Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7276 E. 2021/12683 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya yurt dışındaki adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi uyarınca, bilinen son adresine, Büyükelçilik veya Konsolosluk aracılığıyla yapılması gerektiği, taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; yurt dışında yaşadığını, yatırım amaçlı ...'da faaliyet gösteren bir emlak firması aracılığıyla 3 adet ev satın aldığını, evlerden ikisinin satım işlemlerini yapması için davalıya vekâlet verdiğini, davalıdan evlerin satışına ilişkin haber beklerken eve yabancı birilerinin yerleştiğini komşularından öğrendiğini, bu haber üzerine davalıya ulaşmaya çalıştığını ancak bir türlü ulaşamadığını, evleri satmasına rağmen davalının bu hususta bilgi vermediği gibi satış bedellerinide iade etmediğini, evlerin her birinin... isimli kişiye 75.000 TL bedelle satıldığını öğrendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, satış bedeli olan 150.000 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- HMK’nın 27. maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır.

Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması, diğer bir anlatımla taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin, Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.

Bu bağlamda; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilmemesi, Anayasa'nın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur.

Tebligat Kanunu'nun (TK) 10. maddesine göre, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.

TK'nın 25/a maddesinde ise yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimsenin, Türk vatandaşı olması hâlinde, tebliğin o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabileceği düzenlenmiştir.

Dosyadaki belgelerden; Türk Vatandaşı olan davalının 26/09/2013 tarihinde İlçe Nüfus Müdürlüğünden alınan kayda göre "..., Birleşik Krallık" adresinde ikâmet ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ise 19/11/2012 tarihli dilekçe ile davalıya ait adres ".... olarak bildirilmiş; Londra Başkonsolosluğu aracılığıyla tebliğ evrakı bu adrese gönderilmiş, Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi uyarınca ihtar bildiriminin davalının adresine iletildiği, ancak davalının 30 gün içerisinde Başkonsolosluğun davetine icabet etmediğinden tebligatın yapılmış sayıldığı kabul edilmiştir. Nitekim davalı, tebliğ evrakının gönderildiği ve tebliğ işleminin yapılmış sayıldığı adresin ikâmet adresi olmadığını belirtmektedir.

Bu durumda, mahkemece; davalının sistemde kayıtlı tebligat adresi ile tebliğ yapılmış sayılan adresin birbiriyle uyumlu olmadığı hususu da göz önünde bulundurularak, dava dilekçesinin duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile birlikte davalının bilinen son adresine çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi uyarınca davalıya tebliğ edilmesi ve bu suretle taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

2- Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi