"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1449 E., 2022/1211 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/109 E., 2021/18 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.07.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının Antalya İli ... İlçesi Demircikara Mahallesi 5824 ada 5 parsel üzerinde bulunan binanın B blok 2 no'lu bağımsız bölümünü 11.10.2017 tarihinde davalıdan satın aldığını, taşınmazın tapuda konut görünmesine rağmen apartmandan alınan muvafakat sebebiyle işyeri olarak kullanıldığını, ayrıca taşınmazın önünde bulunan ... kısmının da taşınmazın kullanımında olduğunu, daha sonra apartmandan alınan iznin yasal olmadığı, sahte imzalarla alınmış bir izin belgesi olduğunun öğrenildiğini, bu sebeple taşınmazı işyeri olarak kullanamadığını, bu haliyle taşınmazın değerinin daha düşük olacağı ve satışın ayıplı mal satışı olması sebebiyle davalı ile yaptığı sözleşmeden dönmek istediğini bildirdiğini belirterek; davalıya yapılan ödemeden başka takas olarak verilen ... Mahallesi 1078 ada 1 parseldeki arazinin davacı adına yeniden tesciline, ödenen 1.078.000 TL'nin ve davalının hesabına aktarılan 5.000 TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; ayıplı bir mal satılmadığını, alıcının alacağı mal hakkında gerekli incelemeyi yapmakla sorumlu olduğunu, davacıya bahçenin satışının yapılmadığını, apartman sakinlerinin verdikleri ... kullanım izninden her zaman dönebileceklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı, davalı tarafından yanıltıldığını ileri sürmüş ise de davaya konu taşınmazın, tapuda mesken olarak kayıtlı olduğu, mesken niteliğindeki bağımsız bölümlerin iş yeri olarak kullanılabilmesi için 634 sayılı KMK'nın 24/2 maddesine göre kat malikleri kurulunca oy birliği ile karar alınması gerektiği, davalı tarafından davacıya sahte olduğu iddia edilen imzaların da bulunduğu yönetim kurulu kararı gösterilerek taşınmazı almaya ikna olduğu, ancak bir kısım imzanın sahte olduğu, bu sebeple taşınmazın ödediği bedeli hak etmediğini ileri sürmüş ise de ortak ... olan bahçeye müdahalenin men'i ve eski hale iade edilmesine dair kat maliklerinin bir talebinin şimdiye kadar olmadığı, kaldı ki kat maliklerinin, binadaki bağımsız bölümün iş yeri olarak kullanılmasına verdikleri muvafakatten her zaman vazgeçebilecekleri, davacının hatasının esaslı hata olmadığı, davacının taşınmazı almasındaki saikin sözleşme yapılmasının ... sebebi olduğuna dair savunması ve taşınmaz sebebiyle ödediğini ileri sürdüğü semen tutarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; tanık beyanları ile ispatlanmış hile olgusunun varlığı yönünden değerlendirilme yapılmadan karar verildiğini, muvafakatname içeriğinin taşınmaz lehine yarattığı katma değerin hiç değerlendirilmediğini, 3 seneden fazla sürmüş bir yargılamayı hiçbir şekilde uzatmayacak ve sonuca etkili olacak bir belgenin daha hakkaniyetli bir sonuç için HMK 145 ... maddeye göre değerlendirilmesi gerektiğini, tanık ifadeleri ile resmi belge niteliği olan iş yeri ruhsatnamesinin TCK 206 kapsamında yalan beyan ile elde edildiğinin ortaya çıktığını ve mahkemeye TCK 279 madde gereği ihbar yükümlülüğünü yazılı hatırlatmış olmalarına rağmen mahkemenin bu konuda hiçbir ihbarda bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili, müvekkilinin davacıyı yanıltması gibi bir durum söz konusu olmadığı gibi bu hususun ispatlanamadığını, davalının davacıya taşınmazı sattığını, ortak ... olan bahçenin, davacıya satılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, duruşmada dinlenilen tanıkların tamamının bahçenin iş yerine dahil olarak kullanılmasına muvafakat edildiğini, apartmana ait bahçenin kullanılabilmesi için kat maliklerine kira ödemesi yapıldığını, anılan bahçenin ... yıllardır iş yeri olarak kullanıldığını beyan ettiklerini, davacı tarafından sahte imzalı kararlarla alındığı iddia edilen kararların geçersizliği için herhangi bir dava da açılmadığını belirterek, Yerel Mahkeme kararının belirtilen yönlerden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile sahte olduğu iddia edilen tutanakların aslının taraf ve tanık beyanlarınca bulunamadığının beyan edildiği, yine sahte imzalarla alındığı belirtilen kat malikleri kurulu kararlarına yönelik dava öncesinde veya sonrasında herhangi bir dava açılmadığı, iddia edilen tutanaklardan önce davalının yönetici olmadığı dönemde de söz konusu meskenin iş yeri olarak kullanılmasına kat malikleri kurulunca ... gösterildiği, buna ilişkin idari veya cezai bir takibatın bulunmadığı, dava tarihine kadar söz konusu yerin iş yeri olarak kullanıldığının ... olduğu, davacının söz konusu yeri mesken tapulu olduğunu bilerek aldığı, davalının ... kısmının meskenle beraber satıldığına ilişkin bir taahhüdünün bulunmadığı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesi kararında, tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıdan satın alınan taşınmazın niteliğinde ve kullanım amacında yanıltıldığı iddasına dayalı satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1020 nci maddesi şöyledir:
"Tapu sicili herkese açıktır.
İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.
Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez."
2. Kural olarak belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3. Aynı yöndeki düzenleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, "İspat yükü, kanunda ... bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, iddia edilen vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
3.Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararı; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dava konusu taşınmazın mesken vasfıyla tapuya kayıtlı olduğu, taşınmazın halen iş yeri olarak kullanıldığı, kat malikleri tarafından taşınmazın iş yeri olarak kullanılması ve ortak ... olan ... kısmının da dava konusu taşınmazla birlikte kullanılması nedeniyle açılmış bir müdahalenin meni ve eski hale getirme davası bulunmadığı, kat malikleri kurul kararının sahte imzalar ile alındığına yönelik açılmış bir dava ve ceza soruşturması da bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.