"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı idare ile arasında Sosyal Güvenlik Kurumu özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme gereği davalı İdare tarafından yapılan 2017 Nisan dönemi fatura incelemesi sırasında 16 hastada toplam 30 takip için değişik branşlarda sunulmamış sağlık hizmeti olduğu kanaatiyle ve yapılan tespitlerin 2018 yılı sözleşmesinin 12.13 maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle toplam 160.000,00 TL cezai işlem uygulanmasına karar verildiğini, bu işlemin iptalini ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince verilen ret kararının davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 20/05/2022 tarih 2021/529 E. 2022/1294 K. sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup; bu kez davacı vekilince karar temyiz edilmiştir.
1- Dava, davalı İdare tarafından verilen cezai işlemin iptali ve davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Dava konusu cezai işlemin konusu olan 16 hastanın, Ege Üniversitesi Hastanesinde tedavi gördüğü ve tedavileri sırasında PET-CT çekimi istenmesi sebebiyle ... görüntüleme merkezine başvurdukları, ancak söz konusu hastaların işlemlerinin SGK kapsamında yapılabilmesi için Özel ... Sağlık Hastanesine getirilerek el okutma ve giriş işlemlerinin yapıldığı, daha sonra hekime muayene olmadan ... Merkezine geri götürülerek burada tetkiklerinin yapıldığı ve 16 hastaya ait 30 işlemin sunulmadığı halde Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura edildiği, bu sebeple, 01.02.2018 tarihinde geçerli olan 2018 sözleşmesinin 12.13. maddesi ve 4.5. maddesi hükümleri uyarınca, davalı Kurum tarafından, Ocak/2016, Şubat/2016, Mart/2016, Nisan/2016, Mayıs/2016, Haziran/2016, Ağustos/2016, Eylül/2016, Ekim/2016, Kasım/2016, Aralık/2016, Şubat/2017, Mart/2017, Nisan/2017 Haziran/2017, Temmuz/2017 dönemleri olmak üzere 16 döneme ait sunulmayan sağlık hizmetleri için 160.000,00 TL (10.000,00 TLxl6) cezai işlem uygulandığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmıştır. Hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporları gereğince uygulamanın yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, istinaf incelemesinde de davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı ise hastaların muayene edildiğine ilişkin sunulan bilgi ve belgelerin incelenmediğini, hastaların mahkeme huzurunda dinlenmediğini ve fatura tarihindeki sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; SGK tarafından 16 hastaya ilişkin beyanlarının alındığı halde, mahkeme huzurunda dinlenmediği, sunulan belgelerin incelenmediği görülmüştür. Buna göre, dava konusu cezai işleme ilişkin 16 hastanın tanık sıfatıyla beyanları alınıp, muayene olup olmadıkları sorulduktan sonra davacı tarafından hastaların muayene olduklarına ilişkin sunulan belgelerle karşılaştırılarak, 2018 yılı sözleşmesinin 14.5. maddesindeki "Bu sözleşmenin (12.13), (12.14), (12.15), (12.16), (12.17) numaralı maddelerinde sayılan fiiller için gerçekleştirildiği fatura dönemi esas alınarak ceza koşulu uygulanır. Aynı fatura dönemine ait sonradan tespit edilen aynı fiiller için ceza koşulu uygulanması gerektiğinde, sonradan tespit edilen yersiz ödeme tutarı, o fiil için gerçekleştirildiği fatura döneminde daha önce hesaplanmış ceza koşuluna ilişkin yersiz ödeme tutarına ilave edilerek ceza koşulu yeniden hesaplanır." hükmü de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 30/11/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.