Logo

3. Hukuk Dairesi2022/3706 E. 2023/186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ayıplı araç nedeniyle tüketicinin misliyle değişim ve araç kiralama bedeli talepleri üzerine açılan davanın, zamanaşımı, üretici ve satıcının sorumluluğu ve araç kiralama bedelinin kapsamı yönlerinden değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin ayıplı mal nedeniyle ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, üretici ve satıcının ayıptan müteselsilen sorumlu olduğu ve araç kiralama bedelinin makul süre ile sınırlı tutulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/306 E., 2022/433 K.

KARAR : Davanın Kabulüne

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/335 Esas -2021/517 Karar

Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan dava nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması Borusan Otomotiv İthalat Ve Dağıtım A.Ş. istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21/02/2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Av. ...... ile davalı Kosifler Samsun Oto Tic. A.Ş. vekili Av. ......diğer davalı Borusan Otomotiv İth. ve Dağıtım A.Ş. vekili Av. ..... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 15.11.2016 tarihinde dava konusu BMW marka 2016 model benzinli aracı davalı Kosifler Oto Tic. A.Ş den satın aldığını ve aracın tüm bakımlarının yetkili servis tarafından yapıldığını, araç 48.000 km ye ulaştığında motor arızası sebebi ile Kosifler Oto Tic.A.Ş yetkili servisine götürüldüğünü, yapılan işlemler sonucunda motor arızası olduğu, sandık motorunun tümü ile değişeceği ve tüm bu onarım bedelinin ise 92.000,00 TL olacağının bildirildiğini, bunun üzerine Samsun 2.Tüketici Mahkemesinin 2020/31 D.iş sayılı dosyasında delil tespiti yapıldığını, tespit raporunda arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığının belirtildiği, aracını kullanamamasından dolayı araç kiralamak durumunda kaldığını ve zarara uğradığını ileri sürerek, dava konusu araçta gizli ayıbın varlığı nedeni ile aracın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile misli ile değiştirilmesini, aracın kullanılamamasından kaynaklı araç kiralama bedeline ilişkin oluşan tüm zararın fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.250,00TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Borusan Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş. vekili; dava konusu ihtilafın 6502 sayılı yasa kapsamında zamanaşımına uğradığını, şirketin dava konusu aracın ithalatçısı olduğunu, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile tazminat gibi mali yükümlülükler yönünden şirketin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, araçta üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmadığını, sorunun kullanım hatasına veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığını, davalının iddialarına dayanak olarak sunduğu Samsun 2. Tüketici Mahkemesinin 2020/31 D.İş sayılı dosyası kapsamında yapılan delil tespit işleminin gıyapta yapılması yasaya ve hukuka aykırı olması sebebiyle dayanak olarak kabul edilemeyeceğini, davacı her ne kadar dava konusu aracın servis hizmetinde bulunduğu sürelerde kendisine ikame araç tahsis edilmemesi sebebiyle ikame araç bedelini talep etmiş olsa da davacı taraf onarıma izin vermediği için aracın onarılamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı Kosifler Samsun Oto Tic. AŞ vekili, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir problem olmadığını, davacı tarafın yasanın tanıdığı seçimlik haklardan onarım hakkını kullandığını ve araçtaki şikayetlerin onarımla sona erdiğini, bu nedenle somut olayda diğer seçimlik hakların kullanılmasının söz konusu olamayacağını, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken bedelinin iadesine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, şirketin ikame araç vermek veya araç kiralama bedelini ödemek zorunda olmadığını, zira davacı tarafın davaya konu aracın onarımını misliyle değişimi yönünde kullanmış olduğundan ikame araç talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan "ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesi" davasının kabulü ile; davacı tarafından 15/11/2016 tarihli fatura ile satın alınan BMW marka, 2016 model, WBA8D5101GK810333 şase nolu, 55 ACR 17 plakalı ayıplı aracın davalılar tarafından aynı özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilerek davacıya verilmesine, dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesinin mümkün bulunmaması halinde (fatura bedeli olan 171.201,52 TL' den aşağı olmamak üzere) İ.İ.K.'nun 24. md. gereğince işlem yapılmasına, dava konusu aracın davacı tarafından davalılara iadesine,

2-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan "araç mahrumiyet bedeli" davasının kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.250,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinafa Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Nedenleri

1-Davalı Kosifler Samsun Oto Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde,

Dava konusu araçta gizli ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte araçta gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa hak düşürücü sürelerin aşıldığını, davacının aracını en son 08/08/2020 tarihinde ve 48.420 Km “motor uyarı ikazı yanıyor” şikayeti üzerine şirket servisine getirdiğini ve yaklaşık 3 ay sonra huzurdaki davayı açtığını, 30 günlük yasal ihbar ve gizli ayıplar için Borçlar Kanunu’nda düzenlenen derhal ihbar sürelerine ilişkin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, bilimsellikten uzak, eksik inceleme ile hatalı sonuçlara ulaşan bilirkişi raporlarını esas alarak hatalı şekilde hüküm kurduğunu, aracın bunca yıldır sorunsuz bir şekilde kullanılmış olmasının ve servis bakımlarının gecikmeli olarak yapılmış olmasının ve garanti süresinin dolmuş olmasının aracın üretimden kaynaklı değil de daha çok kullanıcıdan kaynaklı sebeplerle arızalandığını gösterdiğini, davaya konu araca yeni ve orijinal bir motor takılmak suretiyle araçtaki arıza halinin tamamen giderileceğini ve aracın sorunsuz bir şekilde kullanıma hazır hale geleceğini, hal böyle iken; bilirkişinin 46.738,02-TL olarak hesap ettiği değer kaybı tutarının kabulünün mümkün olmadığını, her ne kadar davaya konu aracın ayıplı olmadığı ortada ise de yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişimine veya bedel iadesine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, ayrıca davaya konu aracın şirkete ait bayilerde mislinin bulunmaması nedeniyle de aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını, şirketin ancak onarım onayı verilen durumlarda müşterilerine ikame araç tahsis ettiğini, somut olayda davacının misliyle değişim talebi olduğundan ve onarıma herhangi bir onay vermediğinden kendisine ikame araç tahsis edilmediğini, davacı tarafın da aracı tamir ettirip kullanma ihtimali varken onarımı tercih etmediğini ve kendi iradesiyle araç kiraladığını, bu keyfi tutumun sonuçlarına da davacının kendisinin katlanmak zorunda olup, şirketin araç kiralama bedelinden sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı Borusan Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde,

Ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının taleplerinin 6502 sayılı yasa kapsamında zamanaşımı ve garanti süreleri sona ermiş olduğunu, şirketin ağır kusuru ya da hile ile ayıbı gizlediği iddialarının ispat edilemediğini, aracın davacı tarafça teslim alındığı tarih ile dava tarihi arasında yaklaşık 4 yıllık bir süre geçtiğini, şirketin, dava konusu aracın ithalatçısı olup, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile tazminat gibi mali yükümlülükler yönünden şirketin hukuki sorumluluğu bulunmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından müteselsil sorumluluğun olduğunun kabul edildiğini, dosya kapsamında alınmış olan bilirkişi raporlarının hukuka aykırı olup raporlar arasındaki çelişkiler bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının teknik ve bilimsel incelemeden uzak olup araç üzerinde teknik inceleme yapılmaksızın dosyada mevcut evraklar ve davacının beyanlarına dayandığını, bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, meydana gelen arızanın komple motor değişimi ile giderilebileceğini, misli ile değişim kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, araca ilişkin arıza tespit edilerek davacıya gerekli bilgilendirmeler yapıldığını ancak davacının onay vermemesi nedeniyle onarım yapılamadığını, araca ilişkin misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olduğunu davacı tarafın 4 yıl boyunca aracını kullandığı dikkate alındığında araca ilişkin menfaatlerinin mahsup edilmesi gerektiğini, davacı her ne kadar dava konusu aracın servis hizmetinde bulunduğu sürelerde kendisine ikame araç tahsis edilmemesi sebebiyle ikame araç bedelini talep etmiş olsa da davacı tarafın onarıma izin vermemesi nedeni ile onarılamadığını, kaldı ki; aracın, 2016 yılında satın alındığını ve garanti kapsamında olmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından araç mahrumiyet bedeline hükmedildiğini, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin davacının ortağı olduğu şirkete ait olması nedeniyle kendi ortak olduğu şirkete ait aracı kiralayarak kullandığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. GEREKÇE VE SONUÇ

Bölge Adliye Mahkemesince; 08.08.2020 tarihinde aracın yetkili servise bırakıldığı, kira sözleşmesinin 12.03.2020 tarihinde yapıldığı, dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle 30 günlük makul onarım süresi mahsup edildiğinde, 13.09.2020 tarihinden, dava tarihi 30.10.2020 tarihine kadar 48 gün aracın kullanılamadığı, bu tarihler arasında 12 gün hafta sonu ve 1 gün "29 Ekim resmi tatil günü" olmak üzere toplam 13 gün mahsup edildiğinde, davacının (48-13=35) 35 gün için araç mahrumiyet bedeli talep edebileceği, gelen yazı cevapları ve bilirkişi tarafından aracın günlük kira bedelinin 400,00-TL olduğu, 35 günlük mahrumiyet bedelinin, (35x400= 14.000), 14.000,00-TL olduğu, dava tarihi itibariyle hakkaniyet gereğince davacının 14.000,00-TL araç mahrumiyet bedelini talep etme hakkı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince dava ile talep edilen miktar üzerinden araç mahrumiyet bedeline hükmedildiğine yönelik ve ayrıca her ne kadar davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, 6502 sayılı TKHK'nın 12/3. maddesi gereğince gizli ayıbın üreticinin ağır kusuru ile gizlenmesi halinde zamanaşımı uygulanmayacağından, gizli ayıplı imalatta davalı tarafın ağır kusurlu olması nedeniyle davalı tarafın bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği şeklindeki değerlendirmeleri de içerir kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davalı Kosifler Samsun Oto Tic. A.Ş. vekilinin ve davalı Borusan Oto. İth. Ve Dağıtım A.Ş. vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Davalı Kosifler Samsun Oto Tic. A.Ş. vekili temyiz başvuru dilekçesinde, Hak düşürücü sürelerin aşıldığını, davacının aracını en son 08/08/2020 tarihinde ve 48.420 Km “motor uyarı ikazı yanıyor” şikayeti üzerine şirket servisine getirdiğini ve yaklaşık 3 ay sonra huzurdaki davayı açtığını, 30 günlük yasal ihbar ve gizli ayıplar için Borçlar Kanunu’nda düzenlenen derhal ihbar sürelerine ilişkin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, bilimsellikten uzak, eksik inceleme ile hatalı sonuçlara ulaşan bilirkişi raporlarını esas alarak hatalı şekilde hüküm kurduğunu, aracın bunca yıldır sorunsuz bir şekilde kullanılmış olmasının ve servis bakımlarının gecikmeli olarak yapılmış olmasının ve garanti süresinin dolmuş olmasının aracın üretimden kaynaklı değil de daha çok kullanıcıdan kaynaklı sebeplerle arızalandığını gösterdiğini, davaya konu araca yeni ve orijinal bir motor takılmak suretiyle araçtaki arıza halinin tamamen giderileceğini ve aracın sorunsuz bir şekilde kullanıma hazır hale geleceğini, bilirkişinin 46.738,02-TL olarak hesap ettiği değer kaybı tutarının kabulünün mümkün olmadığını, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişimine veya bedel iadesine karar verilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, davaya konu aracın şirkete ait bayilerde mislinin bulunmaması nedeniyle de aracın misliyle değişiminin mümkün olmadığını, şirketin ancak onarım onayı verilen durumlarda müşterilerine ikame araç tahsis ettiğini, somut olayda davacının misliyle değişim talebi olduğundan ve onarıma herhangi bir onay vermediğinden kendisine ikame araç tahsis edilmediğini, davacı tarafın da aracı tamir ettirip kullanma ihtimali varken onarımı tercih etmediğini ve kendi iradesiyle araç kiraladığını, bu keyfi tutumun sonuçlarına da davacının kendisinin katlanmak zorunda olduğunu ileri sürerek kararın bozulması talep etmiştir.

2-Davalı Borusan Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş. vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Bölge mahkemesinin kararının gerekçesiz olduğunu, itirazlarını karşılamadığını, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının taleplerinin 6502 sayılı yasa kapsamında zamanaşımı ve garanti süreleri sona erdiğini, şirketin ağır kusuru ya da hile ile ayıbı gizlediği iddialarının ispat edilemediğini, aracın davacı tarafça teslim alındığı tarih ile dava tarihi arasında yaklaşık 4 yıllık bir süre geçtiğini, şirketin, dava konusu aracın ithalatçısı olup, satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibari ile tazminat gibi mali yükümlülükler yönünden şirketin hukuki sorumluluğu bulunmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından müteselsil sorumluluğun olduğunun kabul edildiğini, bilirkişi raporlarının hukuka aykırı olduğunu raporlar arasında çelişkiler bulunduğunu, incelemenin araç üzerinde teknik inceleme yapılmaksızın dosyada mevcut evraklar ve davacının beyanlarına dayandığını, bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, meydana gelen arızanın komple motor değişimi ile giderilebileceğini, misli ile değişim kararı verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, araca ilişkin arıza tespit edilerek davacıya gerekli bilgilendirmeler yapıldığını ancak davacının onay vermemesi nedeniyle onarım yapılamadığını, araca ilişkin misli ile değişim kararının hakkaniyete aykırı olduğunu davacının 4 yıl boyunca aracını kullandığı dikkate alındığında araca ilişkin menfaatlerinin mahsup edilmesi gerektiğini, ikame araç bedelini talep etmiş olsa da davacının onarıma izin vermemesi nedeni ile aracın onarılamadığını, aracın, 2016 yılında satın alındığını ve garanti kapsamında olmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından araç mahrumiyet bedeline hükmedildiğini, dosyaya sunulan kira sözleşmesinin davacının ortağı olduğu şirkete ait olması nedeniyle davacının kendi ortak olduğu şirkete ait aracı kiralayarak kullandığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davaya konu aracın ayıplı olması nedeniyle misli ile değiştirilmesi ve araç kiralama bedelinin tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Kanunun 8. maddesi " Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

11. maddesi " (1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. (4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. (5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir."

3.Degerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlıgı halinde mümkündür.

2. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında; hukuki iliskinin ve bu iliski nedeniyle ortaya

çıkan uyusmazlıga uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru sekilde belirlendigi, davalıların temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadıgı anlaşılmıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı Borusan Otomotiv İthalat ve Dağıtım A.Ş.den alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.