Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7594 E. 2022/9273 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazın iptali davasında, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan kısmi ödemenin mahsubu ve faiz hesabı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan kısmi ödemenin mahsubunda ve faiz hesabında hukuka aykırı uygulama yapıldığı, asıl alacak kalemi içerisine işlemiş faiz eklenmek suretiyle faize faiz yürütülecek şekilde hüküm kurulduğu gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi üzerine, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı şirket vekili, davalı ile aralarında ihale sonucu mal alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre üç kalem malzeme alımı yapıldığını, cari hesaba konu malların davalıya teslim edilerek buna ilişkin faturaların iletildiğini, faturaların muhasebesel olarak defterlere karşılıklı olarak işlendiğini, ayrıca faturalara konu cari hesap ekstresinin kopyasının ödeme emri ekinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödemede bulunulmadığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, Döner Sermaye işletme Müdürlüğünün 24/02/2016 tarihli yazısında, 01/05/2005 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Döner Sermaye İşletmeler Bütçe Muhasebe Yönetmeliğinin “Ödemelerin Yapılmasına Öncelik” başlıklı 22. maddesinde; “İşletmelerin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderlerin muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödeneceği” hususunun belirtildiğini, firma ile yapılan sözleşmede “Düzenlenecek faturalar Çukurova Üniversitesi Döner Sermaye Saymanlık Müdürlüğü tarafından muhasebe kayıtlarına alındıktan sonra 300 gün içerisinde ödeme yapılacaktır” denildiğini, vade süresinin fatura tarihinden itibaren değil, muhasebe kayıtlarına alınma tarihinden itibaren başlayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince verilen 04/12/2018 tarihli kararla; davanın kabulü ile, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödeme de gözönüne alınarak, davalı borçlunun Adana 7.İcra Müdürlüğü'nün 2015/3166 esas sayılı takip dosyasında asıl alacağa yaptığı itirazın 854.601,71 TL'lik kısmının iptaline, takibe 854.601,71 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin icra dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına, karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf yoluna başvurmuştur.

Bölge adliye mahkemesince; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davalının temyizi üzerine Dairemizin 07/06/2021 tarihli 2020/6135 E. 2021/6053 K. sayılı kararı ile; "Somut olayda, mahkemece; “...faturaların muhasebe kayıtlarına alınmasından sonra 300 günlük süre içerisinde...” ibaresinin belirli bir vade olarak kabul edilemeyeceği, malların davalıya teslim edilmiş olması da göz önüne alınarak takip tarihi itibariyle davacının takibe konu edilen miktarda alacaklı olduğu gerekçesi ile yukarıdaki şekilde karar verilmiş ise de; taraflar arasında imzalanan sözleşmede "Düzenlenecek faturalar Çukurova Üniversitesi Döner Sermaye Saymanlık Müdürlüğü tarafından muhasebe kayıtlarına alındıktan sonra 300 gün içerisinde ödeme yapılacaktır" hükmü kararlaştırılmış olup davacının da tacir olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu hükmün tarafları bağlayacağı açıktır.

O halde mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddesinde kararlaştırılan “...faturaların muhasebe kayıtlarına alınmasından sonra 300 günlük süre içerisinde...” şeklindeki vadenin esas alınarak takip tarihi itibariyle 300 günü henüz doldurmamış faturaların ve bunlara ilişkin temerrüd faizinin talep edilemeyeceği gözetilerek, gerekirse bilirkişi görüşüne başvurulması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiş, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığı " gerekçesiyle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararı davalı yararına bozulmuştur.

Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile takipten sonra davadan önce yapılan ödeme de gözönüne alınarak, davalı borçlunun Adana 7.İcra Müdürlüğü'nün 2015/3166E. sayılı takip dosyasında asıl alacağa yaptığı itirazın 811.984,43 TL'lik kısmının iptaline, takibin 811.984,43 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin icra dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dava, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda ödenmeyen borç tutarına yönelik olarak itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmakta ancak icra takibine itirazdan sonra fakat davadan önce yapılan ödeme miktarı yönünden itirazın iptali talep edilmesinde hukuki yarar olmayacaktır. Bu nedenle icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından kısmi ödeme yapılması hâlinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Ancak kısmi ödeme miktarı yönünden dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek olup, faiz ve fer’îleri yönünden takip devam edeceğinden icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir.

Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2011 tarihli ve 2011/19-532 E., 2011/640 K., 23.05.2018 tarihli ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K., 22.11.2018 tarihli ve 2017/19-822 E., 2018/1754 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

Davacı şirket vekili 27.02.2015 tarihinde Adana 7.İcra Müdürlüğünün 2015/3166E. sayılı takip dosyası ile 1.225.852,82TL asıl alacak miktarı üzerinden başlattığı icra takibinde, dava tarihini esas alarak kendisinin yaptığı dosya kapak hesabına göre kesinleşen miktar 1.225.852,82TL, işlemiş faiz(%9) 89.865,38TL, masraflar 9,00TL ve vekalet ücreti 60.725,58TL olmak üzere toplam 1.376.452,78TL'den takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan 433.979,78TL kısmi ödemeyi mahsup etmek suretiyle kalan 942.473,00 TL miktar üzerinden eldeki davayı açmıştır.

Mahkemece hükme esas alınan 24.01.2022 tarihli Mali Müşavir ...'ten alınan bilirkişi ek raporunda; takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödeme toplamının 433.979,78TL, dava tarihinden sonra yapılan ödeme toplamının ise 627.827,21 TL olup, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği, davacı tarafından düzenlenen faturalar toplamının 1.225.852,82TL olduğu, bozma ilamı uyarınca takip tarihi itibariyle vadesi gelmeyen 4 adet faturanın vadesinin 300 gün hesabına göre takip tarihinden sonraya ait olduğu, bu nedenle vadesi gelmeyen faturaların düşümünden sonra davacının takip tarihindeki net alacağının 1.114.688,18 TL olduğu, hesaplamalarda bu tutarın esas alınacağı, davalının takip tarihinden sonra dava tarihinden önce 433.979,78TL ödemede bulunduğu, ödemeler takip tarihinden sonra yapıldığından, yapılan ödemelerin ilk önce faize mahsup edilmek suretiyle davacının dava tarihi itibariyle bakiye alacağının bulunacağı, bakiye üzerinden yeniden faizin hesaplanacağı, buna göre Türk Borçlar Kanunu 100. Maddesi uyarınca yapılan hesap sonucu davacının en son ödeme tarihi olan 21.10.2015 tarihi itibariyle davalıdan olan 734.658,44 TL alacaklı olduğu, bu alacağın dava tarihine kadar işlemiş faizinin 19.926,35 TL, icra vekalet ücretinin 57.390,64 TL, masrafın 9,00TL olmak üzere davacının dava tarihi itibariyle toplam 811.984,43 TL alacaklı olduğu gösterilmiştir.

Mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödeme de dikkate alınarak davalı borçlunun Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2015/3166E. sayılı takip dosyasında asıl alacağa yaptığı itirazın 811.984,43TL'lik kısmının iptaline, takibin bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin icra dosyasında infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiştir.

Davacı şirket vekili Adana 7.İcra Müdürlüğü'nün 2015/3166E. sayılı takip dosyası ile başlattığı icra takibinin dava tarihindeki dosya kapak hesabını yaparak dava değerini 942.473,00 TL göstererek dava açmıştır. Mahkemece gerekçeli kararda alacak kalemlerine yer verilmemiş olsa da hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda yukarıda açıklandığı üzere, asıl alacak 734.658,44 TL olarak belirlenip, bu alacağın işlemiş faiz ve ferileri ile toplamı 811.984,43TL bulunmuştur. Mahkemece sadece asıl alacağa faiz uygulanması gerekirken, asıl alacak kalemi içerisine işlemiş faiz eklenmek suretiyle faize faiz yürütülecek şekilde takibin 811.984,43 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına şeklinde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

2-)Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.