Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5412 E. 2022/6700 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak yeniden hüküm kurmasına rağmen, davalı lehine vekalet ücretinde değişiklik yapması doğru mudur?

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış olsa da, davanın reddedilen kısmının değerinde bir değişiklik olmadığı ve davacı vekilinin ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücretine itiraz etmediği gözetilerek, davalı lehine daha düşük vekalet ücretine hükmedilmesinin usuli kazanılmış hakkı ihlal ettiği gerekçesiyle karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

ÇAYKARA SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak ve tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; turistik konaklama tesisini davalıya 2007 yılında 7 yıl süreli olarak yıllık 18.000 Euro bedelle kiralandığını, kira sözleşmesi bitiminden itibaren sürenin 4,5 ay daha uzatıldığını ve taşınmazı 15/10/2014 tarihinde teslim aldığını, teslim alınan taşınmazda kırılan, bozulan ve eskiyen hiçbir şeyin onarılmadığını, kötü kullanılan ve harabe haliyle teslim edilen taşınmaz üzerinde Çaykara Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/11 D. İş dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve eski hale getirme bedelinin hesaplandığını ileri sürerek; 266.363,93 TL eski hale getirme bedelinin ve HMK'nın 107. maddesi gereğince belirsiz miktarlı 10.000 TL kazanç kaybının taşınmazın tahliye tarihi olan 15/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 4,5 aylık kira alacağı 6.750 Euro karşılığı olan 41.310 TL'nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacının hor kullanma tazminatı (eski hale getirme bedeli) talebi ile eski hale getirme süresi içerisinde yoksun kaldığı karın tazminine ilişkin talebin reddine, 41.310 TL kira bedelinin tahliye tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; tarafların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının kabulü ile kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kısmen kabulü ile davacının hor kullanma tazminatı (eski hale getirme bedeli) talebi ile eski hale getirme süresi içerisinde yoksun kaldığı karın tazminine ilişkin talebin reddine, 41.310 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar,taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararındaki yazılı gerekçelere göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-İlk derece mahkemesince verilen kararda karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ne göre reddedilen miktar üzerinden davalı lehine 27.795,48 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunda davalı lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin istinaf isteminde bulunulmamıştır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ise de yeniden esas hakkında kurulan hükümde, davanın ilk derece mahkemesince reddedilen değerinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacak şekilde karar verildiği, bu itibarla; davalı lehine, reddedilen dava değeri üzerinden hükmedilen ve davacı tarafından itiraza uğramayan vekalet ücreti yönünden oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal eder nitelikte, davalı lehine 6.170,33 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin (2.h) alt bendinde yer alan ''... karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.'nin 31/2 maddesine göre 6.170,30 TL" ifadesinin çıkartılarak yerine ''AAÜT'ne göre hesaplanan 27.795,48 TL nisbi vekalet ücretinin ifadesinin yazılmasına kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.