"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının ... Ulaşım A.Ş. işçisi olarak çalıştığını ve iş akdinin feshedildiğini, davalılardan Demiryol-İş Sendikasının, üyesi olan davacıya sağladığı vekillik hizmeti sebebiyle, davalı Av. ...'a vekaletname verdiğini ve Bakırköy 5. İş Mahkemesi 2007/525 Esas numaralı dosyanın davacı lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, alacağın icra takibine konulduğunu, ancak davalı vekili tarafından faiz yönünden eksik icra takibi yapıldığını belirterek; şimdilik 10.000,00 TL’nin davacının maddi zararının ödenmesi gereken günden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte ve 2.000,00 TL manevi zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının alacakla ilgili olarak kendilerini ibra ettiğini, buna ilişkin belgeyi dosyaya sunduklarını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 09/12/2019 tarih 2016/29799 -2019/12288 sayılı ilamı ile " Davacının temyizi yönünden; 1A-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
1B-Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle 09.03.2010 tarihli ibraname başlıklı belgenin incelenmesinde; ibranamenin davacının iş akdinin feshi sonucu açılmış olan Bakırköy 5. İş Mahkemesi 2007/525 esas sayılı davanın sonucu elde edilmiş olan asıl alacak, faiz ve fer'i lerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık kanununun 40. maddesi iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat isteklerine ilişkin hüküm getirilmiş olup, bu maddede düzenlenen tazminata ilişkin bir ibraname dosyada bulunmamaktadır.
./..
Mahkemece; dosya uzman bir bilirkişiye tevdi edilip; işçilik alacaklarına ilişkin açılan davada faizin hangi tarihte başlaması gerektiği, temerrüt gerekip gerekmediği ve faizin tahsil imkanının kalıp kalmadığı konusunda bir rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Davalı ... un temyizi yönünden;
Davalı aleyhine açılan davada maddi zarar ile birlikte manevi tazminat talebinde de bulunulmuş olup bu iki talebin de reddine karar verildiğine göre, anılan yasal düzenlemeler gereğince reddedilen bu iki talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, değinilen bu yönler gözardı edilerek tek vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş;hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
Mahkemenin, bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince muamele yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan biri lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durum olup buna usuli kazanılmış hak denilmektedir. Gerçekten, mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut kanun gereğince uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozma kararına uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur.
Bozma ilamından sonra alınan 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda ;
1-Davacı lehine alacağa hükmedilen Bakırköy 5. İş Mahkemesinin 2007/525 -2009/13 sayılı hükmünde, hükme bağlanan her bir alacak kalemi için uygulanacak faiz oranı ile bu faizin başlangıç tarihinin de belirlenip karara bağlandığı ve bu kararın kesinleştiğini, böylece bu hususlarda kesin hüküm bulunduğunu,
2-İlgili mahkemenin, faiz oranı ve faizin işlemeye başlayacağı süreyi davacının da yararlandığı toplu iş sözleşmesi hükümlerine ve böylece yazılı sözleşmede kararlaştırılan kurallara göre belirlediği ve temerrüdün varlığının ilgili mahkemece dikkate alındığını,
3- Belirtilen ilama dayalı olarak yapılan takipte talep edilemeyen geçmiş dönem faizinin bir yandan asıl alacak tahsil edildiği ve bakiye faizi talep hakkının saklı tutulmadığı için feri alacak olan faizin de ortadan kalktığını diğer yandan da dava dışı borçlu işveren ibra edildiği için ilam borçlusu işverenden tahsil olanağının kalmadığını,
4-Bu esaslara göre, davacının maddi zararını oluşturan faiz kaybı zararını bilirkişi ... tarafından düzenlenen 15.02.2016 tarihli raporda hesaplanıp belirlendiği belirtilmiştir.
Hükme esas alınan raporda; davacının faiz kaybı zararına ilişkin bilirkişi ... tarafından düzenlenen 15.02.2016 tarihli rapor işaret edilmiş ve mahkemece bu hususla ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadan raporun dört numaralı bendi hariç olmak üzere gerekçesinde rapora aynen yer verilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bu hali ile, mahkemece bozma gereği yerine getirilememiştir.
./.
Bu durumda; Mahkemece, yapılacak iş bir önceki bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzman bir bilirkişiye tevdi edilip; işçilik alacaklarına ilişkin açılan davada faizin hangi tarihte başlaması gerektiği, temerrüt gerekip gerekmediği ve faizin tahsil imkanının kalıp kalmadığı incelenerek konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak karar sonucuna uygun verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nin 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.