"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulü ile itirazın iptaline dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; muris ...'ın babası, davalının da murisin eşi olduğunu, dönem dönem paraya ihtiyacı olması sebebiyle murise elden para verdiğini, murisin de bir süre sonra elden aldığı bu paraları karşılayacak şekilde senet tanzim ederek kendisine verdiğini, murisin diğer çocuklarının ve davalının bu senetten haberdar olduğunu, murisin vefatından sonra kardeşlerinin senet borcunu hisseleri oranında ödediğini, ancak davalının ödemede bulunmadığını, davalı mal rejimi alacağı iddiası ile dava açtığından senet bedelini ödemeyeceği düşüncesi ile şifahen istenmeksizin senede dayalı olarak davalı aleyhine genel haciz yoluyla takip başlattığını ve davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek; takibe vaki itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının muvazaalı düzenlenmiş, likit bir alacak olmayan, kambiyo senedi vasfı taşımayan ve zamanaşımına uğramış adi belgeye dayanarak icra takibi başlattığını, mirasçıları tarafından sürekli murisle parası ve malı için evlendiği konusunda itham edildiğini, mirastan feragat etmeyerek ölüme bağlı edinilmiş mal tasfiyesi davası
açtığı için aleyhine açılan bu dava ile karşı karşıya kaldığını, takibe konu adi belgenin daktilo ile yazılmış, sonradan düzenlenebilir nitelikte ve gerçekliği tartışılır bir belge olduğunu savunarak, davanın reddi ile lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; Adli Tıp Kurumu raporu uyarınca senetteki imzanın tarafların murisine ait olduğunun belirlendiği, davalının senetteki imzanın sahte olduğunu ispat edemediği, davalının murisin yasal mirasçılarından olması nedeniyle miras hissesi oranında senet borcundan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafça istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemecince; davacının murisin ilk eşinden olan oğlu, davalının ise ikinci eşi olduğu, murisin ekonomik durumunun iyi olduğu ve borç almaya ihtiyacı bulunmadığı, senette soyut olarak 25/07/2010 tarihi itibariyle bir takım ihtiyaç için borç para alındığı yazılmakla borcun senet düzenlendikten çok sonra 01/08/2015 tarihinde ödeneceğinin belirtildiği, davacının murisin sağlığında senetle ilgili bir işlem yapmadığı, bu hususlar birleştiğinde muvazaalı olduğu sonucuna varılan senedin davalı aleyhine bir sonuç doğuramayacağı gerekçesiyle; davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Takibe dayanak yapılan senet altındaki imzanın tarafların murisine ait olduğu Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile tespit edilmiştir. Dosya içinde senedin muvazaalı olduğunu ispata yeterli delil bulunmamaktadır.
Buna göre, bölge adliye mahkemesince; senedin geçerli olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, olay örgüsünden hareket edilerek soyut şekilde senedin muvazaalı düzenlendiği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilnesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, 1.985,80 TL peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın aynı Kanun'un 373/2 maddesi uyarınca kararı veren bölge adliye mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 27/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.