Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7201 E. 2023/181 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatlık ücret sözleşmesi kapsamında yapılan haksız istifa nedeniyle avukatın, henüz kesinleşmemiş işler için ücret talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Haksız istifa eden avukatın, avukatlık sözleşmesi ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca sadece kesinleşmiş işler için ücret talep edebileceği, davalı şirket lehine sonuçlanmamış ve kesinleşmemiş tahkim davası için ücret talebinde bulunulamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin kabul kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/49 E., 2022/213 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli, davacı vekili tarafından ise duruşma istemsiz olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketle imzalamış olduğu 25.09.2007 tarihli avukatlık sözleşmesinin 2 nci maddesine göre, davalının taraf olduğu ... Barajı, Fırtına Hes İnşaatı ve ... Hipodrom işlerine ilişkin dava dosyalarında davalıya etkin hukuki yardımda bulunmayı ve ayrıca sürekli hukuki danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiğini, genel hukuki danışmanlık hizmetlerine karşılık olarak aylık net 2.000 TL bundan başka sözleşmenin 2 nci maddesinde belirtilen dava dosyalarından dolayı da, kazanılan değer üzerinden sözleşmede kademeli olarak gösterilen oranlarda ayrıca ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında aylık ücretin yıllık artışı hususunda bir mutabakata varılamadığını, davalı şirketin bir süre sonra aylık danışmanlık ücretlerini ödemediğini, buna rağmen müvekkilinin vekalet görevine devam ettiğini, ancak davalı tarafından haksız bir şekilde başarısızlıkla suçlandığını, hak ettiği ücretler de ödenmediğinden 23.11.2009 tarihli ihtarla sözleşmeyi feshederek, vekaletten istifa ettiğini, haklı istifa nedeniyle aylık ve kademeli olarak ödenmesi gereken ücret ve ayrıca karşı taraf vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150.000 TL ücret alacağının 23.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı şirket vekili, kadrolu çalışan avukatları olmasına rağmen, sözleşmede belirtilen tahkim davalarının takibi ve sonuçlandırılması ile hukuki danışmanlık hizmeti için 25.09.2007 tarihinde davacı avukat ile sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 4 üncü maddesinde, sözleşmenin 1 yıl süreli olduğunun, süre bitiminden bir ay önce fesih bildiriminde bulunulmaz ise sürenin 1 yıl uzatılacağının, bu uzatma süresinde danışmanlık ücretinin yeniden belirleneceğinin, bir yıllık uzatma süresi sonunda aylık ücret konusunda anlaşma olmaz ise, sözleşmenin kendiliğinden münfesih olacağının kararlaştırıldığını, 1 yıllık sözleşme süresinin 25.9.2008 tarihinde sona erdiğini, taraflarca feshedilmeyen sözleşmenin bir yıl uzadığını, yapılan görüşmeler sonunda ücret konusunda bir uzlaşma sağlanamadığını, bu arada davacının, şirketin bilgisi ve onayı dışında sözleşmede yer almayan dava dosyalarına vekalet sunması nedeniyle davacıya 13.03.2009 tarihli yazı gönderilerek, bu dosyalardan vekaletnamesini çekmesinin istenildiğini, ... Barajı ile ilgili tahkim davasının sonuçsuz kalması üzerine, davacının “adli yargıda dava açılacaksa mahkeme harcının gönderilmesi” ile ilgili talebi üzerine, göndermiş oldukları 26.10.2009 tarihli yazıda, adli yargıda dava açılmasının düşünülmediğinin bildirildiğini, iddianın aksine davacının başarısızlıkla itham edilmediğini, davacıya ücretlerinin ödenmediğinin de doğru olmadığını, istifanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.12.2012 tarihli ve, 2009/463 E., 2012/584 K. sayılı kararı ile son alınan iki bilirkişi kurulu raporunda da davacının istifasının haklı olup, davalıdan talep edebileceği toplam alacağın KDV dahil 9.426.443,59 TL olduğunun tespit edildiği belirtilerek, davacının toplam 9.426.443,59 TL ücret talep edebileceği kabul edilmek suretiyle taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne, 150.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 29.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 10.12.2013 tarihli ve 2013/8068 E., 2013/30931 K. sayılı ilamı ile, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmediğine karar verildikten sonra davacı avukatın, gerek “davalı şirket tarafından başarısızlıkla suçlandığı” gerekse “ücretlerinin ödenmediği” hususlarındaki istifa nedenleri haklı olmadığından, davacının haksız olarak vekaletten istifa ettiğinin kabulü gerektiği, haksız olarak istifa eden avukatın, istifa tarihi itibariyle hak etmiş olduğu aylık ücret ve kesinleşmiş olan işler dışında, derdest olup henüz sonuçlanmayan işler nedeniyle ücret talep edemeyeceği Mahkemece açıklanan hususlar göz ardı edilerek, istifanın haklı olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının hatalı olduğundan bahisle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 07.07.2015 tarih ve 2014/388 E., 2015/259 K. sayılı kabul kararına karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 18.10.2016 tarihli ve 2016/499 E., 2016/11693 K. sayılı ilamı ile; "Mahkemenin Yargıtay'ca verilen bozma kararına uyması sonucunda kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde karar vermesi gerekir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karşın bozma ilamı doğrultusunda bir inceleme yapılmamıştır.

O halde; mahkemece, bozma ilamına uyulması ile birlikte davalı yararına usuli müktesep hak oluştuğu dikkate alınarak bozma ilamına uygun bir şekilde hüküm kurulması gerekirken; müktesep hak ihlal edilerek bozma ilamı dışına çıkılarak yeniden delil toplanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk derece Mahkemesinin yukarıda anılan tarih ve sayılı kararı ile; hükme esas alınan 22.02.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; ... tahkim dosyasının ve ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/507 E. nolu dosyasının vekaletten istifa tarihi itibariyle kesinleşen işlerden olduğu, yine Kasım 2008 - Kasım 2009 tarihleri arasındaki 12 aylık ücretinin davacı vekile ödenmediği, bu işler ve ücretler bakımından davacının vekalet ücretine hak kazandığı, diğer dava dosyaları ve hukuki işler bakımından ise haksız istifa nedeniyle ücret talep edilemeyeceği anlaşıldığı, bilirkişi raporunda, davacının hak kazandığı ve davalıdan talep edebileceği vekalet ücreti alacağının toplam olarak 2.879.05,54 TL olduğu tespit edilmiş olup bu bedelden davacı tarafından tahsil edilen 191.516,50 TL'nin mahsubu ile kalan alacağın 2.687.689,04 TL olduğu kanaatine ulaşıldığı, somut bilgiler ışığında; davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ... davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, davacı avukatın üstlendiği diğer tahkim dosyaları için de hakkaniyet gereği bir vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı vekili, ... tahkim dosyasının haksız istifa tarihi itibariyle kesinleşmediğini, tahkim süresinin uzatılması talebinin kesin olarak reddedildiği tarih olan 12.06.2009 tarihinin, dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, nitekim sonrasında davalı şirket tarafından ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını ve davanın 19.01.2021 de kesinleştiğini, kaldı ki, hükmedilen 18.070.902,12 Euro üzerinden değil de davacı yararına 46.143.611,73 euro vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, hesaplanan vekalet ücretinden %20 stopaj düşülmesi gerektiğini, tahkim yargılamasında davacı yararına hükmedilen bir yasal vekalet ücreti bulunmadığını, o nedenle bu tahkim dosyasından yasal(karşı yan) vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, ayrıca davacının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/507 E. sayılı dosyasının istifa tarihi itibariyle kesinleştiğini fakat yasal vekalet ücretinden davacının bizzat feragat etmesi sonucunda yasal vekalet ücretine hükmedilmediğini, bu nedenle bu dosyadan da vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesi kapsamında haklı istifa iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Taraflar arasında imzalanan 25.09.2007 tarihli ücret sözleşmesi

1136 sayılı Avukatlık Kanunu 174 üncü madde: Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır. Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez. Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, bozmaya uyularak verilen kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Mahkemece verilen ilk kararın temyiz edilmesi üzerine Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 10.12.2013 tarihli ve 2013/8068 E., 2013/30931 K. sayılı bozma ilamında açıkça, istifa nedenleri haklı olmadığından davacının haksız olarak vekaletten istifa ettiğinin kabulü gerektiği belirtilerek, haksız olarak istifa eden avukat, istifa tarihi itibariyle hak etmiş olduğu aylık ücret ve kesinleşme olan işler dışında derdest olup henüz sonuçlanmayan işler nedeniyle ücret talep edemeyeceği açıklanarak hüküm bozulmuştur. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, haksız istifa halinde avukat sadece kesinleşmiş işler nedeniyle ücrete hak kazanabilecektir.

Davacı avukatın takip ettiği ... Tahkim dosyasında, tahkim süresinin uzatılması talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle tahkim dosyasının bitip kesinleştiğinden söz edilemez. Kaldı ki az yukarıda anılan bozma ilamında anıldığı üzere, taraflar arasında geçerli bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 2 nci maddesinde sayılan ve etkin hukuki yardım hizmeti verilen bu davalarda ücretin hangi koşullarda ve ne şekilde ödeneceği açıkça yazılıdır. Davacı söz konusu davalarda ancak, “şirket menfaatine kazanılan değer” üzerinden ücret talep etme hakkına sahip olup, ödeme tarihi itibariyle, takip edilen davalar yönünden şirket menfaatine kazanılan bir değer bulunmadığı da aşikardır. Hal böyle olunca haksız istifa tarihi itibariyle kesinleşen bir işin bulunmaması ve de taraflar arasındaki sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından davacı avukata yapılan ödemeler de dikkate alındığında davacı avukatın davalı müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının kalmadığının dosya içeriği ile anlaşılmakla mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi,