Logo

3. Hukuk Dairesi2022/4898 E. 2022/6829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Adi ortaklığın tasfiyesi talebi üzerine yapılan yargılamada, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yürütülüp yürütülmediği ve ortaklık malvarlığının doğru tespit edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen usul ve esaslara uyulmadan, ortaklık sözleşmesi ve diğer deliller birlikte değerlendirilmeden, ihale dosyası ve ortaklığa ait araçlara ilişkin araştırmalar yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması ve hükmün sonuç kısmının HUMK'nın 297/2. maddesine aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen asıl davada alacak- birleşen davada adi ortaklığın tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne; birleşen dava yönünden taraflar arasında kurulan adi ortaklığın feshedildiğinin tespitine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; Antakya Belediyesince düzenlenen ihale sonucunda Antakya şehir temizliği çöp toplama ve nakliyet hizmetleri işinin davalı şirket ile kurduğu iş ortaklığına verildiğini, ortak girişimin yürüttüğü şehir temizliği çöp toplama ve nakil işinin tüm idari mali ve hukuki sorumluluğunun, dolayısıyla işin tüm kar ve zararının kendisine ait olduğunu, bu nedenle tüm harcamaları yaptığını, söz konusu iş sona erdiği için ortaklık tasfiye aşamasında iken 500.000 TL hak edişe davalı şirketin borcundan dolayı 3. kişi tarafından haciz konulduğunu, davalı şirketin açtığı dava ile bu haciz işleminin iptal edildiğini, ancak davalı şirketin tarafına vermiş olduğu vekaletnameyi iptal etmesi nedeniyle hakedişin iadesi konusunda anlaşmazlık doğduğunu ileri sürerek; 500.000 TL'nin ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.

Davalı; davacı şirket ile ortak girişim olarak Antakya Belediyesinin temizlik işini ihale ile aldıklarını, Hatay 5. Noterliği nezdinde 27.01.2010 tarih ve 1865 yevmiye nolu ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmeye göre kendisinin %51 oranında paya sahip olan pilot ortak olarak, davacı şirketin ise %49 oranında paya sahip olan özel ortak olarak belirlendiğini, ihale ile alınan iş ile ilgili işlemlerin yürütülmesi amacıyla aynı yerde faaliyet gösteren davacı şirkete vekalet verdiğini, ancak davacı şirketin bu vekaletname ile davaya konu hakedişi uhdesine geçirmek için girişimde bulunulması nedeniyle vekaletten azledildiğini, davaya konu hakedişin ise kendisine ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davacı tarafın, ortak girişimin yürüttüğü Antakya Belediyesi şehir temizliği çöp toplama ve nakil işinin tüm idari, mali ve hukuki sorumluluğunun, işin tüm kar ve zararının kendisine ait olduğunu ileri sürerek, davalı tarafın borcundan dolayı ortak girişimin hak edişinin 500.000 TL'lik bölümüne konulan haciz nedeni ile bu meblağın davalı şirketten tahsilini istediği,

./..

-2-

aldırılan bilirkişi raporundada belirtildiği üzere hak edişlerin ortak girişime ait olduğu, ortak girişimin tafsiyesi halinde davalı tarafa %51 oranında pay ödeneceği, toplam 4.612.000 TL hakediş miktarına göre davalı tarafın payına düşen meblağın 2.352.120 TL olduğu, bu durumda işin tüm kar ve zararının davacı tarafa olduğu yönündeki iddianın yersiz olduğu gerekçesiyle; davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 20/01/2014 tarihli ve 2013/15443 E.-2014/568 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, davacı şirketin ortaklığa konu işe ilişkin tüm giderlerin kendisi tarafından yapıldığını ileri sürerek, bunlardan davalının payına düşen kısmın ödetilmesinin istendiği, davacının bu alacağını da sadece borçlu ortağın tasfiye alacağından talep edebileceği, bu isteğin aynı zamanda ortaklığın tasfiyesini kapsadığı, bu nedenle adi ortaklığın tasfiye işleminin gerçekleştirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

29/08/2013 tarihinde açılan ve bozma sonrası işbu dava ile birleştirilen davada davacı; taraflar arasında kurulan adi şirketin hükmen tasfiye edilmesini, tasfiye sonucunda paylarına düşecek olan 619.495 TL’nin ödenmesini talep etmiştir.

Davalı; taraflar arasında kurulan ortaklık sözleşmesi uyarınca, yapılan iş sonrası belediye tarafından ödenen tüm hakedişlerin davacı uhdesinde kaldığını ve tarafına herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bu ortaklık sözleşmesi öncesi taraflar arasında 02/11/2009 tarihli protokolün yapıldığını, bu protokol uyarınca tüm araçların ortak girişimin malı olacağının ve iş bitiminde eşit olarak pay edileceğinin hüküm altına alındığını, davacının ticari etik ve yasalara aykırı olarak hareket edip maddi zararına neden olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, tedbir konulan bedelden 491.188,94 TL’nin davacı şirkete ödenmesi sureti ile tasfiyenin sonlandırılacağı hususunun tespitine, ... 10. İcra Dairesinin 2010/22184 ve Adana 13. İcra Dairesinin 2015/12913 esas sayılı dosyalarında blokeli hesaplarından meblağ kalması halinde yapılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden bu meblağın %49 unun davacı şirkete %51 inin davalı şirkete ödenmesine dair verilen karar tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 09/06/2020 tarihli ve 2020/1984 E. 2020/2831 K. sayılı kararla, asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ise; mahkemenin 2020/160 E ( bozma öncesi 2014/550 E ) sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile; mahkemece tedbir konulan bedelden 491.188,94 TL'nin davacı şirkete ödenmesine, ... 10. İcra Dairesinin 2010/22184 sayılı takip dosyasında blokeli hesaplarda meblağ kalması halinde yapılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden bu meblağın %49'unun davacı şirkete , %51'inin ise davalı şirkete ödenmesine, iş bu dosya yönünden fazlaya ilişkin taleplerin reddine; birleşen 2013/460 E sayılı dosyası yönünden; taraflar arasında kurulan adi ortaklığın feshedildiğinin tespitine, Adana 13. İcra dairesinin 2015/12913 E sayılı dosyasında blokeli hesaplarda meblağ kalması halinde yapılan adi ortaklık sözleşmesine istinaden bu meblağın %49'unun davacı şirkete , %51'inin ise davalı şirkete ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.

Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK)

Diğer taraftan; ortaklar, ortaklık için bir takım avanslar verdiklerini ve masraflar yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bunların da BK'nın 539. (TBK'nın 643.) maddesi gereğince ortaklığın tasfiyesinde istenebilmesi ve bilhassa ortaklığın mahkemece yapılan tasfiyesi esnasında dikkate alınması olanağı

../...

-3-

vardır. Ancak kuşkusuz bu gider ve masrafların talep edilebilmesi için, ispat edilmesi zorunludur. Bu ispat ise yasal delillerle ve duruma göre takdiri delillerle ve özellikle bilirkişi incelemesi ile yaptırılabilir (Adi Ortaklık Doç. Dr. Oruç Hami Şener sf. 620-629).

Hükmüne uyulan bozma ilamında; adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin ilk aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm mal varlığı (aktif ve pasifi ile birlikte) belirlenmesi, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmesi, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde, taraflardan delilleri sorularak toplanması, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosunun taraflara tebliğ edilmesi, tarafların bu husustaki itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirilmesi gerektiği açıkça ifade edilmesine rağmen, tasfiye işleminin bozma ilamında belirtilen sıra ve yönteme göre yapılmadığı; taraflar arasında akdedilen 27/01/2010 tarihli ortaklık sözleşmesi ile asıl ve birleşen davalı vekilinin aşamalarda ileri sürdüğü ve cevap dilekçesinde de dayandığı 2009 tarihli protokol hükümlerinin birlikte değerlendirilmediği, ortaklığa konu olan dava dışı belediyeden alınan ihale işine ilişkin olarak Antakya Belediyesinden dosyaya kazandırılan yazı cevabında ilgili ihale dosyasının Büyükşehir Belediyesinden istenilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen söz konusu ihale dosyası dosyaya alınmadan bilirkişilerce tasfiye raporunun düzenlendiği, yine aşamalarda asıl ve birleşen dosya davalı vekilince ortaklığa ait olduğu ve tasfiyede hesaba katılması gerektiğini iddia ettiği araçlara ilişkin belediyeden ve ilgili kurumlardan etraflıca araştırma yapılmadan, buna ilişkin kayıtlar dosyaya alınmadan hazırlanan tasfiye raporuna göre değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2-Kabule göre de, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

Anılan bu kanun hükmü ışığında yapılan incelemede, mahkemece asıl ve birleşen davanın esası hakkında verilen hükmün infazının da kabil olmadığı açıktır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Asıl ve bir. davada davalı: 8.388,30 TL PHİ