"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların ortak olarak inşa ettikleri ve tapuda davalı ... adına kayıtlı bağımsız bölümü 10/10/2011 tarihinde satın aldığını, 26/06/2012 tarihinde taşınmazın gider bağlantılarından taşan pis suyun evin içinde biriktiğini, olayı bildirdiği davalı ... elemanı ile gelerek sorunu giderdiğini, tüm çeyizleri ile birlikte evdeki eşyaların, giyeceklerin ve elektronik eşyaların pis su içinde kalarak zarara uğradığını, zararın mahkeme aracılığıyla yaptırılan delil tespiti dosyası ile belirlendiğini iddia ederek; sigorta şirketinden alınan 9.367,81 TL ödemenin tespit edilen zarardan mahsubu ile bakiye 13.780,29 TL maddi tazminatın ve duyulan elem sebebiyle 15.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; kusurunun bulunmadığını, olay günü yağan şiddetli yağmurlar ve sel baskınları nedeniyle ana logar kanallarının tıkandığını ve yüzlerce evi su bastığını, bir çok kişinin bu şekilde maddi ve manevi zarara uğradığını, zararın sorumlusunun giderlerin bakım ve tahliyeleri ile ilgilenen belediye olduğunu, binanın yapı denetim kontrolünden geçirilerek yapıldığını, binada ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; davacıya mal satıp taahhütte bulunmadığını, yapı denetim firmasının kontrolünden geçen inşaatın proje ve ruhsatlarına uygun olarak yapıldığını, davacının talebinin fahiş olduğu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; ayıplı imalat nedeniyle zarara uğrayan davacı yönünden manevi tazminat isteme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 13.168,79 TL maddi tazminat ile 2.500 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.” düzenlemesini içermektedir. Bu madde gereğince, kişilik hakkı zedelenen kimse manevi tazminat talebinde bulunabilecektir.
Somut olayda, davacının su basması sonucunda birtakım eşyaları ile evinde oluşan zarar, malvarlığına ilişkin zarar niteliğindedir. Yukarıda açıklanan ve manevi tazminatın koşullarını düzenleyen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre; malvarlığı zararı kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturarak nitelikte bir eylem olarak benimsenmiştir.
Buna göre mahkemece; koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.