Logo

3. Hukuk Dairesi2021/7990 E. 2021/13624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından banka aleyhine açılan alacak davasında, yargılama aşamasında dava konusu alacağın ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı ve yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacağın yargılama sırasında davacıya ödendiği ve davanın konusuz kaldığı gözetilerek, davacının davanın açıldığı tarihteki haklılığı dikkate alınarak yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Bağ-Kur emeklisi olup davalı bankanın Ağrı Şubesinden kredi kullandığını, işlerinin kötü gitmesi nedeniyle kredinin taksitlerini ödeyemediğini, davalı bankanın muvafakat almadan emekli maaşından kesintiler yaparak kredi taksitlerini tahsil ettiğini, 27/10/2011 tarihinden 27/12/2013 tarihine kadar Bağ-kur emekli maaşının tamamının kesildiğini, hesabından kesilen 11.622 TL'nin 28/01/2014 tarihinde iade edildiğini ancak hesabından yapılan kesintiler toplamının daha fazla olduğunu, davalı bankanın davacı aleyhine Kars 2. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlattığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla, şimdilik 3.000 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 27/05/2019 tarihli ve 2016/24965 E. 2019/6555 K. sayılı kararıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin, dava açıldıktan sonra maaştan yapılan kesinti iadelerinin karar tarihine kadar, dava konusu alacağa mahsuben yapılıp yapılmadığı hususunda mahkemece, ek bilirkişi raporu ya da gerektiğinde yeni bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda davalı bankanın davacıya söz konusu kesintiye istinaden iadeleri gerçekleştirdiği ve herhangi bir borcun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1) Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) İlke olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK). Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir nedenle dava konusunun ortadan kalkması halinde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır.

Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Bu durumda, mahkemenin, bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmetmesi gerekmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.

Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün "Karar ve ilam harcı" başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise; 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.

Bu durumda; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davada esas hakkında karar verilmesi halinde nispi harç alınacağı, usule ilişkin nihai kararlarla, davanın konusuz kalması halinde verilecek kararlarda maktu harç alınacağı kuşkusuzdur.

Somut olayda; yargılama sırasında dava konusu alacağın davacıya ödenmiş olması nedeniyle, dava konusu muaraza ortadan kalkmıştır.

Hal böyle olunca mahkemece; davacının, davanın açıldığı andaki duruma göre dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/ 7 maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentleri çıkartılarak yerlerine sırasıyla;

"1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına"

"2- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, peşin alınan 51,25 TL başvurma harcı ile 149,21 TL ıslah harcının talep halinde davacıya iadesine,"

"3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 2.040 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,"

"4-Davacı tarafından karşılanan 339,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına" bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, hükmü temyiz eden davacı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.