Logo

3. Hukuk Dairesi2022/6419 E. 2022/8064 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi davasında, davacı tarafından davalıya ödendiği iddia edilen miktarın tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sözleşme ve banka dekontları birlikte değerlendirildiğinde, davacının sözleşmede belirtilen peşinat dışında, sadece bir kez daha ödeme yaptığı ve toplamda 90.000 TL ödediği anlaşılmakla, mahkemenin 140.000 TL ödendiğini kabul ederek davanın tamamını kabulü hatalı olup, davanın 90.000 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MİLAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen sözleşmenin feshi ve alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalıdan Milas ilçesi ... mahallesi, 335 ada, 15 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek binanın zemin kat 4 numaralı bağımsız bölümünü adi yazılı sözleşme ile satın aldığını, sözleşmede bağımsız bölüm için sözleşme kurulduğu sırada 70.000,00 TL’nin ödendiğinin belirtildiğini, sözleşmede satış bedeli olarak 110.000,00 TL belirlenmesine rağmen, davalının ihtiyaç olduğu ve başkaca malzeme alınması gerektiği gerekçesiyle ek ödeme yapılmasını talep ettiğini, bunun üzerine davalının hesabına 06.11.2018 tarihinde 20.000,00 TL, 08.05.2018 tarihinde 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 70.000,00 TL daha ödeme yaptığını, böylece davalıya toplamda 140.000,00 TL ödediğini, ancak davalının taşınmazı sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim etmediğini ileri sürerek, satış sözleşmenin feshi ile ödediği 140.000,00 TL’nin dava tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; imar uygulamalarında değişiklik olması ve belediyelerde ruhsat işlemlerinin askıya alınması nedeniyle hemen inşaata başlayamadığını, inşaat sürecinin mücbir sebeplerle uzadığını, beklenmek istenmemesi halinde 70.000,00 TL’nin iade edileceğinin davacı tarafa açıkça bildirildiğini, ancak davacının bekleyeceğini beyan ettiğini, her ne kadar sözleşmede 70.000,00 TL peşinat olarak ödendiği belirtilmiş ise de, karşı tarafın söz konusu bedeli kendisinin banka hesabına 08.05.2018 tarihinde 50.000,00 TL ve 06.11.2018 tarihinde 20.000,00 TL olarak ödediğini, davacının bunun dışında kendisine başka bir ödeme yapmadığını, 08.05.2018 tarihli dekontta açıkça ödenen paranın peşinat olarak verildiğinin belirtildiğini, sözleşmenin feshi kararı kesinleşmeden faiz talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu tarihsiz taşınmaz satış sözleşmesinin feshine, 140.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı, davalı taraf istinaf talebinde bulunmuştur.

Bölge adliye mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı eldeki dava ile davalıdan adi yazılı sözleşme ile bir daire satın aldığını, sözleşmede belirtildiği şekilde 70.000 TL’nin peşinat olarak ödediğini, davalının kendisinden tekrar ödeme yapmasını talep etmesi üzerine, 08.05.2018 tarihinde 50.000,00 TL ve 06.11.2018 tarihinde 20.000,00 TL daha ödeme yaptığını, böylece sözleşmede her ne kadar satış bedeli 110.000 TL olarak kararlaştırılmış ise de davalıya toplamda 140.000 TL ödediğini, davalının sözleşmede belirtildiği şekilde taşınmazı kendisine teslim etmediğini ileri sürerek, satış sözleşmesinin feshi ile ödediği 140.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiş; ilk derece mahkemesince, taraflar arasındaki ihtilaf konusu yapılmayan sözleşmede açıkça sözleşme esnasında 70.000 TL’nin peşinat olarak ödendiğinin yazıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin yazılı delil olması sebebiyle dinlenen tanıkların da sözleşme esnasında 70.000 TL ödendiğini bildirdiği, davalı tarafından bunun aksini gösteren bir delil sunulamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesince; taraflar arasındaki adi yazılı şekilde yapılan sözleşmede açıkça 70.000 TL ödemenin yapıldığının yazılı olduğu, buna göre davacının sözleşmenin yapıldığı anda 70.000,00 TL ödeme yaptığını ispatladığı, açıklamalı dekontlar ile davacının davalıya, sözleşmeden sonra 70.000,00 TL daha ödeme yaptığının anlaşıldığı, böylece davacının davalıya toplamda 140.000,00 TL ödeme yaptığının ispatlandığı gerekçesiyle, esastan reddedilmiştir.

Dosya kapsamından dava konusu taraflar arasında akdedilen taşınmaz satışına ilişkin tarihsiz sözleşmede, taşınmazın satış bedelinin 110.000 TL olarak belirlendiği, davacının sözleşme esnasına 70.000 TL peşinat olarak ödediği, geri kalan meblağın 30.07.2018 tarihinde ödeneceğinin, taşınmazın en geç 30.05.2019 tarihine kadar teslim edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.

Yine dosyada bulunan banka dekontlarından da, davacının eşinin davalının hesabına 08.05.2018 tarihinde, “İsmet Paşa mahallesi, ada:335, parsel 15, no 4 nolu apart alıcı ... pe” açıklamasıyla 50.000 TL, 06.11.2018 tarihinde, “apart ödemesi ...” açıklamasıyla 20.000 TL havale edildiği tespit edilmiştir. Tanık sıfatıyla dinlenen banka havalelerini gerçekleştiren davacının eşi ... de ifadesinde havale işlemi sırasında açıklama kısmına paranın peşinat olarak gönderildiğine dair açıklama yazdığını beyan etmiştir.

Somut olayda; dava konusu tarihsiz sözleşmede davacının satış bedelinin kalanını 30.07.2018 tarihinde ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının eşi tarafından da bu tarihten önce 08.05.2018 tarihinde 50.000 TL’nin “peşinat” açıklamasıyla davalının hesabına gönderildiği dikkate alındığında, davalının hesabına 08.05.2018 tarihinde havale edilen 50.000 TL’nin, tarihsiz satış sözleşmesinde belirtilen 70.000 TL peşinatın ödenmesi amacıyla gönderildiğinin kabulü gerekmektedir. Diğer yandan sözleşmede satış bedeli olarak 110.000 TL belirlenmişken davacının satış bedeli olarak 140.000 TL ödeme yapıldığının kabulü, hayatın olağan akışına da aykırıdır. Buna göre davacının taşınmaz satış bedeli olarak, sözleşmede kararlaştırılan 70.000 TL peşin ödeme ile birlikte 06.11.2018 tarihinde davalının hesabına havale edilen 20.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, davanın 90.000 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 17.06.2022 tarih 2021/1229 Esas, 2022/1382 Karar sayılı kararının kaldırılarak Milas 1. Aliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/1063 Esas, 2021/323 Karar sayılı kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.