"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/693 E., 2022/1366 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/732 E., 2021/1459 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düsünüldü:
I. DAVA
Davacı; tarımsal sulama aboneliğinin bulunduğunu, ancak tarımsal faaliyet yapmadığını, aboneliğin bulunduğu yerde dava dışı ...tarafından tarımsal faaliyet gerçekleştirildiğini, buna karşın, davalı ... tarafından aleyhine kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tutanaklar düzenlenerek üç ayrı icra takibi başlatıldığını, tahakkuk ettirilen borçların hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kısmi dava olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir icra takibi yönünden şimdilik 100,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, 09.10.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 2019/19334 E. sayılı takip dosyası için 121.288,52 TL'ye, 2019/21712 E. sayılı takip dosyası için 15.465,48 TL'ye ve 2019/21610 E. sayılı takip dosyası için 123.536,83 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı; davacının kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek tutanak düzenlendiğini, kaçak tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, sulu tarım yapıldığını, çiftçi kayıt sisteminde kaydının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirkete ilgili icra dosyasının açılmasına sebebiyet veren "kaçak tespit tutanağı, abone bilgileri ve tüketim kayıtlarını içerir tüm bilgi belgeleri" sunması için usulüne uygun şekilde ihtaratlı tebligat yapıldığı, ancak davalı şirketin ilgili bilgi ve belgeleri sunmadığı, bu nedenle davalının ispat yükünü yerine getirmediği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının 2019/19334 E. sayılı dosyada 121.288,52 TL, 2019/21712 E. sayılı dosyada 15.465,48 TL ve 2019/21610 E. sayılı dosyada 123.536,83 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacı hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, yeterli araştırma yapılmadan ve şirkete yazılan müzekkere cevabı beklenilmeden karar verildiğini, kaçak elektrik tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, elektrik kullanılmadan tarımsal sulama yapılamayacağını, arazide keşif yapılmadığını, tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdirinin doğru olmadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;davanın niteliği gereğince ispat yükünün davalı üzerinde olduğu, buna göre davalının icra dosyasında alacağına dayanak yaptığı evrakların dava dosyasına sunulmasını temin bakımından Mahkemece kanuni dilekçelerin teatisi aşamasından önce olacak şekilde vaktinden evvel ilk tensip zaptı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 139/1-ç maddesi uyarınca ihtar içerir ara karar oluşturulduğu, bu vaktinden evvel oluşturulan ara karar hüküm ifade etmese de Mahkemece ön inceleme duruşmasında ikinci kez belgelerin sunulması için kesin süre ihtarını içerir ara karar oluşturulduğu, işbu ara karar tarihinde her ne kadar aynı Kanun'un 140 ıncı maddesinin beşinci fıkrası yürürlükte bulunmasa da ikinci kez verilen bu kesin sürenin davalı lehine bulunduğu, söz konusu tutanakların davalıya tebliğ edildiği ancak kaçak tahakkukuna dayanak belgelerin dosyaya belirtilen süre zarfında sunulmadığı, ayrıca davalı tarafından başlatılan icra takibinde de takip talebine ek olarak da tahakkuka dayanak herhangi bir belgenin ibraz edilmediğinin icra dosyasının Uyap kayıtlarından yapılan incelemesinde anlaşıldığı, buna göre davalının alacağına dayanak olan ve uhdesinde bulunan belgeleri süresinde dosyaya sunmaması ve söz konusu delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılması karşısında, mevcut delil durumuna göre alacağını ispatlayamadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kaçak elektrik kullanıldığına dair iddianın ve buna bağlı olarak yapılan tahakkukun yerinde olmadığı iddiasıyla, davalı şirketçe tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim bedellleri nedeniyle başlatılan icra takipleri nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere, menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Diğer bir anlatımla, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 139 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca; ön inceleme duruşmasına davette, davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz dosyaya sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları, aksi takdirde o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağına karar verileceği ihtarından sonra, ihtar gereğinin gereğinin yerine getirilmemesi halinde ise belgeleri sunmayan tarafın o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.
3. Aynı Kanun'un “Davaların yığılması” kenar başlıklı 110 ıncı maddesinde; “Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır.” amir hükmüne yer verilmiştir.
4. Talebin birden fazla kalemleri kapsaması hâlinde de davacının talep sonucu, asıl talep ve yardımcı (fer'i) talepler olmak üzere iki bölümden oluşur. Davacının birden fazla davasını aynı dava dilekçesi ile açması hâlinde, bu durum "objektif dava birleşmesi" olarak tanımlanır ve davacının, her davaya ait talep sonucunu açıkça ve ayrı ayrı göstermesi gerekir. Objektif dava birleşmesi yani davaların yığılması söz konusu olduğunda, görünüşte tek dava, gerçekte ise talep sayısınca dava mevcuttur. Bu durumda her bir talep bakımından ayrı ayrı hüküm verilmesi gerekir.
3.Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, dava konusu kaçak tahakkukuna ilişkin belgeler icra dosyalarına sunulmadığı gibi yargılama sırasında ihtar içeren ara kararlara karşın ibraz edilmediği, ispat yükü üzerinde bulunan davalı ... tarafından alacağın varlığının ispat edilemediği, davacı tarafından hakkında başlatılan üç ayrı takip hakkında aynı dava dilekçesi ile dava açıldığı, buna bağlı olarak birden fazla hakkında ayrı ayrı hüküm verilmiş olmasının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.