"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan kooperatif vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 12/11/2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini, anılan Kanun hükümleri uyarınca 30/03/2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerden sonra Ormanlı Köyünün tüzelkişiliğinin kaldırıldığını ve mahalle olarak ... Belediyesine katıldığını, köy muhtarı olan davalı ...'nın belediyeye devredilecek olan taşınmazları muvazaalı olarak diğer davalı kooperatife sattığını, bu nedenle davalılar aleyhine açmış oldukları tapu iptali ve tescil istemli davanın kabul edildiğini ancak yargılama sürecinde 220, 221, 244, 248 (yeni 976) ve 579 parsel sayılı taşınmazların ... tarafından kamulaştırıldığının ve kamulaştırma bedelinin davalı kooperatife ödendiğinin anlaşıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, 2.985.940TL'nin taşınmazların devir tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın davalı ... yönünden reddine, davalı kooperatif yönünden ise kabulüne dair verilen karar, davalı kooperatif vekilinin temyizi üzerine, Dairece verilen 12/03/2019 tarihli ve 2017/15061 E. 2019/1916 K. sayılı kararıla, dava konusu taşınmazların tapularının iptali ve tescili istemi ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2014/576 Esas sayılı dava kabul edilmiş ise de, davalı kooperatif tarafından temyiz edildiği dolayısıyla kesinleşmediği, işbu dosyanın kesinleştikten sonra tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; bekletici mesele yapılan davada verilen kabul kararının Yargıtay tarafından bozulduğu, bozma sonrasında davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı kooperatif vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı Kooperatif vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT' nin 13. maddesinde; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7’nci maddenin ikinci fıkrası, 9’uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10’uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12’nci maddenin birinci fıkrası, 16’ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” düzenlemesi mevcuttur.
Hal böyle olunca mahkemece; uyulmasına karar verilen bozma kararında da işaret edildiği üzere, davanın alacak istemine ilişkin olduğu gözetilerek, yukarıda açıklanan 13. maddenin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca davalı kooperatif lehine nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davanın tazminat istemine ilişkin olduğu yönündeki yanılgılı değerlendirme sonucunda 13. maddenin dördüncü fıkrası uyarınca davalı kooperatif lehine maktu vekalet ücretine takdir edilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK' nın 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “4.080TL” rakamının çıkartılarak yerine “117.571,92TL” rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.