Logo

3. Hukuk Dairesi2022/5603 E. 2022/9361 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Köpek saldırısı sonucu oluşan zararların tazmini davasında, davacı ve davalıların kusur oranlarının belirlenip belirlenmediği ve buna göre tazminat miktarının hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ceza davasında tali kusur yüklenmiş olmasına rağmen hukuk davasında kusur oranının belirlenmediği, tazminat hesabında tarafların kusur oranlarının gözetilmesi gerektiği ve bu hususta uzman bilirkişi raporu alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KONYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; asıl ve birleşen dosya davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, asıl ve birleşen dosyada özetle; 17/05/2015 tarihinde işe gitmekteyken ... Proje Müh. A.Ş. firmasının karşı kaldırımında, bu şirkete ait koruma köpeklerinin bağlı olmamalarından dolayı köpek saldırısına uğradığını, vücudunda kemik kırıklarının oluştuğunu ve orada bulunan güvenlikçilerin yardımıyla kurtulduğunu, Konya 14. ACSM'de yapılan yargılamada ilgililerin ceza aldıklarını belirterek şimdilik 3 bin TL maddi tazminat ile 20 bin TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup bilahare sunduğu ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır.

Asıl ve birleşen dosya davalıları özetle; etrafı tel örgülü bahçe içerisinde köpekleri bıraktıklarını, davacının kendi ihmal ve tedbirsizliği sonucunda yaralanmasına sebebiyet verdiğini, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.

Mahkemece, ‘’---olay nedeniyle Konya 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/933 esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davalıların cezalandırıldığı, --- davacının yaralanması nedeniyle maruz kaldığı geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatları ile tedavi gideri alacağı istemlerinin kabulüne, dava konusu edilen cep telefonları ile elbise yönünden zararın ispat edilememesi nedeniyle bu alacak istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği --manevi tazminata ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi, caydırıcılık ilkesi ve hak ve nesafet kuralları da dikkate alınarak manevi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulüne ---’ ilişkin gerekçeyle davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüyle toplam 121.589,19 TL maddi tazminat ( 7.581,92 TL geçici iş göremezlik, 16.230,06 TL işlemiş bilinen aktif dönem tazminatı, 6.175,83 TL işleyecek bilinen aktif dönem tazminatı, 28.322,30 TL işleyecek bilinmeyen aktif dönem tazminatı, 61.929,08 TL işleyecek pasif dönem tazminatı ile, 1.350,00 TL tedavi gideri alacağı ) ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 15.000,00 TL olmak üzere ve her iki tazminat yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı asıl ve birleşen dosya davalıları tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge adliye mahkemesince 6100 sayılı HMK'nun 26/1 maddesinde taleple bağlılık ilkesi uyarınca ‘--Somut olayda birleşen dosya yönünden karar verilmemiş olup İDM kaldırılarak yeniden hüküm kurulması--’ gerekçesiyle Davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin ilk derece mahkemesindeki miktarlarla aynı olmak üzere kısmen kabulüne ‘-- ana dava davalıları ..., ..., birleşen dosya davalısı ... Proje Mühendislik Müşavirlik Ve İnş. Ltd. Şti.den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine’ karar verilmiş, hüküm; asıl ve birleşen dosya davalıları tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, 6098 sayılı TBK’nın 67. maddesine dayalı hayvan tutucusunun sorumluluğuna ilişkin tazminat alacağına ilişkindir.

TBK’nın 67. maddesinde öngörülen hayvan idare edenin (tutucusunun) sorumluluğu, özel bir sorumluluktur. Anılan madde hükmüne göre, hayvanın bakımını ve yönetimini, dikkat, özen ve gözetim görevini üzerine alan ve ondan sürekli şekilde faydalanan kişi, hayvanı bulunduran sıfatıyla bu hayvanın sebebiyet vermiş olduğu zararları ödeme yükümlülüğü altındadır.

Bir hayvanın bakımını ve yönetimini üstlenen kişi, sahibi olduğu hayvanın başkasına zarar vermesini önleyecek tedbirleri almak, hayvan üzerinde somut durumun gerekli kıldığı her türlü gerekli özeni ve dikkati göstermek zorunda tutulmuştur.

Özen ve gözetimin derecesi somut olaydaki durum ve şartlara, hayvanın huyu, cinsi, yaşı, tehlikeliliği ve tepkisi gözönünde tutularak değerlendirilmelidir. Hayvan bulunduranın muhafaza ödevi yanında ayrıca “hayvanı gözetme” ödevi de bulunmaktadır. Tutucunun yükümlü olduğu diğer bir ödev de “bakım ödevidir”, tutucu; özel durumun gerekli kıldığı her türlü bakım tedbirlerini almalıdır. Gözetim ödevinin her an kesintisiz yerine getirilmesi şart değildir. Buradaki ölçü somut duruma göre gerekli zamanlarda zorunlu bakım, yönetim, gözetim ve denetimdir. Bulunduran veya yardımcısının bakım, denetim ve gözetimi fiilen yapması gerekir. Özen veya gözetim ödevi subjektif olmayıp objektif niteliktedir. (F.Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 2015 s.636)

TBK’nın 67. maddesi gereğince hayvan bulunduranın sorumlu tutulabilmesi için kusuru aranmaz ancak sorumluluktan kurtulabilmesi; hayvanı, hal ve şartlara göre, gerekli bulunan özenle gözetmiş olduğunu ya da bu özen gösterilmiş olsaydı bile, zararın önlenemeyeceğini ispat etmesine bağlıdır. Bu durumun ispat edilememesi halinde oluşan zararı tazmin etmek zorundadır. Bu zarar maddi bir zarar olabileceği gibi manevi bir zararda olabilir.

Mahkemece dosyaya kazandırılan raporların incelenmesinde; Adli Tıp Uzmanı bilirkişisinden aldırılan raporda, davacının mevcut arızasının iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı, davacının maluliyet durumunun tespiti amacıyla alınan ATK raporunda; davacının yaşına göre %23,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağının ve başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, yine aktüerya bilirkişisinden alınan raporda ise davacının toplam maddi zararının 122.939,19 TL olduğu mütalaa edilmiştir.

Dosyada mevcut, Konya 14. ACM 2015/ 933 Esas, 2017 / 21 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; asıl dosya davalıları ...,... un taksirle yaralama suçundan 4.500TL adli para cezası verilerek mahkumiyetlerine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 17.02.2017 tarihinde kesinleştiği, yine ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda; sanıklara %45 er , davacıya ise %10 tali kusur verildiği anlaşılmıştır.

Ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde, kusur durumu da gözetilerek uygun indirim yapılmalıdır.

Türk Borçlar Kanunu 74. maddesi uyarınca "Hakim zarar verinin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz." şeklindeki düzenleme yer almaktadır. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacıya tali kusur yüklendiği ancak Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında, davacı yönünden bir görüş bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu hali ile bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak sonuca varılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, olayın gelişim biçimi ve hayvan idare edenin (hayvan tutucusunun) sorumluluğunu düzenleyen ilkeler ve açıklanan Türk Borçlar Kanunu hükmü de birlikte değerlendirilerek, mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden tarafların kusur durumuna ilişkin taraf ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak ve davacının kusur oranı da belirlenmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece yetersiz bilirkişi raporları ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

2- Bozma nedenine göre, asıl ve birleşen dosya davalılarının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl ve birleşen dosya davalıları yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle asıl ve birleşen dosya davalılarının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/12//2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.