Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7389 E. 2023/2242 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa sahiplerinin, hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesi kapsamında, konut alıcısına karşı sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan sözleşmenin adi ortaklık değil, hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğu ve arsa sahipleri ile konut alıcısı arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/335 E., 2022/779 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılardan ... ve ... tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ... ile davalılardan ... ve ... vekili Avukat ... ...'in sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin daha derinlemesine incelenmesi ve bu konuda bir araştırma yapılması gerektiği heyetçe zorunlu görüldüğünden, Yargıtay Kanunu'nun 24/1 ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 21/3 maddeleri uyarınca görüşmenin başka bir güne bırakılması uygun görülmüş olup, işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı arsa sahipleri İffet ve ... ile davalı yüklenici AKS Anadolu Kon. San. A.Ş. arasında düzenlenen 14.10.2005 tarihli "Satış Vaadi Şeklinde Düzenlenen Hasılat Paylaşımlı Konut Yapım Sözleşmesi" uyarınca konutların satışından elde edilecek hasılatın %77'sinin yapımcıya, %23'ünün arsa sahiplerine ait olacağı konusunda anlaşma sağlandığını, adi ortaklık niteliğindeki bu sözleşme gereğince davalı yüklenici şirketin kampanyalı satış yöntemi ile daire satışına başladığını, 31.07.2006 tarihli satış sözleşmesi ile davalı yüklenici şirketten daire satın aldığını, satış bedeli olarak kararlaştırılan 152.500,00 TL'yi bu davalıya ödediğini, ancak davalı yüklenici şirketin yönetim kurulunun 05.06.2007 tarihinde toplanarak kendisi ve diğer alıcılarla imzaladığı sözleşmelerdeki hak ve alacak ile mükellefiyetleriyle, ayrıca sözleşmelerde alıcıların haiz olduğu hak ve taahhütleri aynen ifa şartıyla diğer davalı I.T.C. Holding A.Ş.ye temlik ve devrine karar verdiğini, davalı arsa sahiplerinin davalı holding ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesini imzaladıklarını, davalıların süresinde daireyi teslim etmediklerini ileri sürerek; ödediği 152.500,00 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini 279.583,00 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı arsa sahipleri İffet ve ...; davacı ile sözleşme yapmadıklarını, yüklenici şirket ile aralarındaki inşaat sözleşmesinin sadece tarafları bağladığını, diğer davalılar ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

2. Davalı müflis AKS Anadolu Kon. San. A.Ş.; görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu savunmuştur.

3. Davalı I.T.C. Holding A.Ş.; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenn, 12.06.2014 tarihli ve 2012/1510 E., 2014/956 K. sayılı kararıyla, davalılar ... ve İffet yönünden davanın husumetten reddine, davanın diğer davalılar yönünden kabulü ile 279.583,00 TL'nin bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalılardan müflis AKS Anadolu Kon. San. A.Ş. iflas idare memuru temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 12.03.2015 tarihli ve 2015/414 E., 2015/3983 K. sayılı ilamıyla; “...Somut olayda, davalı şirketin dava tarihinden önce (19/03/2008 tarihinden) iflasına karar verilmiş olduğundan bu dava "kayıt kabul davası" niteliğinde olup, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

Öte yandan, davacı ile diğer davalı arsa sahipleri arasında 4077 sayılı yasa kapsamında bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı arsa sahipleri hakkında açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Mahkemece, görev yönü düşünülmeden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemece eski kararda direnilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2019 tarihli ve 2018/3-344 E., 2019/990 K. sayılı ilamıyla; davalı AKS Anadolu Kon. San. A.Ş. nin dava tarihinden önce iflasına karar verildiği ve iflas masasının oluşturulduğu, bu nedenle davalı müflis şirkete karşı açılan davanın İİK’nın 235 ... maddesi gereğince “kayıt-kabul (sıra cetveline itiraz) davası” niteliğinde olması nedeniyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına dair direnme karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu; davalılardan yüklenici ile arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin düzenleme şeklindeki satış vaadi ve hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesi olduğu, davacı ile davalı arsa sahipleri arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle davaya bakma tüketici mahkemesinin görev alanında olduğundan direnme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle; kararın davalı şirket yönünden bozulmasına, davalı arsa sahipleri yönünden işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. İşin esasına yönelik temyiz incelemesi için gönderilen karar, Dairemizin 30.06.2020 tarihli ve 2020/2572 E., 2020/3695 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Onama ilamına karşı, davacı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 16.02.2021 tarihli ve 2020/9671 E., 2021/1499K. sayılı ilamla; davacının sair karar düzeltme talepleri reddedildikten sonra, davacının davalı arsa sahipleri ile davalı müflis şirket arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin hasılat paylaşımlı adi ortaklık sözleşmesi olduğu, bu nedenle davalı arsa sahipleri ile davalı müflis şirketin davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu, dolayısıyla davacı ile davalı müflis şirket arasında düzenlenmiş olan 31.07.2006 tarihli adi yazılı sözleşme hükümlerine göre; davacının davalı arsa sahipleri aleyhine dava açmasında ve husumet yöneltmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı müflis şirket yönünden dosya tefrik edilerek yargılamaya devam edildiği, arsa malikleri davalılar ile yüklenici müflis şirket arasında akdedilen sözleşmenin hasılat paylaşımlı bir adi ortaklık sözleşmesi olduğu, bu nedenle davalı arsa sahiplerinin davalı müflis şirket ile birlikte davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğuna kanaat getirildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 279.583,00 TL'nin davalı arsa sahipleri ile davalı holdingden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan ... ve İffet temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve İffet; davalı yüklenici şirket ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, satış sözleşmesinin tarafı olmadıklarından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, aynı olay kapsamında benzer davalarda lehlerine verilen kararların kesinleştiğini, geçerli bir sözleşme yokken sözleşmeye aykırılıktan bahsedilemeyeceğini, sebepsiz zenginleşmelerinin de söz konusu olmadığını, Mahkeme kararının bu yönüyle de çelişkili olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satışı için ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddeleri.

2. Dairemizin 23.06.2014 tarihli ve 2014/10780 E., 2014/10005 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

Arsa sahipleri davalılar ile yüklenici diğer davalılar arasında Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi ve Hasılat Paylaşımlı Konut Yapım Sözleşmesi düzenlenmiş ve sözleşme gereğince arsa sahipleri sadece arsalarını vermeyi, yüklenici şirketler ise bu arsa üzerinde konut yapmayı, bilahare konutların reklam finansman ve tüm tanıtım giderleri ile pazarlama giderlerini karşılamayı, konutları satmayı, satış bedelini tahsil ettikten sonra bir hafta içinde arsa sahibine ödemeyi yüklenmiştir. Sözleşmenin (16/7) maddesinde yüklenicinin bir hafta içinde ödemeyi yapmazsa %10 cezai şart ödeyeceği ve yine sözleşmenin (17/4) maddesinde de inşaatın süresinde bitirilmemesi halinde "arsa maliklerine düşecek konut sayısının 500 YTL ile çarpımı kadar bedeli" aylık cezai şart olarak ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Bunun yanında, sözleşmenin (17/5) maddesinde ekonomik kriz vb. sebeplerle reklam kampanyalarına rağmen satılan konut sayısı toplam konut sayısının %25'ine ulaşmadığı takdirde yüklenicinin arsa sahibine %23 hissesini karşılayacak konut vereceği veya bir kısmını konut, bir kısmını para veya senet olarak vereceği ve böylelikle edimini yerine getirmiş olacağı, tüm ek süreler sonunda arsa maliklerinin hissesine düşen %23'lük pay konut veya para olarak arsa maliklerine teslim edilmediği takdirde yapımcının, inşaatı mevcut haliyle arsa sahibine iade edeceği kabul edilmiştir. Sözleşme, özetlenen bu hükümleriyle birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde adi ortaklık sözleşmesi olmayıp, direnme üzerine verilen 03.10.2019 tarihli Hukuk Genel Kurulu kararında da açıklandığı üzere, hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesidir. Bu nedenle, davada ... sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği açıktır (İlgili hukuk bölüünde yer verilen Dairemiz ilamı ile ve Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/3-2615 E., 2021/1102 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.).

Bu durumda, Mahkemece; arsa maliki davalılar ile davacı tüketici arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından arsa maliki olan davalılara husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, maddi yanılgıya dayalı Dairemiz bozma kararına uyularak davanın davalı arsa sahipleri yönünden de kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI.KARAR

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi gereğince davalı arsa sahipleri yararına BOZULMASINA,

8.400,00 TL Yargıtay duruşma ücretinin davacıdan alınarak davalı arsa sahiplerine verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.