"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki ecrimisil davasından dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ile... 564 ada, 151 parselde yer alan 297.567,50 m² yüzölçümlü arsanın kiralanması ile ilgili olarak 09.02.1981 tarihli adi kira sözleşmesini imzaladığını, daha sonra 27.12.1990 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesi ve buna ek 11.07.1994 tarihli ek sözleşme ile söz konusu arsa üzerine kendisi tarafından bir turizm kompleksi inşaa edilmesi ve işletilmesi hususunun kararlaştırıldığını, davalı şirketin açmış oldukları dava neticesinde yap işlet devret sözleşmesinin kararlaştırılan sürelere uyulmamış olmasından dolayı 11.03.1998 tarihinde sona erdiğini yine aynı sözleşme gereğince taraflar arasında ilk sözleşmenin adi kira sözleşmesine dönüştüğü, bu adi kira sözleşmesinin de Bankanın 06.07.2001 tarihinde tasfiyeye girmesi neticesinde kendiliğinden münfesih olduğunun hükme bağlandığını, banka ile davalı şirket arasında kira ilişkisi anılan tarih itibari ile mahkeme kararı ile sona ermiş olduğundan davalının fuzuli işgali nedeniyle ecrimisil ödemesi gerektiğini, ayrıca kira sözleşmesi devam ettiği sürece davalının kira bedellerini de eksik ödediğini ileri sürerek; 30.04.1994 - 06.07.2001 tarihleri arasında dönemi için 460.570.035.158 TL kira alacağı, sözleşmelerin sona erme tarihi 06.07.2001 tarihinden 12.11.2005 tarihine kadar olan 1.302.863.374.245 TL ecrimisil bedelinin ait olduğu dönemlerden itibaren işleyecek reeskont temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; sözleşmelerin halen geçerli ve yürürlükte olduğunu, kiracılık sıfatının devam ettiğini, kira bedellerinin tam ve zamanında, sözleşmede öngörülmüş olan resmi endekslere göre gerekli artışlar yapılarak eksiksiz ödendiğini, eksik ödeme bulunmadığını, davacının talebinin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.01.2016 tarihli ve 2005/222 E., 2016/13 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında düzenlenen 09.02.1981 tarihli kira sözleşmesi ile daha sonra akdettikleri 27.12.1990 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesi ve buna ek olarak yaptıkları 11.07.1994 tarihli ek sözleşmenin taralar arasında çekişmesiz olduğu, davalı tarafından gecikme süresinin tespiti ve bu sürenin yap-işlet-devret sözleşmesinde yazılı 2 yıllık inşaata başlama süresine eklenmesi talebi ile davacıya karşı açılan dava sonucunda İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.03.1999 tarihli ve 1999/92 E. 1999/220 K. sayılı kararı ile gecikilen süre olan 1 yıl 8 aylık sürenin 11.07.1994 tarihinden itibaren 2 yıllık inşaata başlama süresine eklenmesine karar verildiği, buna göre sözleşmede yazılı inşaata başlama süresinin 11.03.1998 tarihine kadar uzatıldığının görüldüğünü, davalı tarafından açılan aynı içerikte 2. kez süre uzatma talebine dair dava sonununda İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.06.2004 tarihli ve 1998/667 E., 2004/854 K. Sayılı kararı ile sözleşmelere göre ancak 1 kez süre uzatılabileceği, ikinci kez süre uzatımının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, aynı kararda yap-işlet-devret sözleşmesinin sürelere uyulmadığı gerekçesi ile 11.03.1998 tarihinde sona erdiği ve sözleşme uyarınca 09.02.1981 tarihli adi kira akdine dönüldüğü ve fakat kira akdinin de sözleşme hükümleri gereğince bankanın tasfiyeye girmesi sonucu 06.07.2001 tarihinde münfesih olduğuna karar verildiği, söz konusu kararın kesinleştiği, karar gereğince 27.12.1990 tarihli yap-işlet-devret sözleşmesi ve buna ek olarak düzenlenen 11.07.1994 tarihli ek sözleşmenin 11.03.1998 tarihinde sona erdiğinin tartışma konusu olmaktak çıktığını, aynı karar gereğince 09.02.1981 tarihli kira sözleşmesinin de bankanın tasfiyeye girdiği 06.07.2001 tarihi itibariyle infisah ettiğinin tartışma konusu olmadığı, her ne kadar davalı vekili aksi yönde savunlara ileri sürmekte ise de kararın bu şekilde Yargıtay denetiminden geçmiş ve kesinleşmiş olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının dava konusu taşınmaza ilişkin olarak gerek ecrimisil, gerekse eksik ödenen kira bedeli olarak alacağı olup olmadığı ve varsa miktarı hususlarının tespitine yönelik olduğu, buna yönelik yapılan inceleme ile davacının kira ve ecrimisil alacağının tespit edildiği belirtilerek; davanın kısmen kabulü ile 09.02.1998-11.03.1998 tarihleri arası kira sözleşmesi alacağının 1.370,57 TL, 12.03.1998-06.07.2001 tarihleri arası kira sözleşmesi alacağının 115.205,68 TL, 07.07.2001-15.04.2005 tarihleri arası ecrimisil alacağının 1.626.545,49 TL olmak üzere toplam 1.743.121,74 TL olduğunun tespitine, davalı tarafından toplam 686.759,82 TL ödeme yapılması nedeni ile bakiye alacak olan 1.056.361,92 TL alacağın dönem sonlarından geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmişitir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen, 10.12.2019 tarihli ve 2019/862 E., 2019/9860 K. sayılı kararla; Mahkemece verilen kararın açık ve infaza elverişli olmadığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin, ait oldukları dönem borçlarından mahsup edilerek her dönem için alacak miktarı ve tahakkuk tarihleri hükümde açıkça gösterilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle, Mahkeme kararının bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi heyetinin bozma sonrasındaki dosyaya sunmuş olduğu rapor ve ek raporlar incelendiğinde altışar aylık dönemlerde ödemeler yapılması gerektiği ve bu dönemlere ilişkin ödemeler düşüldüğünde 09.05.2001 tarihinden 10.11.2004 tarihine kadar toplam 1.056.361,92 TL ecrimisil alacağının tespit edildiği belirtilerek 09.05.2001 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 114.028,52 TL, 09.11.2001 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 86.026,49 TL, 09.05.2002 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 144.451,60 TL, 11.11.2002 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 144.451,60 TL, 09.05.2003 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 170.423,36 TL, 10.11.2003 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 170.423,36 TL, 07.05.2004 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 203.105,17 TL, 10.11.2004 tarihinde ödenmesi gereken ecrimisil bedeli 23.451,82 TL olmak üzere ödenmesi gereken toplam ecrimisil miktarı olan 1.056.361,92 TL alacağın dönem sonlarından geçerli yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kararın usul ve esasa dair hukuka aykırılıklar içermesi nedeniyle somut uyuşmazlığa tam olarak uygun olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi kurul raporlarına karşı yazılı beyanlarının gözetilmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurul raporlarında; mahsubun hangi alacak kalemlerinden yapıldığı ve dönem sonları itibariyle alacak miktarlarının açıkça belirtilmemesinin fer’ilerin hesaplanmasında ve kararın infazında tereddüt oluşturacağı, 09.02.1998 – 06.07.2001 tarihleri arasına dair kira alacağının hesaplanmasına dair davalı tarafından bu dönem için yapıldığı tespit edilen 88.574,22 TL’lik ödemenin, kararın infazı aşamasında alacağın faiz hesaplamasına dair unsurlara yer verilmediği ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; ecrimisilin yasal koşullarının somut olayda oluşmadığı, ecrimisil hesaplamasının hatalı olduğunu, kiralanan alandan fazlasının hesaplayamaya dahil edildiğini, fahiş miktarda ecrimisil belirlendiğini, kira sözleşmesinin 06.07.2001 tarihinde sona erdiğine ilişkin tespitin yerinde olmadığını, söz konusu davanın, inşaat ruhsatı alımı ile ilgili süre uzatımına ilişkin ticari bir dava olduğunu, sözleşmenin sona erip ermediğini tespit eden bir dava olmadığını, kira sözleşmesinin sona ermiş olmadığını, kira bedellerinin 1994 yılından itibaren eksiksiz ve gecikmesiz ödendiğini, ecrimisil koşullarının oluşmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira alacağı ve ecrimisil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 299 maddesinde; “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmü bulunmaktadır.
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü maddesinde;“Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeni sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
3.Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, taraflar arasındaki kira ilişkisinin sona erdiğinin mahkeme kararı ile belirlenmiş olup söz konusu kararın gerekçesinde açıkça bu durumun tespitine yer verilmiş olmasına, kararın taraflar açısından bağlayıcı olacağına, bu halde davalının ecrimisil bedelinden sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.