"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1305 E., 2022/463 K.
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ...6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/1241 E., 2021/61 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşmalı istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ..., Avukat ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'ın...plakalı aracı satmış olduğunu, karşılığında ise 19.02.2016 tarihli araç satış protokolüne istinaden ...'nın borçlu, ...'nın ise kefil olduğu 19.02.2016 tanzim ve 15.03.2016 vade tarihi 125.000,00 TL miktarlı senet (peşinata ilişkin) ile 19.02.2016 tanzim tarihli 75.000,00 TL miktarlı senedi (kredi teminatı) müvekkillerinden aldığını, davalı tarafın tüm ısrarlara karşın aracın mülkiyetini müvekkiline devretmediğini, yapılan araştırmalar neticesinde aracın üçüncü kişiye devredildiğini tespit ettiklerini, davalının taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı davranarak aracın mülkiyetini bir başkasına devretmesine karşın, bedelsiz kalan senetleri müvekkile iade etmediğini beyan ederek; davacı ...'nın borçlu, diğer davacı ...'nın kefil olduğu 19.02.2016 tanzim ve 15.03.2016 vade tarihi 125.000,00 TL miktarlı senet (peşinata ilişkin) ile 19.02.2016 tanzim tarihli 75.000,00 TL miktarlı senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya herhangi bir borçlarının olmadığının tespiti ilgili senetlerin iptaline ve müvekkillerine iadesine, davalı taraf haksız ve kötüniyetli olduğundan lehlerine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin ticari faaliyetini otobüs alım-satımı, ithalatı ve ihracatı çervevesinde sürdürdüğünü, davacı ile aralarında...plakalı beyaz renkli 2006 model Setra marka otobüsün alım satımı için 19.02.2016 tarihinde karşılıklı protokol imzalandığını, satışın davacının maddi durumunun o sıralar iyi olmaması nedeniyle resmi şekilde yapılamadığını, protokolü müteakibin aynı gün otobüsün zilyetliğinin davacı tarafa devredildiğini, o günden itibaren kaza, hasar ve her türlü hukuki sorumluluğuyla birlikte alacaklıya devredildiğini, dava konusu senetlerin vadesi dolmasına rağmen davacının herhangi bir ödeme girişiminde bulunmadığını, bu süre zarfında davacıların zilyetliği devredilen otobüsü çalıştırıp gelir elde ettiklerini, dava konusu otobüsün trafik kurallarını ihlal etmesi ve reşit olmayan bir çocuğun kullanması neticesinde Kocaelinde hizmet vermekte olan bir otoparkta bağlanarak müvekkil tarafından teslim alındığını, müvekkili ile davacı arasında düzenlenen otobüs satışına ilişkin sözleşmeden davacının sözleşme ile bağdaşmayan eylemleri ve temerrüdü sebebiyle dönüldüğünü, borçlunun temerrüdü nedeniyle sözleşmeden dönülmesinden dolayı uğranılan zararların davacı yan tarafından karşılanması ve bu borçların ödenmesi için davaya konu senetler üzerinde kanundan kaynaklı hapis hakkını kullandığını savunarak, davacıların kötü niyetli olarak açmış oldukları davanın reddine, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi sebebi ile davacının temerrüde düşmesi sonucu haklı olarak sözleşmeden dönüldüğünün tespitine, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlarının tespitine, karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; '' Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların isticvapları sonucu karşılıklı ikrarlarının bulunduğu, tarafların resmi şekilde yapılması gereken araç alım satımına dair adi yazılı şekilde ön protokol yaptığı, davacıların bu protokole göre araç bedeline karşılık teminat olmak üzere ilgili dava konusu senetleri davalıya verdiği, araç zilyetliğinin dava dışı kişiye verildiği, gelinen aşamada mülkiyetin resmi olarak davacılara hiç verilmediği, mülkiyetin dava dışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşılmakla senetlerin araç alım satımına karşılık teminat olmak üzere davalıya verildiği gözetilerek sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince; dava konusu senetler nedeniyle davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin davalıdan alınarak aynen davacılara iadesinin gerektiği, davalı tarafın zarara ilişkin iddia ve savunmalarının iş bu davanın konusu olmadığı'' gerekçesiyle; davacıların davasının kabulüne; keşidecisi ... olan 19.02.2016 keşide tarihli düzenleme yeri ...olan kefili (avalisti)... olan ödeme tarihi 15.03.2016 olan 125.000,00 TL bedelli lehtarı ... olan senet ile bedeli 75.000,00 TL olan aynı bilgilere sahip senet nedeniyle davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, senetlerin aynen davacılara iadesine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin katıldığı duruşmada yapılan isticvapta ikrarda bulunmadığı gibi, tam tersi inkarda bulunduğunu, müvekkilinin, aracın zilyetliğini davacılara verdiğini, davacılar tarafından dava konusu aracın zilyetliğinin dava dışı kişi olan kendi şoförlerine verildiğini, verilen kararın Türk Medeni Kanunu'nun 950. maddesinden doğan hapis hakkını kullanmasına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin 5 ay kadar bir süre otobüsü işletemediği için kar kaybına uğradığını, bu süre zarfında otobüsün davacılar tarafından ticari faaliyetlerde kullanılıp kazanç elde edildiğini, otobüs davacının zilyetliğindeyken birçok kez trafik cezasına çarptırıldığını, son olarak da reşit olmayan bir çocuğa kullandırıldığından trafikten men edilerek otoparka çekildiğini, müvekkilinin aracı otoparktan çıkarmak söz konusu cezaların hepsini ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin otobüsün zilyetliğini devraldıktan 1 ay sonra otobüs değer kaybettiği için 50.000,00 TL zararla üçüncü bir kişiye satıp devrettiğini, müvekkilinin bu zararların karşılanması için söz konusu kambiyo evraklarını teminat maksatlı olarak uhdesinde barındırmış olup TMK 950.maddesinde açıkça belirtilen yasal hakkını kullandığını beyan ederek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde tarafların sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahip oldukları, geçersiz sözleşmeler taraflara hak ve borç tahmil etmeyeceği için, tarafların ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilecekleri, bu bağlamda alıcı tarafın satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebileceği, aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamayacağı, satıcı tarafın ise sadece aracın iadesini isteyebileceği, satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemeyeceği, davalının, aracın davacıya tesliminden sonra uğradığı kazanç kaybı, trafik cezaları gibi uğradığı zararları ancak davacıya yönelteceği dava ile talep etmesinin mümkün olduğu, davalının cevap dilekçesi içeriğine göre, davacının borçlu olduğunun tespitini talep etmekle beraber usule uygun şekilde açtığı karşı dava bulunmamakta olup, bu talebi yönünden de tefrik kararı verildiği, Mahkemece bu yönler gözetilerek verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu'' gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın iyi niyet ve dürüstlük kuralı ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca müvekkilinin Türk Medeni Kanunun 950. Maddesinden doğan hapis hakkını kullanmasına da aykırılık teşkil ettiğini, beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçersiz araç satış sözleşmeden kaynaklı peşinat ve teminat amaçlı verilen senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve senetlerin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72/2 inci maddesi; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.''
2.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 77 nci maddesi; ''Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.
'',
3.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 950/1 inci maddesi; ''Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması hâlinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir. '',
3.2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi; ''Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.'' şeklindedir.
3.Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, davalı vekili cevap dilekçesinde her ne kadar senetler üzerinde bu zararlarına karşılık kanundan kaynaklı hapis hakkını kullandığını beyan etmişse de aynı zamanda cevap dilekçesiyle müvekkilinin uğradığı zararların tespitini, ön inceleme duruşmasında ise karşı dava olarak belirsiz alacak davası kapsamında 100.000,00 TL zararlarının tespitini talep etmesi, yine ön inceleme duruşmasında belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL'nin dava konusu olarak belirlenmesini talep etmesi, mahkemece karşı dava yönünden eksik harcın tamamlanması için kesin süre verilmesi ancak verilen kesin sürede harç tamamlanmadığı için karşı davanın tefrik edilmesi, bu durumda davalının zararlarına yönelik talebinin ayrı bir dava konusu olması, davalının bildirdiği şekilde 4721 Sayılı Kanun'un 950. maddesinde yer alan koşulların da gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.