"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muarazanın giderilmesi ve tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava konusu dükkanda 01.10.1995 yılından bu yana her sene yenilenen kira sözleşmesi ile market işlettiğini, elektrik aboneliğinin bir zamanlar ortak olduğu kardeşi adına bulunduğunu, taşınmaz malikinin arsa ile birlikte üzerindeki dükkanı 05.11.2013 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye sattığını, yeni malik ile eski maliki arasında düzenlenen, protokole göre taşınmaza iş merkezi yapılıncaya kadar kiracılardan herhangi bir şey talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı eski malikin 10.05.2016 tarihinde vefatı üzerine kira bedellerini eşinin hesabına yatırdığını, dava dışı yeni malikin sözleşme şartlarına uymadığını, yeni malikin 1995 tarihli kira sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle başvurması üzerine davalı şirket tarafından 04.08.2016 tarihinde kira sözleşmesinin ya da kiracılık ilişkisini ispat eden belgelerin sunulmasının istenildiği, söz konusu protokol ve eski kira sözleşmesi sunulmasına rağmen davalı şirketce taşınmazın enkaz olduğu bu nedenle yeni kira sözleşmesinin bulunması gerektiğinden bahisle aboneliğinin feshedildiğini ileri sürerek; davalı şirket tarafından yaratılan muarazanın giderilmesine, elektrik aboneliğinin feshine yönelik işlemin iptaline, davalı şirketin elektriği kesmesi nedeniyle doğan veya doğacak zararda fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının başvurusu üzerine adına abonelik tesis edildiğini, ancak mülk sahibi davacı ile aralarında geçerli bir kira ilişkisi bulunmadığı iddiası üzerine aksini kanıtlayıcı belge sunması için davacıya ihtarda bulunulduğu, davacı tarafça 1995 yılına ait eski mülk sahibi ile yapılıp abonelik tarihi olan 2016 yılı için herhangi bir geçerliliği kalmamış, eski kira sözleşmesi ibraz edilmiş olması nedeniyle aboneliğin iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davalı şirket tarafından elektrik abonelik sözleşmesinin fesh edilmesinin mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalı şirketin güncel kira sözleşmesini sunması için davacıya ihtarda bulunduğu, davacının 1995 yılında düzenlenmiş ve aboneliğinin tesis edildiği 2016 yılı itibariyle herhangi bir geçerliliği kalmamış kira sözleşmesini ibraz ettiği nazara alınarak Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince gerçekleştirilen işlemde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik abonelik sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle davacı ile önceki malik arasında düzenlenmiş olan kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, aboneliğin iptalinin hukuka uygun olup olmadığı incelenmelidir.
Dosya kapsamından; davacı ile dava dışı önceki malik arasında davaya konu dükkan için 01.10.1995 tarihinde bir yıllık kira sözleşmesi imzalandığı, dava dışı önceki malik ile dava dışı yeni malik arasında 07.11.2013 tarihinde "..." başlıklı adi yazılı belgeyle, satıcının Ankara ili ... ilçesi ... Mahallesi 27554 ada 6 parsel sayılı 1.446 m2 miktardaki arsadaki hissesini ve üzerinde bulunan gecekonduları alıcıya satarak tapuda ferağını verdiğini, gecekondularda bulunan davacıya ait kira kontratlarını ve alabilirse tahliye taahhütlerini alıcıya teslim edeceğinin belirtildiği, yine önceki malik ile yeni malik ... arasında imzalanan 05.11.2013 tarihli "Kira ve Enkaz Bedeli Protokolü " başlıklı belgede, satışı yapılan taşınmaz üzerinde bulunan binalarda bulunan kiracılardan elde edilecek kira bedellerinin satışı yapılan taşınmazın bulunduğu parsel üzerine yapılacak olan iş merkezi inşaatına belediye tarafından inşaat ruhsatına mani olmayacak şekilde projenin tasdiki ve inşaata ilişkin hafriyat işlemleri, inşaat yapım faaliyetleri başlayıp söz konusu adreste bulunan bina yıkılıncaya kadar satıcı tarafından alınacağı, satışı yapılan taşınmazın bulunduğu parsel üzerine yapılacak olan iş merkezi inşaatına belediye tarafından inşaat ruhsatı için gerekli tarih ve inşaata ilişkin hafriyat işlemleri, inşaat yapım faaliyetleri başlayıncaya kadar binada bulunan kiracılara yönelik yeni malikin tahliye işleminde bulunmayacağını, binayı yıktırmayacağı, ayrıca binanın yıkılması sonrasında oluşacak enkaz bedelinin de satıcıya ait olacağı hususunda anlaşmaya varıldığı görülmüştür.
Diğer taraftan, yeni malikin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile dava dışı inşaat şirketi arasında 19.11.2013 tarihinde düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesinin imzalandığı, 03.05.2016 tarihinde de dava dışı inşaat şirketleri arasında "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Devri" başlıklı sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde; dava dışı önceki malikin 10.05.2016 tarihinde vefat ettiğini belirtmiş ise de, dosyaya buna ilişkin belgeler ibraz edilmemiştir. Ancak geçerli olan bir kira sözleşmesiyle tarafların birbirine uygun fesih bildirimi, mahkeme kararı ya da kiralananın yok olması ile sona erer. Diğer bir anlatımla, kiraya verenin vefat etmesi ile kira sözleşmesi sona ermez.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; davacının, önceki malik ile 01.10.1995 tarihinde kira sözleşmesini imzaladığı, dava dışı yeni malik tarafından taşınmazında bulunan binalara ait kira ve enkaz bedelinin dava dışı önceki malike ait olmak üzere satın alındığı, ayrıca davaya konu taşınmaza ilişkin tahliye taahhüdünün ya da tahliye davasının bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi ve belge bulunmadığı, böylece taraflar arasında halen devam eden kira sözleşmesi bulunduğu gözetilerek hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş, olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14.12.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.