"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ile asıl davada davalı ... Isı İnş. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl ve birleşen davada; ½ payı davalı ... Ltd.Şti.ne, ½ payı dava dışı ...’e ait olan dava konusu taşınmazı 23.04.2009 tarihli sözleşme ile kiraladığını, birinci yılın kira parasına mahsuben her bir paydaşa 100.000 TL peşin ödeme yapıldığını, ayrıca kullanım amacına uygun olarak bir takım zorunlu ve faydalı imalat gerçekleştirdiğini; ne var ki bodrum kattaki rutubetin insan sağlığını etkileyecek boyutta oluşu ve binaya ait ortak alanların kullanıma katılmış olması nedeniyle belediyece faaliyet ruhsatı verilmediğini, işyerinin 09.11.2009 tarihinde mühürlendiğini, bu nedenle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilerek kiralananın anahtarının 25.12.2009 tarihinde notere bırakıldığını ileri sürerek, 69.025 TL fazla ödenen kira parası, 43.995,00 TL faydalı imalat bedeli ve beş yıllık sözleşme süresine ilişkin kazanç kaybının davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar; davacının iş yeri ruhsatı almak için gerekenleri yapmadığını, ortak alanları kiralanana dahil ederek ruhsat şartlarını ihlal ettiğini, havalandırmayı dekorasyon sebebi ile kapattığını, taşınmazın eksiksiz olarak teslim edildiğini savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; asıl davada, kira bedeli niteliğindeki 38.050 TL tutarındaki alacağın sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davada 17.007,35 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar tarafların temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 24.09.2013 tarihli ve 2013/10266 E. ve 2013/12915 K. Sayılı ilamıyla; asıl ve birleşen davalar hakkında, her bir talep için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemenin; asıl ve birleşen davasının kısmen kabulüne dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 04.11.2014 tarihli ve 2014/8155 Esas ve 2014/11885 Karar sayılı ilamıyla, tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, feshi ihbar bildiriminin davalı ...’e 26.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği hususunun mahkemece gözden kaçırıldığı ayrıca yapılan harcamalardan hangilerinin değer artışına yol açtığı, taşınmazın onaylı mimari projesine aykırı olarak gerçekleştirilen imalatların bulunup bulunmadığı hususlarının yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar; asıl davada davalı şirket tarafından temyizi üzerine, bu defa Dairemizin 09.10.2019 tarihli ve 2018/6191 Esas ve 2019/7654 Karar sayılı ilamıyla; bozma gereklerinin yerine getirilmediği, davalıların mal varlığında artışa neden olan faydalı ve zorunlu imalatlardan, taşınmazın onaylı mimari projesine aykırı olanlar tespit edilerek, bu kalemler faydalı ve zorunlu masraf kalemine dahil edilmeksizin hesaplanmak üzere bilirkişiden rapor alınması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında; asıl davada 8.568,11 TL faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin olarak 1.000 TL'sine dava tarihinden, 7.568,11 TL'sine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, diğer hususlardaki hükümler Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada ise; bozmaya konu edilmediğinden önceki verilen kararlar kesinleşmekle birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, asıl davada davalı şirket ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, asıl davada faydalı masraf talebinde bulunmuş, 14.11.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi zarar talebini 17.007,35 TL olarak belirlemiştir. Bu durumda mahkemece davanın kısmen reddine karar verilmiş olması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 13. maddesi hükmü gereğince davalı lehine 5.100 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması HUMK’nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının "A.ESAS DAVA YÖNÜNDEN" başlıklı kısmına ayrı bir bent eklenerek, “7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi hükmü uyarınca takdir edilen 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, fazla alınan 397,80 TL temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... Akteknik Isı İnş. Ltd. Şti.ye iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.