"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3411 E., 2022/1187 K.
DAVA TARİHİ : 12.10.2015
SAYISI : 2018/241 E., 2019/362 K.
Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının ... 20. Noterliğinden 14.10.2008 tarihinde verdiği vekaletname ile avukatlığını üstlendiğini, bonolarla ilgili icra takibi ve avukatlık hizmeti yaptığını, fakat davalının yapılan takiplerle ilgili olarak ne masraf ne de hakedilen vekalet ücretini ödemediğini, takipler devam ederken ... 14. Noterliğinin 01.09.2015 tarih ve 17610 yevmiye numaralı evrakı ile azilname gönderdiğini, bu azilnamenin haksız olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla vekalet ücreti olarak 15.000,00 TL ve masraf olarak 5.000,00 TL olmak üzere şimdilik 20.000,00 TL'nin haksız azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 10.07.2017 tarihli dilekçesiyle talebini 146.012,61 TL olarak ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacının talep ettiği masraf ve vekalet ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının aynı dönemde yaptığı takipler bakımından hem alacaklı hem de borçlu vekilliği yaptığı için Avukatlık Kanunu'na aykırı hareket ettiğini, beraber çalıştığı avukatlarla kendisinin temsil edildiği dosyalardaki bir kısım borçlunun da vekilliğini yaptığını, takipler için gereken masrafların Avukatlık Kanunu'na göre önceden alındığının karinesi olduğunu ve aksinin ispatının davacı vekile düştüğünü, masraf alınmadan işin yapılması durumunda meslek suçunun oluştuğunu, vekil ile aralarında avukatlık ücret sözleşmesi olmadığı için davacının asgari tarife dışında iddialarının geçersiz olduğunu, vekilin görevini gereği gibi yerine getirmediğini, takipleri eksik bıraktığını, büyük zararlara uğradığını, haklı olarak azledildiğini, herhangi bir vekalet ücreti talep hakkının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 11. Tüketici Mahkemesinin 18.01.2018 tarih ve 2015/1242 E., 2018/42 K. sayılı kararıyla; dava konusu uyuşmazlık bakımından mahkemenin görevli olmadığı, görevli mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine dair verilen karar, davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 18.04.2018 tarih ve 2018/573 E., 2018/720 K. sayılı ilamıyla esastan reddine karar verilmesi sonucunda dava dosyasının gönderildiği görevli İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilamıyla; davacının davalı ...'tan aldığı vekaletle borçlular ..., ... ve ...aleyhine icra takibi başlattığı, diğer yandan bu kişilerden de yakın tarihte vekalet aldığı ve onların vekili olarak Tüketici Mahkemesinde davaları yürüttüğü, bu durumda menfaat çatışması olan kişiler hakkında aynı zaman diliminde icra takibi ve dava vekilliği yaptığı, mesleki kurallara uygun davranmadığı, görevini sadakatla ve özenle yerine getirme borcuna aykırı davrandığı, davalının davacıyı azletmekte haklı olduğu, davalının vekalet ücreti ödeme borcunun bulunmadığı, davacının alacaklı olduğuna dair davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı; karara gerekçe yazılmadığını, sadece bilirkişi raporundaki tespitlerin gerekçe gibi karara geçirilmesi ile yetinilmiş olduğunu, yemin talebiyle ilgili ve husumetli şahısların vekaletnamesinin kabul edilmesi ile ilgili değerlendirme yapılmadığını, somut olayda alınmış olan vekaletnamenin davalı ile birlikte hareket eden ...’nin talimatı ile kabul edildiğini, davalı ...’ın dava dışı ... ile aynı işyerinde çalışmakta olduğunu, davalının dava dışı şahsın personeli konumunda ve onun emir ve talimatlarını yerine getiren şahıs olduğunu, bu iki kişinin birlikte hareket ettiğini ve taraflarına vermiş olduğu talimatla dava dışı ...’nin alacağının bu yol ile tahsil edilmesini talep ettiğini, ...’in ise ...’nin yeğeni olduğunu, ...ile ...’ın alacakları farklı nitelikte olduğunu, ikisi arasında menfaat çatışması bulunmadığını, alınan vekaletlerde menfaat çatışması olmadığını, dava dilekçesinde tanık ve yemin deliline dayanıldığını, tek kuruş masraf alınmadan ... yapıldığını, davalı masrafı ödediğini savunmadığını, aksine masraf alınmadan işe başlanmaz diyerek herhangi bir tarihte bir olay için yargılamada verilmiş olan bir kararın ardına tutunduğunu, masrafların ödendiğine ilişkin ispat yükünün davalıda olduğunu, ödeme makbuzu sunması gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın menfaat çatışması bulunan taraflara ilişkin vekalet alma yasağı bulunduğu, sadakat ve özen yükümlülüğü kapsamında davacı avukatın davalıyı bilgilendirmesi gerekmekte olduğu, buna ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmediği, davacı avukatın anılan icra dosyasında (... 4.İcra Dairesinin 2008/25775 E. sayılı) işleme konulan bononun muvazalı olduğunu bildirmesinin eldeki dava bakımından ispatının mümkün olmadığı, icra takibi yapıldığı, hukuki sonuçlarını doğurduğu, davacı avukatın da bu dosya ve diğer dosyalar nedeniyle mahrum kaldığı vekalet ücreti alacağını dava ile istediği, bunun aksinin ispatı yönünde yemin deliline dayanılmış olmasının da bir sonuç doğurmayacağı, davalı bakımından güven ilişkisinin sarsıldığı ve davacının işi özen ve sadakatle yapma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği, azlin haklı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı; emekli cumhuriyet savcısı olduğunu, menfaat çatışması olan şahısların aynı zamanda vekilliklerini üstlenmemek gerektiğinin bilincinde olduğunu, menfaat çatışması olduğu belirtilen şahısların menfaatlerinin ortak olduğunu, Tüketici Mahkemesinin anılan dosyasında ise davacılar yanında ... adına müdahil olunduğunu, diğer kişilerin vekaletlerinin hiçbir yerde kullanılmadığını, sadece davalı ile alakalı ve diğerlerinin alacaklarını almasını teminen işlemlerde bulunulduğunu, o dönemde karşı tarafın vekili olan Avukat ... ile anlaşma sağlanabilmesi için görüşme yapılacağından dolayı diğerlerinden vekaletname alındığını, beyanlarının incelenmediğini, bir avukat hakkında kendi mesleğinin gereklerini bilmediği ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği hususunun kesinleşmesi halinde disiplin soruşturması ve ceza davası ile karşılaşılabileceğini, bu türlü incelemelerin hakkaniyet ile yapılması gerektiğini, davanın tarafını korumak uğruna mesleki rencide ile hüküm tesisinin kabul edilemez bir durum olduğunu, ... 4. İcra Müdürlüğünün 2008/25775 E. sayılı dosyası ile diğer müvekkilleri aleyhine icra takibi başlattığı şeklinde ibareye yer verilmişse de o takipte diğer vekillere ödeme emri tebliğ edilmediğini, ret kararında başka da bir gerekçe mevcut olmadığını, dosyayı incelediği ve heyete aktardığı bildirilen hakim hakkında hukuk hakiminin sorumluluğu ile alakalı yasal prosedüre başvurma hakkının saklı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalının ... nedeniyle davacı avukatın takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücreti ve masraf alacağı tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) Genel Olarak başlıklı 34 üncü maddesi şöyledir:
"Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler."
2.1136 sayılı Kanun'un İşin reddi zorunluluğu başlıklı 28 nci maddesinin (b) bendinde "Avukat;
...
b) Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,
....Teklifi reddetmek zorunluluğundadır." düzenlenmesi mevcuttur.
3. 1136 sayılı Kanun'un Avukatın İşi Takipten Vazgeçmesi, ... ve Ücretin Gününde Ödenmemesi başlıklı 174 üncü maddesi ise; "Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.
Avukatın ... halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.
Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk ... sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır." şeklindedir.
4. Barolar Birliği Meslek Kurallarının ... Sahipleriyle İlişkiler başlıklı 36 ncı maddesinde "Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz.
Ortak büroda çalışan avukatlar da yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdırlar." şeklinde düzenleme yer almaktadır.
5. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.09.2014 tarih ve 2014/11112 E., 2014/28411 K. sayılı ilamının menfaat çatışması konusunda ilgili kısmı şöyledir: "...Davalı taraf, davacı avukatın işini gereği gibi takip etmediğini, özenli davranmadığını, icra dosyasında borçlu olan kişinin de avukatlığını yaptığını, bu kişinin akrabası olduğunu, avukatlık meslek kurallarına aykırı davrandığını ve azlin haklı olduğunu savunmuştur. Bilirkişi raporuyla tespit edildiği üzere davacı avukat 21.03.2012 tarihli vekaletnameye dayanarak vekillik görevini tam olarak yapmış olup menfaat çatışması olan bir kişinin vekilliğini yapması söz konusu değildir. İcra dosyasında borçlu olan Hakan Taşkıran 20.06.2011 tarihinde davacı avukata vekalet vermiş ise de davacının bu vekalete dayanarak bir işlem yapmadığı gibi davalının vekili olarak giriştiği icra takibini tam ve özenle yerini getirdiği anlaşılmaktadır. Davacı, ihtiyati haciz kararı alarak borçlu aleyhine icra takibine girişmiş ve tüm işlemleri zamanında yerine getirmiş olup davacı avukatın görevini tam olarak zamanında yerine getirmiştir..."
6. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2021 tarihli ve 2017/(13)3-2140 E., 2021/1288 K. Sayılı ilamının menfaat çatışması konusundaki ilgili kısmı ise; "...1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38. maddesinin (b) bendine göre aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş olması veya mütalaa vermiş bulunması hâlinde avukat kendisine teklif olunan işi reddetmek zorundadır. Üstelik bu zorunluluk maddenin ikinci fıkrası gereği avukatın ortaklarını ve yanlarında çalışan avukatları da kapsar.
Söz konusu kural avukatın aldığı vekâlet sonucu vakıf olduğu sırları önceki müvekkilinin aleyhine kullanmasını önlemek ve avukatlık mesleğine olan güvenin korunması amacını taşır.
Emredici bu hükme aykırılık, gerçekleşme şekline göre, avukatın mesleki, hukukî ve hatta görevi ihmal yahut kötüye kullanma boyutuna varacak olursa cezai sorumluluğuna sebep olabilecektir.
İşi kabul yasağına aykırı davranılmasının, sonradan üstlenilen vekâlet ilişkisi yönünden haklı bir azil nedeni teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesinde yalnızca kanunun lafzına sıkı sıkıya bağlı kalınması, başka bir anlatımla şeklî bir yaklaşımla sorunun değerlendirilmesi her zaman haklı ve adil sonuçlar vermeyecektir..." şeklindedir.
3. Değerlendirme
1. Dava dosyasının incelenmesinde; davalının davacıya 14.10.2008 tarihinde vekaletname verdiği, vekaletname gereği davalının icra ve dava dosyalarını takip ettiği, davacı avukatın davalının alacaklı olduğu dava dışı ...ve ...'den de 20.10.2008 tarihinde vekaletname aldığı, söz konusu vekaletnameleri dava ve takip dosyalarında kullanmadığı, davacının ... 4. Tüketici Mahkemesinin 2009/270 E., ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2011/774 E. sayılı dava dosyalarında davacılar ...ve ...yanında davalı müvekkili lehine asli müdahillik talebinde bulunduğu, talebinin reddedildiği, ... 4. Tüketici Mahkemesinin 2009/270 E., ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2011/774 E. sayılı dava dosyalarının davacıları ...ve ...lehine sonuçlanarak tapunun adlarına tesciline karar verildiği, kararların Yargıtay incelemesinden geçerek 2013 tarihinde kesinleştiği, davalı ve dava dışı menfaat çatışması olduğu iddia edilen ...ve ...'in davacıyı 01.09.2015 tarihinde azlettiği, davacının dava dışı ...ve ...'e ... 4. Tüketici Mahkemesinin 2009/270 E., ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2011/774 E. sayılı dava dosyalarında danışmanlık hizmeti verdiği iddiası ile 12.10.2015 tarihinde alacak davası açtığı, ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, aynı tarihte davacının davalıya karşı da haksız azilden kaynaklı vekalet ücreti alacağı için bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davacının menfaat çatışması olan ...ve ...'in vekaletnamesini aldığı sabit olmakla birlikte söz konusu vekaletnamelerinin davalının aleyhine dosyalarda kullanılmadığı, davacının ...ve ...'in davacı olduğu dosyalarda (... 4. Tüketici Mahkemesinin 2009/270 E., ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2011/774 E. sayılı dava dosyaları) kararın söz konusu ...ve ...lehine çıkması için davalı yararına asli müdahillik talebinde bulunduğu, somut olay özelinde yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre vekaletnamenin tek başına alınmasının menfaat çatışması olarak değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından mahkemece söz konusu eylemlerin menfaat çatışması olarak nitelendirilerek davacının bu nedenle azlinin haklı olduğunu kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde mahkemece, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü, davalının da cevap dilekçesinde azil sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar gözetilerek davacının takip ettiği işlerde kusurlu olup olmadığı, güven sarsıcı eyleminin bulunup bulunmadığı, azlin haklı olup olmadığı konusunda taraf, mahkeme ve Yargıtay denetime açık bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacının menfaat çatışması içinde olduğu kişiler yönünden vekaletname aldığı gerekçesiyle azil haklı kabul edilip yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2. Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA,
3. Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.