"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... ile hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereği kendisine ödenmesi gereken hakedişlerin ödenmediğinden bahisle, faturaya dayanılarak Ceylanpınar İcra Dairesinin 2014/195 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, ancak davalı tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenle itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece Mahkemesince verilen kısmen kabul kısmen ret kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 17/06/2019 tarih 2016/10296 E. 2019/7239 K. sayılı ilamıyla görev yönünden bozulmasına karar verilmiş olup; bozmaya uyularak Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, bu kez davalı ... vekilince karar temyiz edilmiştir.
1- Dava, sözleşme sebebiyle alacak istemine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile arasında yapılan "park, bahçe, peyzaş" işine ilişkin 28/11/2013 tarihli sözleşme gereği hakedişlerinin ödenmediğini ileri sürerek Ceylanpınar İcra Müdürlüğünün 2014/195 Esas sayılı dosyasıyla 01/06/2014 tarihli 4168 nolu faturanın takibe konulmasıyla, "22 kişi ile şoförlük hizmeti alım işi bedeli" açıklamasıyla, 41.235,12 TL fatura, 857,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.092,18 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlamıştır. Davalı tarafından borca itiraz edilmiş ve takip durmuş olup, davalı ... cevap dilekçesinde, davacının işi sözleşmeye uygun yapmadığını, bu sebeple tutanak tutulduğunu, ceza kesildiğini ve bunun hakedişe mahsup edildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacı, faiz talebini yargılama esnasında atiye bırakmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmeyerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafından davacıya gönderilen 13.06.2014 tarihli ihtarnamede işin gereği gibi yapılmasının istendiği, davacının cevabi ihtarnamesinde işçilerin sözleşme dışı yerlerde çalıştığının belirtildiği, davacı tarfından davalıya çekilen 01.06.2015 tarihli ihtarnamede, faturadaki borcun talep edildiği, davalının cevap yazısında ise Belediyenin durumunun iyi olduğunda ödeneceği belirtilmiş, ayrıca da faturaya itiraz edilmediği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Dava dosyasındaki sözleşme incelendiğinde ise; sözleşme bedelinin 942.000 TL, konusunun "park, bahçe, peyzaş" işine ilişkin olduğu, 16.1.1. maddesine göre kesilecek cezanın sözleşme bedelinin %1'i oranında olacağı ve her halde sözleşme bedelinin %30'unu geçemeyeceği maddelerinin yer aldığı görülmüştür. Davalı yan, temyiz dilekçesinde davacı şirketin iflas ettiğini ileri sürmüş olup, geri çevirme yapılarak bilgi verilmesi istenen Şanlıurfa Ticeret Sicil Müdürlüğünün 29.09.2022 tarihli 10762 sayılı yazısı gereği şirketin halen faal (aktif) olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece faturaya itiraz edilmediği, kesilen cezanın sözleşme bedelinin %30'unu aştığı gerekçesiyle fatura aslı olan 41.235,12 TL üzerinden takibin devamına karar verilmişse de; davalı ... dava konusu faturanın şoförlük hizmetine ilişkin olduğunu, aralarındaki mal tedarikine ilişkin alacakların dikkate alınmadığını, murazaanın mahkemece doğru tespit edilemediğini, tutulan tutanakların incelenmediğini, kesilen cezaların sözleşmeye uygun olduğunu, dava konusu işçi ücretlerinin başka davalarda da işçiler tarafından talep edildiğini ve ödemelerin yapıldığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir. Mahkemece, yeterli araştırma yapılmadan ve aralarındaki ihtilaf kesin olarak belirlenmeden hüküm tesisi hatalıdır. Bu nedenle, dava konusu faturanın hangi sözleşmesel ilişkiye dayandığı tespit edilerek, kesilen cezanın ve yapıldığı iddia edilen mahsubun sözleşmeye uygunluğu denetlenip, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilip getirilmediği de tespit edilerek, davacının iddiaları ile davalının savunmaları üzerinde durularak, konusunda uzman bilirkişilerden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2- Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.