Logo

3. Hukuk Dairesi2021/6248 E. 2021/13161 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma kararına rağmen, bölge adliye mahkemesinin bozma kararına uyma usulünü ihlal ederek ilk derece mahkemesi kararını kaldırmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma kararına uyduğunu beyan etmesine rağmen, usul gereği ilk derece mahkemesi kararı hakkında hüküm kurma yetkisi ortadan kalkmışken, davalının istinaf başvurusunu esastan reddetmesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; 28/12/2010 tarihli sözleşmeye istinaden davalı firmanın serbest muhasebe ve mali müşavirlik hizmetini yürütmekte olduğunu, sonrasında davalı firmanın sözleşmeyi tek taraflı ve haksız olarak 12/08/2011 ve 19/09/2011 tarihli ihtarlar ile feshettiğini, sözleşmeye göre sözleşmeyi fesheden tarafın sözleşme tazminatı ödemesi gerektiğini, davalı aleyhine Adana 9. İcra Müdürlüğünün 2011/7108 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminata hükmedilmesini istemiş, 01/06/2012 tarihli dilekçe ile davaya alacak davası olarak devam ettiğini belirterek 270.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 270.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, davalı istinafa başvurmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; sözleşmenin taraflara yüklediği edimlerin özelliği, sözleşmenin süresi ve davacı için kararlaştırılan aylık ücret (1.500 TL) ile fesih halinde kararlaştırılan cezai şart miktarının son ücretin 50 katı tutarında (75.000 TL) olduğu hususları gözetilerek cezai şart miktarının 75.000 TL'ye indirilmesi ve bu miktara hükmedilmesinin her iki tarafında katlanılabileceği düzeyde, hakkaniyete uygun bir karar olacağı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, 75.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Dairece verilen 01/12/2020 tarihli ve 2020/4493 E. 2020/7235 K. sayılı kararla; davalının tacir olup,

kararlaştırılan cezai şartın davalı şirketin mahvına neden olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edilmediği, davalı tarafın bu yönde bir savunmasının da bulunmadığı, gözetildiğinde bu konudaki ilkeler dikkate alınarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, karara karşı ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.

1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir: "....Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.

Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir..."

Zira, artık burada ilk derece mahkemesinin bir kararı mevcut değildir; bozulan karar bölge adliye mahkemesinin kararıdır, bu nedenle dosya kararı bozulan mahkemeye gönderilmektedir. Bölge adliye mahkemesi, yaptığı değerlendirmede bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa bozmaya uyma kararı verecektir. Bu kararın anlamı, bölge adliye mahkemesinin vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtay'ın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak bir karar vereceğidir. Bozmaya uyma kararı ile bozma kararı lehine olan taraf için bir usuli müktesep hak doğar (Pekcanıtez Usul-Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017 III.Cilt, Sh.2302 vd.).

Somut olayda; bölge adliye mahkemesi tarafından, bozma kararına uyulduğuna göre, bundan sonra yapılacak iş; bozmaya uygun olarak, yeniden esas hakkında karar vermekten ibarettir.

Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince; Yargıtay bozma kararı yanlış yorumlanarak, daha öncesinde kaldırılmasına karar verdiği, dolayısıyla hükümsüz hale gelen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalının yaptığı istinaf başvurusunun tekrardan incelenerek esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2- Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 371 inci maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.