"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... Elektrik Dağıtım AŞ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Arslanlar Köyü, 311 nolu bölmede 30/06/2012 tarihinde davalılara ait enerji nakil hattından dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesinde yangın çıktığını, yapılan kontrollerde yangının enerji nakil hattı üzerinden ayrılan trafo üzerindeki sigortadan kaynaklandığının tespit edildiğini, ağaçlandırma ve söndürmeye yönelik zarar oluştuğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ağaçlandırma gideri ile yangın söndürme giderinden ibaret olan 58.200,32 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; dava konusu yangının meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; son bilirkişi kurul raporu uyarınca, davanın davalılar ..., ..., ..., ..., ... yönünden reddine, davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. yönünden kabulü ile 46.560,25 TL’nin 30/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair verilen bu karar, davacı ve davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin temyizi üzerine, Dairece verilen 29/03/2018 tarihli ve 2016/21658 E. 2018/3233 K. sayılı kararla; ‘’... mahkemece, uzman elektrik bilirkişilerinin de içinde bulunduğu, konusunda uzman bilirkişi kurulundan (3) olay tarihindeki mevzuat ve kusursuz sorumluluk ilkesi gereği rapor alınarak, öncelikle yangının çıkış nedeninin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, özel trafo sahibi davalıların ve diğer davalı ... şirketinin yangının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı ve dolayısı ile meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadıkları konusunun net olarak belirlenmesi...’’ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ise; davanın davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. yönünden kabulü ile 58.200,32 TL'nin 30/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın diğer davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorunludur. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
Somut olayda; mahkemece, uyulan bozma kararı uyarınca üniversite öğretim üyelerinden oluşan üçlü elektrik mühendisi bilirkişi heyetinden alınan 13/05/2019 tarihli raporda; dava konusu yangının nedeninin kesin olarak tespitinin mümkün olmadığı, tanık ifadeleri dikkate alındığında yangının elektrik enerji nakil hattından kaynaklanmasının kuvvetle muhtemel olduğu, yangının çıkmasındaki kusurun hattın işletme, denetleme, bakım ve onarım sorumlusuna ait olduğu, 18/01/2012 tarihli 3648/25 sayılı Kurul kararı ile onaylanan Ortak Kullanım Haline Gelen Elektrik Dağıtım Tesislerinin Elektrik Dağıtım Şirketlerince Devralınmasına Dair Usul ve Esaslar dikkate alındığında yangına neden olan hava hattının ortak kullanım özelliğine sahip olduğu, elektrik dağıtım şirketi tarafından işletme ve bakımı yapılmak üzere devir alınması gerektiği, olay tarihi itibariyle altı aydan fazla süre geçmesine rağmen ortak kullanım haline gelen dağıtım hattının davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından teslim alınmadığı devir olarak işletme ve bakımından sorumlu olması gerektiği, mahkemece hattın sorumluluğunun davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. ye ait olduğu kararına varılması halinde ilgili dağıtım şirketi ... Elektrik Dağıtım A.Ş. nin %100 kusurlu olduğu; aksi halde ise, davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin sorumluluğu bulunmayacağından kusurun ilgili hava hattı üzerinden enerji alan tüm abonelere eşit olarak paylaştırılması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bu raporda yangının çıkış nedeninin tam olarak tespit edilemediğinden bahisle, mahallinde bir kadastro bilirkişi, üç elektrik mühendisi ve bir orman yüksek mühendisi ile keşif yapılmış, bu heyetten alınan 29/11/2019 tarihli raporda ise, dosyada özel hattı davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. nin devraldığına dair bir bilgi bulunmadığından hattın işletme, bakım, arıza sorumluluğunun hat sahiplerine yani davalılardan ... ve ...’e ait olduğu, bu nedenle meydana gelen yangın ve neticesindeki zarardan davalılardan ... ve ...’in sorumlu oldukları, diğer davalılar ..., ..., ... ve diğer hat sahibi davalıların oluşan yangın nedeniyle bir sorumluluklarının bulunmadığı, davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. nin ise, enerji nakil hattını devralmadığı için hattın bakım, onarım ve arızasından sorumlu tutulamayacağı ve meydana gelen yangında kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkeme gerekçesi incelendiğinde ise, bozma sonrası
alınan 13/05/2019 tarihli ilk raporda yangının çıkış nedeninin tam olarak tespit edilemediğinden bahisle mahallinde keşif yapılıp 29/11/2019 tarihli heyet raporunun alındığı belirtilmiş, ancak 29/11/2019 tarihli bu raporun bozma gereklerini karşılar nitelikte olmadığından bahsedilerek çelişkili değerlendirmeler içeren ve ihtimallere dayalı olan 13/05/2019 tarihli rapora göre hüküm tesis edilmiştir.
Dosya kapsamı incelendiğinde; mahkemenin bozma sonrası hükme esas aldığı 13/05/2019 tarihli raporda ve yine 29/11/2019 tarihi yangının çıkış nedeninin tam olarak tespit edilemediği açık olmakla, her 2 rapora dayalı olarak da hüküm tesis edilemeyeceği kuşkusuzdur. Zira, uyulan bozma kararı incelendiğinde de görüleceği üzere, öncelikli olarak yapılması gereken iş, yangının çıkış nedeninin dosyadaki tüm veriler değerlendirilerek net bir şekilde tespiti olmalıdır.Yangının çıkış nedenini tam olarak tespit edemeyen, ihtimallere dayalı raporlara dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu itibarla mahkemece; dosyanın dosya kapsamında görev alan tüm heyetlerden farklı alanında uzman bir bilirkişi heyetine tevdi edilmesi, öncelikle yangının çıkış nedeninin dosyadaki tanık beyanları, belgeler ve diğer tüm veriler yeniden irdelenmek suretiyle her türlü kuşkudan uzak şekilde belirlenmesi, yine dava konusu olayda davalılar ... Elektrik Dağıtım A.Ş. ile diğer davalılar olan özel trafo sahiplerinin yangının meydana gelmesinde kusurları bulunup bulunmadığı ve sorumluluk durumlarının net bir şekilde belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesis yoluna gidilmesi gerekirken, hükme esas almaya yeterli nitelik ve nicelikte olmayan rapora göre karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı ve davalı ... EDAŞ yararına HUMK'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. ye iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.