"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2049 E., 2022/1279 K.
DAVA TARİHİ : 18.03.2019
KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/240 E., 2019/451 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile davalıların murisinin kardeş olduklarını, davacının murise geniş yetkiler içeren vekaletname verdiğini, davacıya ait taşınmazın murisin vekaleten dava dışı kişiye sattığını ancak satış bedelinin tamamını kendisine ödemediğini ileri sürerek; ödenmeyen 306.000,00 TL bakiye satış
bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; murisin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, sadece kendi bildikleri kadarıyla 16.900 USD borç bulunduğunu, bunu da ödediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın bedelinin alıcı ve satıcı arasında kararlaştırıldığı ve 14.07.2018 tarihli sözleşmenin gerek taraflarca gerekse tanıkların anlatımıyla doğrulandığı, yine davacı tarafça bakiye 194.000,00 TL'nin alındığının kabul edildiği de nazara alınarak dava konusu taşınmazın rayice uygun olarak 500.000,00 TL üzerinden dava dışı Seydi Ali Beyler'e satıldığı takdir ve kanaatine varıldığı, davalıların murisi Bülent Eren'in vekaleten satış işleminden sonra 19.10.2018 tarihinde vefat ettiği mirasçı olarak davalıların kaldığı, Davalı ... eşi Bülent Eren'in borcundan dolayı 16.900 USD (84.000,00 TL) ödeme yaptığını kabul ettiği ancak bu borcun hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığını bilmediğini savunmuş ise de; davalı ...’nin satışı gerçekleştiren Bülent Eren'in eşi olduğu nazara alındığında, davacı ile muris Bülent Eren'in kardeş olması, tapuda yapılan işlemlerin mahiyeti ve dükkanın satışına ilişkin işlemlerden ve alınan paradan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, satış bedelinin davacı tarafa ödendiğinin yazılı bir belge ile ispatlanamadığı gerekçesi ile davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece murisin vekaletle üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirip getirmediğinin araştırılmadığını, murisin mirasçıları araştırılmadan karar verildiğini, taşınmazın 50.000,00 TL bedel ile satıldığını, taşınmaz satış bedelinin objektif değerlendirmeden uzak bilirkişi raporu ve davacının soyut beyanları ile 500.000,00 TL olarak belirlendiğini, tanık beyanlarına dayalı olarak ve hukuki geçerliliği bulunmayan alıcının tek taraflı düzenleyerek, taşınmaz bedelini ödediğini belirttiği belgeye dayalı olarak karar verildiğini, dosyada davacının iddiasının ispatının sağlanamadığını, murisin taşınmaz bedelini alıcıdan aldığına dair delil sunulamadığını, satış bedelinin alındığı kabul edilse dahi davacıya teslim edilmediğine dair delil bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere BK'nın 114 üncü maddesi yollaması ile 51 inci maddesi değerlendirilmek sureti ile alacaktan uygun bir indirime gidilmesi gerektiğini, zira murisin vekalet görevini ücretsiz olarak yerine getirdiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; vekilin hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan, davada ispat yükü vekil olan davalılarda olup, olayın niteliği ve dava değeri nazara alındığında, tanık da dinlenemeyeceği, davalılar, davacıya ait taşınmazı verilen vekaletnameye istinaden, dava dışı şahsa tapuda yazılı bedellerle sattığını, taşınmazların bedelini davacıya ödediğini, bu nedenle de davacıya ödemesi gereken bir bedel olmadığını savunduğuna göre, davalıların bu hususu yasal delille ispatlaması gerektiği, oysa davalıların savunmalarını ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadıkları, dava konusu taşınmazın bedelinin alıcı ve satıcı arasında kararlaştırıldığı ve 14.07.2018 tarihli sözleşmenin davalıların murisinin de imzasını içerdiği, bu nedenle taşınmaz rayiç bedelinin gerek taraflarca gerekse tanıkların anlatımıyla doğrulandığı anlaşılmakla; Mahkemece dava konusu taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerine hükmedilerek ödendiği davacının kabulünde olan bedelin de düşülmesi sureti ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görüldüğünden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, cevap ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrar ederek, satış bedeli olarak kararlaştırılan 500.000,00 TL’nin muris tarafından teslim alındığının ispatlanamadığını beyan ederek kararın bozulmasını istemişlertir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekaleten gerçekleştirilen satış bedelinin ödenmediği iddiasıyla mirasçılara karşı yöneltilmiş alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502 nci maddesi: Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.
Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 506 ncı maddesi :Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 508/1 maddesi :“Vekil, vekâlet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekâletle ilişkili olarak aldıklarını vekâlet verene vermekle yükümlüdür.”
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle vekaleten satışa konu taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri ve murisin imzasını içerir belgeye, satış bedelinin vekil edene ödendiğinin ispatlanamamasına göre kurulan hükmün usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.