bütün maaşını annesine verdiğini, müvekkilinin ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını, aşırı kıskanç tavırlar sergilediğini, en yakın akrabaları ile dahi sarılıp tokalaşmasına izin vermediğini, müvekkilinin yakınlarının ve ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, ağır psikolojik baskılar uyguladığını, müvekkiline karşı soğuk ve dışlayıcı tavırılar sergilediğini, sevgi, saygı göstermediğini, tarafların çocuğunun olmamasının sorumlusu olarak müvekkilinin görüldüğünü, çevreye bu durumun müvekkilinden kaynaklandığı yönde lanse edilmesi için davacının ve ailesinin müvekkiline baskı yaptığını, davacının ailesinin müvekkiline karşı yapılan hakaretlere, küçük düşürmelere ses çıkarmadığını, eşine sahip çıkmadığını belirterek, boşanma davasının reddine, dava tarihinden geçerli olmak üzere; davalı lehine aylık 2.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile; tarafların boşanmalarına, davacını maddî, manevî tazminat ve nafaka talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalının maddî, manevî tazminat, nafaka talebi şartları bulunmadığından reddine, davalı lehine hükmedilen 1.350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin Usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı kadın vekilinin istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve yasaya aykırı olduğunu beyanla tüm yönlerden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 inci, 4 üncü, 6 ıncı, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.