Logo

3. Hukuk Dairesi2021/1253 E. 2021/13012 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vesayet makamının onayı olmadan yapılan vekalet sözleşmesine dayanarak azledilen avukatın vekalet ücreti alacağı talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Küçüklerin vekili olarak atanan avukatın, vesayet makamının onayı olmadan yapılan vekaletname ile yetkilendirildiği ve bu nedenle azlinin haklı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin davayı red kararı, başvuru harcına ilişkin yanlışlık düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlene 14/12/2021 tarihinde davacı asil ... ile davalılar vekili Av. .... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıların murisleri ... ve ...’in vefatı sonrasında davalıların vasisi tarafından verilen vekalet ile ferdi koltuk sigortası teminat alacağı için iki ayrı takip yaptığını, takibe itirazlar sonrası ise iki ayrı itirazın iptali davası açtığını, ancak verilen yetkisizlik kararlarının temyizinden sonra haksız olarak azledildiğini ileri sürerek; iki ayrı icra ve iki ayrı dava dosyası için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL akdi ve 1.000,00-TL karşı yan vekalet ücreti olmak üzere 2.000,00-TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesi ile talebini 171.651,80-TL olarak arttırmıştır.

Davalılar vasisi, davacı avukatın yetkisizlik kararını temyiz ederek dosyanın gereksiz uzamasına neden olduğunu, dosyalar hakkında bilgilendirilmediğini, bu nedenle haklı olarak azledildiğini, ayrıca vesayet makamının onayı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Yerel Mahkemece, 09/02/2017 tarihinde davanın kabulüne yönelik verilen karar, davalılarca istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar davalıların temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 02/10/2019 tarihli ve 2019/4335 E. 2019/9240 K. sayılı kararla "1-.... Dosya kapsamı incelendiğinde, davalılar ... ve ...

...’in ailesini trafik kazasında kaybetmesi neticesinde yaşlarının küçük olması nedeni ile ...’in 28.8.2013 tarihinde vasi olarak tayin edildiği, buna istinaden vasi ...’in davacıyı 26.05.2014 tarihinde küçüklerin vekili olarak tayin ettiği anlaşılmaktadır. Her şeyden önce küçükler adına yapılan bu işlemin geçerli olabilmesi için vesayet makamının onayına sunulması gerekmektedir. O halde, mahkemece öncelikle vekalet sözleşmesine ilişkin vesayet makamının onayının olup olmadığının incelenmesi, bulunacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Kabule göre de, .... Mahkeme % 15 ölçütünü dikkate alırken bu konuda bir gerekçe belirtmemiş olup emek ve mesaiye göre %15 üzerinden vekilin ücret hakkettiği yorumu yapılmıştır. Bu yorum kabul edilebilir bir kıstas içermemektedir. Vekilin dava veya takibi açıp takip etmesi bunun için emek ve mesai harcaması zaten asli görevidir. Bu oran belirlenirken davalının sarf ettiği emek ve mesai ile dava ve takibin ve uyuşmazlığın niteliği, süreci göz ardı edilmemelidir. Mahkemece % 10 oranın aşılması halinde asli görev dışında somut dayanaklar gösterilmeli, aksi halde bu oran aşılmamalıdır. Öyleyse mahkemece belirlenen doğrultuda inceleme yapılıp takip nedeniyle davacı avukatın hak ettiği ücrete ilişkin makul oran belirlenerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi de uygun görülmemiştir." gerekçesiyle davalılar yararına bozulmuştur.

Mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, ilk derece mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, başvuru harç alınması gerekirken, davacı avukatın tüketici olduğundan bahisle harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün 2. fıkrasındaki “Tüketici Kanununun 73/2. maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 2.963,40-TL harcın davacıya talep halinde iadesine,” cümlesinin hükümden çıkartılarak, yerine “Davacı tarafından yatırılan 2.963,40-TL harçtan alınması gerekli 54,40-TL başvuru harcın mahsubuyla bakiye 2.909,00-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,” cümlesinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.