Logo

3. Hukuk Dairesi2021/3857 E. 2021/12136 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak davasında uygulanacak zamanaşımı süresinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı alacak davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetilerek, mahkemenin beş yıllık ecrimisil zamanaşımı süresini uygulaması hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı miras yolu ile davalıya intikal etmiş olan taşınmazın kesinleşen mahkeme kararı ile adına tesciline karar verildiğini, buna rağmen davalının taşınmazı kararın kesinleştiği 02/06/1997 tarihinden 01/06/2007 tarihine kadar başkalarına kiralamak suretiyle kullanmaya devam ettiğini, kiracı için 01/06/2004 ile 31/12/2007 tarihleri arası için ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, kiracı tarafından idari yargıda açılan ecrimisil ihbarnamesinin iptali davasının, taşınmazın hazine adına tapuda tescilinin 21/08/2006 tarihinde yapılması nedeniyle bu tarihten önceki yıllar için 2886 Sayılı Kanun kapsamında ecrimisil talep edilemeyeceği, yalnızca 01/06/2007 ile 31/12/2007 tarihleri arası için 9.300 TL ecrimisil tahakkukunun yerinde olduğu gerekçesiyle 03/04/2014 tarihinde kısmen kabul kararı verildiğini, idari yargıda kabul edilmeyen dönem için adli yargıda dava açılabileceğinin bildirilmesi üzerine bu davayı açtıklarını ileri sürerek; elde ettiği gelirler karşılığında fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla, 19.443,35 TL'nin 05/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı; alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne, 19.443,35 TL alacağın 05/12/2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine yönelik verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 11/11/2019 tarihli ve 2016/28608 E. 2019/11136 K. sayılı kararıyla; "...davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesi ile alacağın zamanaşımına uğradığı itirazında bulunulduğu, mahkemece HMK m.142 hükmü gereği tahkikata başlanmadan önce zamanaşımı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi nihai kararın gerekçesinde de zamanaşımı itirazının değerlendirilmediği...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının talebinin ecrimisil olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu talebin de beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının 16/12/2014 tarihinde açtığı bu dava ile davalıdan 02/06/1997-01/06/2007 dönemi için ecrimisil talep ettiği, istek tarihi itibariyle de beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, vekaletsiz iş görmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

Vekaletsiz iş görme halinde, 818 sayılı BK (6098 sayılı BK.), özel bir zamanaşımı süresi öngörmediğinden, BK'nın 125. maddesindeki (6098 sayılı yasa 146.madde) on yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir.

Somut olayda; davacı, kesinleşen mahkeme kararı ile adına tesciline hükmedilen taşınmazın 02/06/1997- 01/06/2007 tarihleri arasında dosya kapsamına sunulan kira sözleşmeleri ve diğer belgelerden de anlaşılacağı üzere, davalı tarafından dava dışı 3.kişiye kiraya verilip kullandırılmasından dolayı davalının elde ettiğini gelirlere ilişkin olarak eldeki davayı açmış olup, bu davadaki talebinin vekaletsiz iş görme hükümlerine dayalı olduğu açıktır.

Bu itibarla mahkemece, eldeki davada vekaletsiz iş görmeye ilişkin on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği gözetilerek zamanaşımı definin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.