"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen itirazın iptali davalarının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada; ... Enerji Üretimi ve Otoprodüktör Grubu A.Ş.den satın aldığı elektrik nedeniyle % 30 oranında enerji teşvik indiriminden yararlandırılmasına yönelik davalı şirkete başvuruda bulunduğunu, talebinin kabul edilmemesi üzerine, davalı şirketin işleminin iptali istemiyle idare mahkemesinde açtığı davada lehine karar verilerek işlemin iptal edildiğini; tüketime konu 3.571.743,90 TL enerji bedelinin % 30’nun teşvik nedeniyle iade edilmesi gerektiğini, bahse konu teşvik bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ancak takibe konu asıl alacak olan 1.071.523,17 TL’nin 12/02/2014 tarihinde hesabına davalı tarafından yatırılmak suretiyle ödendiğini, bakiye alacak olan; icra vekalet ücreti, takipten sonra işlemiş faiz, takip masrafları ve icra inkar tazminatının tahsil edilemediğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin bakiye alacak yönünden devamını, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiş, birleşen davada ise; davalı şirketin işleminin iptali istemiyle idare mahkemesinde davanın açılış tarihinden, icra takip tarihine kadar asıl alacağa işleyecek faizin davalıdan tahsili amacıyla yine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı; teşvik indirimini ödeyen veya ödeyecek olan kurumun kendisi olmadığını, sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bahse konu idare mahkemesi kararında borçlu olduğunun tespitine yönelik hüküm de bulunmadığını, davacıya yapılan ödemenin
kendisi tarafından değil Merkez Bankası tarafından gerçekleştirildiğini, mevzuatta faiz giderlerinin ödeneceğine dair herhangi bir düzenleme de bulunmadığını savunarak; asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafından enerji teşvik indirimine yönelik davalı kuruma yapılan başvuruya yönelik belgelerin 15/08/2013 tarihinde ibraz edildiği, belgelerin teslimi üzerine bir ay içerisinde ödemenin yapılması gerektiği, bu nedenle alacağın 15/09/2013 tarihi itibariyle muaccel olduğu, işlemiş faiz talebinin ise muacceliyet tarihinden önceki döneme ait olduğu gerekçesiyle; asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından ilgili mevzuat uyarınca enerji teşvik indiriminden faydalandırılmak amacıyla davalı şirkete 02/10/2003 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalının ve derece mahkemelerinin de kabulündedir. Nitekim, söz konusu talebin reddine yönelik davalı şirketin 22/04/2004 tarihli ve 2114 sayılı işleminin iptali istemiyle idare mahkemesinde açılan davada, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından bahisle iptaline karar verildiği, bunun üzerine enerji teşvik indirim alacağının ve bu alacağa işleyecek olan faizin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takiplerinin başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takiplerin durduğu, eldeki asıl ve birleşen davanın ise takiplere vaki itirazın iptali istemiyle açıldığı görülmüştür.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davaya konu icra takip tarihleri öncesi, davacı tarafından enerji teşvik indirimine yönelik 02/10/2003 tarihinde usulüne uygun davalıya yapılmış başvurunun bulunduğu, alacağın işbu tarihte muaccel olduğu dikkate alınarak; icra takiplerindeki taleple bağlı kalınmak suretiyle, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.