Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6371 E. 2023/2038 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Protokole dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri, davalı vekilinin ileri sürdüğü temyiz itirazlarının reddine ve usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına gerekçe teşkil etmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/3123 E., 2022/1763 K.

KARAR : Kısmen kabul kısmen ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/906 E., 2021/212 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile arasında 13.06.2014 tarihli sözleşme imzalandığını, anılan sözleşme gereğince davalının istihkak iddiasında bulunarak açtığı davanın reddine karar verildiğini, bu kararın temyiz aşamasında onanması üzerine 280.000 TL ödeme taahhüdünde bulunduğunu, istihkak davasının da yasa yollarından geçerek kesinleştiğini, davalının sözleşme gereği edimini yerine getirmediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davacının baskı ve korkutmaları sonucunda haciz tehdidi altında imzalandığını, alacağın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin 27.12.2018 tarih ve 2017/233 E., 2018/355 K. sayılı kararıyla; Ankara 23. İcra Dairesinin 2017/4106 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı ... ... aleyhine 13.06.2014 tarihli sözleşme kapsamında ödenmesi gereken alacak bedeli olarak 367.721 TL asıl alacak ve 68.074,52 TL işlemiş faiz üzerinden takibe girişildiği, taraflar arasındaki 13.06.2014 tarihli sözleşmenin ... bir borç ilişkisi doğurmadığı, daha evvel davalı tarafından davacı lehine keşide edilen 30.08.2013, 30.09.2013, 30.10.2013, 30.11.2013, 30.12.2013, 30.01.2014, 28.02.2014, 30.03.2014, 30.04.2014, 30.05.2014 tarihli bonoların ne şekilde ödemesinin gerçekleştirileceğine ilişkin olduğu, bu şekliyle takip dayanağının TTK'da düzenlenen bonolar olması sebebiyle eldeki davanın TTK'nın 4 ncü maddesinde düzenlenen mutlak ticari davalardan bulunduğu gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

2. Görevsizlik kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2019 tarihli ve 2019/782 E. 2019/1593 K. sayılı kararı ile, taraflar arasındaki ... ilişkinin ticari nitelikte olup olmadığı, tarafların tacir sıfatının bulunup bulunmadığı araştırılarak mahkemece, işin esasına girilerek tarafların tacir sıfatının bulunup bulunmadığı yönünde delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK'nın 353/1.a.6. maddesi gereğince, dosyanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Gönderme kararı üzerine, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan 13.06.2014 tarihli sözleşme içeriğine göre davalının 280.000 TL'lik senetler için Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1014 E. sayılı dosyasında verilecek hükmün onanması halinde ödeme yapmayı kabul ettiği, ilgili mahkemece verilen hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından 14.11.2016 tarihinde onandığı, davalının sözleşme gereğince ödeme yükümlülüğü altında bulunduğu, her ne kadar davalı tarafından sözleşmenin haciz tehdidi ile yapıldığı iddiasında bulunulmuş ise de davalı tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeden dönme yönünde her hangi bir irade beyanında bulunulmamış olması sebebiyle bu iddianın dinlenmesinin mümkün olmadığı, davalının Yargıtay onama kararından davacının çekmiş olduğu 27.12.2016 tarihli ihtarname ile haberdar olduğu anlaşıldığından 280.000 TL'lik asıl alacak açısından itirazın iptaline, davacı taraf takip talebinde 81.721 TL'lik menfi zarar kapsamında talepte bulunmuşsa da davacının taraflar arasındaki sözleşmede Yargıtayca onama kararı verilinceye kadar her hangi bir işlem yapmamayı taahhüt etmiş olması sebebiyle faiz zararını talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 81.721 TL'lik kısım açısından talep edilen 1.000 TL'lik alacak için davanın reddine, takibin 280.000 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafından işlemiş faize yapılan itirazın iptali yönünde harç ikmali yapılmadığından işlemiş faiz açısından hüküm tesisine yer olmadığına, alacak tutarı davalı açısından likit olduğundan, 280.000 TL nin %20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle, işlemiş faize yönelik bir karar olmadığı gibi bu talebi karşılayacak gerekçeye de mahkemece yer verilmediğini, faiz kaybı yönünden de menfi zararının oluştuğunu, davalının bu zarar nedeniyle sorumlu tutulmasının hakkaniyete uygun düşeceğini ileri sürülerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle, 02.01.2017 tarihli ihtar ile davacıya sözleşmede irade bozukluğu hallerinin varlığı ve sözleşme ile bağlı kalınmadığının bildirildiğini, mahkemece ihtarnameye dair bir değerlendirme yapılmadığını, irade bozukluğu iddialarının değerlendirilmediğini, asıl borçlu gözükenlere davanın ihbar edilmediğini, ...'in bonolar altındaki imzalar ve şirket kaşesi ile ilgili tanık olarak dinlenilmesini istediğini, delilleri değerlendirilmeden eksik incelemeyle karar verildiğini, asıl borçlulara ulaşamadığını, davacı ile yapılan sözleşmenin aleyhine takibe girişileceği korkusuyla yapıldığını ileri sürülerek; ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, taraflar arasında imzalan 13.06.2014 tarihli sözleşme ile davalının 280.000 TL'lik senetler için Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1014 Esas sayılı dosyasında verilecek hükmün onanması halinde ödeme yapmayı kabul etmesi, protokolde yer ... mahkemece verilen hükmün Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından 14.11.2016 tarihinde onanması, davalı tarafından bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde irade sakatlığı halleri sebebiyle sözleşmeden dönme yönünde her hangi bir açıklamada bulunulmamış olması, davacının sözleşme ile Yargıtayca onama kararı verilinceye kadar her hangi bir işlem yapmamayı taahhüt etmiş olması sebebiyle faiz zararını talep etmesinin mümkün olmaması, davacı tarafından işlemiş faize yapılan itirazın iptali talebi nedeniyle harç ikmalinin yapılmamış olması ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, protokole dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı maddesi şöyledir:

" Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler."

b. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "İrade bozukluğunun giderilmesi" kenar başlıklı 39 uncu maddesi şöyledir:

"Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz."

3. Değerlendirme

1. Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan 280.000 TL ve temyize konu edilen miktar 1.000 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090 TL’nin altında kalmaktadır. Davacı tarafın şimdilik 1.000 TL'ye ilişkin faiz talebi icra takip dosyasında asıl alacağın içerisinde talep edildiğinden işbu dava dosyası için asıl alacağa bağlı fer'i hak niteliğinde olmayıp, davacı yanın temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Taraflar arasında akdedilen içeriği ve imzası inkar edilmemiş 13.06.2014 tarihli sözleşmenin 2 nci maddesinde "Taraflardan ... Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1014 E sayılı kararının Yargıtay tarafından onanması halinde hiçbir ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın itiraz etmeden ve hiç bir şart ileri sürmeden 280.000 TL ödemeyi ...'e yapacaktır. (ödemeden sonra talebi halinde senetler iptal edilerek ... tarafından ...'e teslim edilecektir. Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi ödemeyi geciktirmez.)" şeklinde belirtildiği, ilgili kararın 14.11.2016 tarihinde onandığı, ödeme yapılması konusunda 27.12.2016 tarihli ihtarnamenin davalıya gönderildiği, verilen 02.01.2017 tarihli cevabi ihtarnamede sözleşmeden dönüldüğünün davacıya bildirildiği, akabinde icra takibi başlatılıp haciz baskısı korkusuyla irade sakatlığı hallerine dayanılarak borca itiraz edildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.

3. Buna göre, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre, davalı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile, usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Davacı vekilinin temyiz talebinin incelenmesi yönünden;

1.Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Davalı vekilinin temyiz talebinin incelenmesi yönünden;

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

8.400 TL Yargıtay duruşması vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.