Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4853 E. 2022/9726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurum ile davacı şirket arasında imzalanan istihdam garantili kurs sözleşmesi kapsamında, davalı kurumun sözleşmeyi fesih ve hakedişleri ödememesi nedeniyle, davacı şirketin icra takibine itirazın iptali davası açması üzerine, ödenmesi gereken miktarın tespiti ve davalı kurumun fesih gerekçesinin geçerliliğinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun sözleşmeyi fesih gerekçesi yaptığı hususların, İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması ve sözleşme hükümleri uyarınca bloke edilen tutar dışında kalan hakedişlerin ödenmesi gerektiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda,Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2017/8095 -2020/5495 sayılı ilamı ile bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı şirket, davalı Kurum ile arasında istihdam garantili kurs verilmesi amacıyla eğitim sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre son hakedişinin yatırılmaması sebebiyle davalı hakkında takip başlattığını, paranın ödenmesi için davalıya başvurduğunu ancak kendisine, istihdam yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği hususun incelendiğini söylediklerini, kabul anlamına gelmemek üzere; istihdam yükümlülüğü ile ilgili bir problemin varlığı halinde dahi, bunun sözleşmeye göre hakedişlere el konulmasına cevaz veren bir durum olmadığını, bunun ancak henüz takibe konu etmedikleri, sözleşmede %20 bloke tutar olarak yer alan alacak kalemine ilişkin olduğunu, sözleşmeye göre hakedişlerin istihdam yükümlülüğü beklenmeksizin ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, sınavda başarılı olan kursiyerlere davalı idare, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve yüklenici ile birlikte düzenlenen Kurs Bitirme Belgesi verildiği halde, sözleşmenin 10.maddesi uyarınca, takip eden ayın başında ödenmesi gereken ve takibe konu edilen hakediş bedellerinin ödenmediğini, sözleşme süresi içinde davalı tarafından herhangi bir şekilde sözleşmenin feshi yoluna gidilmediği gibi sözleşmeye aykırılık iddiasıyla ulaşmış herhangi bir ihtarnamenin de bulunmadığını, şirkete sahtecilik gibi genel bir ithamla parayı ödememe kastı güden davalının sahtecilik iddiasını savcılık şikâyetine konu ettiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığnın 2014/80129 H. 2014/63946 K. sayılı dosya ile sahtecilik yapıldığına dair somut delil olmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, Bakırköy 2.İcra Müdürlüğünün 2015/3076 Esas sayılı dosyasıyla başlatmış oldukları icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, 174.648,76 TL alacağın reeskont faizi ile tahsiline, % 20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, mevzuatta, Denetim Kurulunca yapılacak denetimler ve/ veya Şube Müdürlüğünce yapılacak tespitlere bağlı olarak, yükümlülükte bir uygunsuzluk varsa ihtarsız sözleşmenin feshedileceğinin, hakediş ödenmesinin durdurulacağının ve ödenenlerin faiziyle alınacağının yazılı olduğunu, söz konusu eğitimlerden mezun kursiyerlerin şikayetleri üzerine başlatılan incelemede de bir takım uygunsuzlukların tespit edildiğini (istihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirildiğini, bir kursiyerin eğitim aldığı alanda istihdam edilmediğini, kursiyerlerin çalıştırıldığı işyerlerine gidildiğinde sadece yol parası verilerek çalıştırılabileceği ya da 6 ay staj zorunluluğu olduğundan bahisle sadece yol-yemek parası verilerek çalıştırılabileceğinin söylendiğini, bazı kursiyerlerin bir işyerinde çalıştırıldığına dair işe giriş bildirgesi sunulan kursiyerlerden orada hiç çalışmadıklarını, belgedeki imzaların kendilerine ait olmadığını söylediklerini) bu durumun davacıya bildirildiğini, hatta ödemelerin geri istendiğini, ihtarat yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesi 13/12/2016 gün ve 2015/455-2016/871 sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy 2.İcra Müdürlüğünün 2015/3076 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 138.531,96 TL'lik asıl alacak ve 15.927,50 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talepnamedeki şartlarla faiz uygulanmasına, takibin yine talepnamedeki sair şartlarla devamına, davalının, hükmedilen alacağın 154.459,46 TL'nin %20'si olan 30.891,89 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı taraf istinaf yoluna başvurmuştur.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 25/05/2017 gün ve 2017/236 -2017/332 sayılı kararı ile “ Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2016 tarih ve 2015/455 Esas, 2016/871 Karar sayılı kararına karşı yapılan davalı tarafın istinaf talebinin esas yönünden 6100 Sayılı HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince reddine, davalı tarafın harç yönünden yaptığı istinaf talebinin kabulü ile 6100 Sayılı HMK 353/1-b(2) maddesi gereğince bu yöndeki hükmün düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına; davacı vekilinin davasının kısmen kabulüne, davalının Bakırköy 2.İcra Müdürlüğünün 2015/3076 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 138.531,96 TL'lik asıl alacak ve 15.927,50 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren talepnamedeki şartlarla faiz uygulanmasına, takibin yine talepnamedeki sair şartlarla devamına, davalının, hükmedilen alacağın 154.459,46 TL'nin %20'si olan 30.891,89 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına’’ karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 29/06/2020 gün ve 2017/8095 Esas, 2020/5495 Karar sayılı ilamı ile Mahkemenin davalı kurumun bilirkişi raporuna yaptığı itirazları karşılamadığı,bilirkişi kurulundan rapor alınmadığı ve bu itirazları karşılayacak şekilde mahkeme kararında bir gerekçe ve değerlendirmeye yer verilmediğinin anlaşıldığı ve yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesiyle davalının sair temyiz itirazları incelenmeden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde;davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2016 tarih, 2015/455 Esas ve 2016/871 Karar sayılı kararının, HMK'nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılarak davacı vekilinin davasının kısmen kabulü ile davalının Bakırköy 2.İcra Müdürlüğünün 2015/3076 Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 138.531,96 TL'lik asıl alacak ve 15.678,78 TL işlemiş faiz üzerinden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen yasal faiz uygulanmasına, davalının kabul edilen asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm,davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığı iddiası ile ödenmeyen hakedişlerinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.

Davacı şirkete yazılan 09.01.2014 tarih ve 5153 sayılı yazıda,imzalanan sözleşmelerin 33/1d ve 33/1e maddelerinin ihlal edilmesi dolayısıyla sözleşmelerin feshedildiği ,sözleşmelerin ‘‘Hüküm bulunmayan haller’’başlığı altında yer alan ‘‘Bu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde, Türkiye İş Kurumu mevzuatı geçerli olacaktır...’’ hükmü gereği dayanak olarak sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuatın(İşlemler El Kitabı) 4.1.1.7.4 başlığına istinaden toplam 427.794,06 TL cezanın Kurum hesabına yatırılması gerektiği bildirilmiştir.

Davalı Kurum yukarıda belirtilen fesih yazısına istinaden 04.02.2020 tarihinde alacak davası açmış olup İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2022 gün ve 2021/44-2022/182 sayılı kararı ile işe giriş bildirgesi sunulan kursiyerlerin hiç çalışmadıkları ve belgelerdeki imzaların işçilere ait olmadığı tespitine yer verilerek sözleşmelerin 33/1d ve 33/1e hükümlerinin ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar tarafların istinaf etmemesi üzerine 15.06.2022 tarihinde kesinleşmiştir.

Davaya dayanak olan her üç sözleşmenin madde 9/1 bendinde,“... Bu bedel, yüklenicinin bu sözleşmeden doğan bütün yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi şartıyla bu sözleşmeden belirtilen usul ve esaslara göre İdare tarafından yükleniciye ödenecektir...”, Sözleşmelerin 10.9 maddesinde “Yüklenici tarafından istihdam yükümlülüğünün kısmen veya tamamen yerine getirilmemesi durumunda, bloke edilmiş % 20 tutarındaki sözleşme bedeli idare tarafından yükleniciye ödenmeyecektir.” yazılıdır. Madde 10.10 da; “İstihdam yükümlülüğünü tamamen yerine getirmeyen yükleniciden, cep harçlığı ile genel sağlık sigortası ve iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primleri hariç yapılan tüm giderler geri alınır ve varsa alacaklardan mahsup edilir.”,madde 10.11 de;“İstihdam yükümlülüğünün kısmen yerine getirilmemesi halinde, istihdam edilmeyen her bir kursiyer için, toplam kurs giderinin mezun kursiyer sayısına bölünmesiyle bulunan kişi başı ortalama maliyet yükleniciden geri alınır ve/veya varsa alacaklarından mahsup edilir.”,madde 10.12 de; “Kurslar tamamlandıktan sonra istihdam yükümlülüğün yerine getirilmiş olması; 3 aydan az olmamak üzere kurs süresi kadar istihdam edildiğine dair hizmet döküm belgesi, işe giriş bildirgesi, imzalı ücret bordrosu ve/veya banka şubesinden alınan ödene dekontu /ekstresi İl Şube Müdürlüklerine altı ay içinde ibraz edip/etmemesine göre değerlendirilerek belirlenecektir. Bloke tutar bu değerlendirmeye göre ödenecek veya ödenmeyecektir.” hükmü yer almaktadır.

Madde 33 dede idare tarafından sözleşmenin feshedilmesi şartları düzenlenmiştir. “33.1. d) Eğitim programının devamı sırasında yüklenici tarafindan, hile, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşme konusu işlemlere fesat karıştırılması veya buna teşebbüs edilmesi, Yüklenici tarafından, sahte belge düzenlenmesi veya buna teşebbüs edilmesi, bu yollarla idareye zarar verilmesi,” hükümleri yer almaktadır.

Davalı temyizinde ve savunmasında; Kurum Mevzuatı olan İşlemler El Kitabı (sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan ilgili mevzuat) 4.1.1.7.4 Kursların İptal Edilmesi ve Yasal Yaptırımlar başlığı altında yer alan “1- Denetim Kurulunca yapılacak denetimler ve/veya Şube Müdürlüğünce yapılacak tespitlere bağlı olarak belirlenen uygunsuzluk, uyarı yapılmasıyla giderilemeyecek nitelikteyse yükleniciye herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın sözleşme iptal edilecektir. 2-İptal edilen sözleşme konusu kursa ilişkin bloke tutar ödenmeyerek -varsa- hakediş ödemesi gerçekleştirilmez, ödenmiş hak edişler yasal faiziyle geri alınır ve yüklenici hakkında yasaklılık hükümleri uygulanır.” düzenlenmesinin yer aldığını belirtmiştir.

Hal böyle olunca; bölge adliye mahkemesince,İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 23.03.2022 gün ve 2021/44-2022/182 sayılı kesinleşen kararı ile yukarıdaki sözleşmelerin ilgili maddeleri değerlendirilerek sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan Kurum Mevzuatı olan İşlemler El Kitabı dosyaya kazandırılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nin 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.