"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/162 E., 2022/114 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine kaaar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı ... Fide AŞ. vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, diğer davalılar tarafından yetiştirilen karpuz fidelerini davalı ...'dan 15.5.2009 tarihinde satın alıp taşınmazına ektiğini ancak yetişmediğini, ... Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün raporuna göre karpuzlarda meyve yanıklığı hastalığının bulunduğunun tesbit edildiğini, bu hastalığın da tohum ve fide ile taşınan hastalıklardan olduğunu bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 64.283,80 TL zararının faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ... Tarım A.Ş. ve ... Fide A.Ş.; TTK'nın 25 inci maddesindeki ihbar sürelerine uyulmaksızın dava açıldığını, hastalığın başka sebeplerden kaynaklanmış olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 29.12.2011 tarihli ve 2009/296 E. 2011/630 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 28.03.2013 tarihli ve 2013/2681 E. 2013/7823 K. sayılı kararı ile eldeki davanın 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun 11 inci maddesinde belirtilen süre içerisinde açıldığı, davacı tarafın tacir olduğu iddia ve ispat edilmeksizin TTK'nın 25 inci maddesi hükümlerinin uygulanarak davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, mahkemenin esastan red sebepleri bakımından ise tarafların delillerinin ve sorumluluğunun bu kanun hükümlerine göre incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 02.12.2015 tarihli ve 2013/197 E., 2015/754 K. sayılı kararı ile,
davalılar ... ve ... Fide Üretim ve Pazarlama A.Ş.'ye yönelik davanın kabulüne davalı ... Tar. San. Tic. A.Ş.'ye yönelik davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, süresi içinde davacı ve davalı ... Fide A.Ş. ile davalı ... tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarihli ve 2016/9658 E. 2017/87471 K. sayılı bozma kararı ile; davacının tüm, davalı ... Fide A.Ş. ile davalı ...’ın ise sair temyiz itirazları reddedilerek, tespit raporu ile yargılama aşamasında alınan raporlar arasında zararın niteliği ve miktarı konusunda çelişkiler olduğu, hal böyle olunca, mahkemece, raporlar arası çelişkiyi giderir şekilde konusunda uzman ve aralarında öğretim üyesininde bulunduğu üçlü bilirkişi kurulundan taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık rapor aldırılarak usulüne uygun karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; dosyaya alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporu dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olup davalı şirketin davacıya sattığı crimson fide çeşidi karpuz tohumlarının karpuz bakteriyel meyve lekesi hastalığına neden olan acidovorax citrulli bakterisi içermediğini hem İstanbul Zirai Karantina Müdürlüğü laboratuvarında hem de Hollanda Bitki Koruma Organizasyonu laboratuvarında yapılan testlerle belgelediği, buna karşın karpuz anacı olarak kullanılan kabakların bu bakteriyle bulaşık olmadığına ilişkin dosyada belge bulunmadığı, bakterinin fide dışında bir çok yolla bulaşabileceği, davacının 2009 yılında üretim yaptığı alanlarda meydana gelen karpuz bakteriyel meyve yanığı hastalığına davalının sattığı fidelerin neden olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalı ... Fide A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen alınan bilirkişi raporunun bozma ilamı doğrultusunda olmadığını ve hükme esas alınamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; kararın vekalet ücreti yönünden hatalı olduğunu belirterek bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, satılan fidelerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu
3. Değerlendirme
1. Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlem ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak denir. (Prof Baki Kara Hukuk Mahkemeleri Usulü Cilt V sayfa 4737) Usuli kazanılmış hakka ilişkin yasal bir düzenleme mevcut değilse de gerek doktrinde gerekse Yargıtay kararlarında bu husus kabul edilmiştir. Usuli Kazanılmış haklardan birisi de Yargıtay bozma ilamına uyulması ile oluşur. Yargıtay bozma ilamına uyulmakla artık bozma ilamında belirtilen şekilde işlem yapılması zorunluluk haline gelir. Mahkeme bozmaya uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararının gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.
Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarihli ve 2016/9658 E., 2017/87471 K. sayılı bozma ilamıyla “bilirkişi kurulundan alınan asıl ve ek raporda hastalığın birden fazla yolla bulaşma ihtimali olsa da somut dosyadaki deliller ışığında hastalığın dışardan bir yolla bulaşmadığı, fide ve tohumdan kaynaklı karpuz meyve yanığı hastalığı olduğu, bu hastalığın oluştuğu alan dikkate alınarak zararın hesaplanması gerektiği belirtilmiş ve zararın 19.959,24 TL olduğu tespit edilmiştir. Ne var ki ,hükme esas alınan tespit raporunda ise ... Zirai Mücadele araştırma enstitüsünden gelen 10.08.2009 tarihli yazı dikkate alınarak bu hastalığın oluştuğu tarlalardaki diğer ürünlerinde imha edilmesi gerektiğine yönelik yazı dikkate alınarak zararın karpuz fidelerinin ekili olduğu tüm alan olarak hesaplanması gerektiği belirtmiş ve zararın 64.283,80 tl olduğunu hesaplamıştır. Mahkemece de tespit raporundaki değerlendirmenin daha yerinde olduğu ve ilk gözleme dayandığı gerekçesiyle tespit raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmiş ise de; teknik bilgiyi gerektirir konuda raporlar arası çelişki giderilmeden hüküm kurulamaz.” gerekçesiyle karar bozulmuş, bozulan kararı temyiz eden davalıların sair temyiz itirazları da reddedilmiştir. Uyulan bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda zararın miktarına ilişkin herhangi bir tespit yapılmamış bozma ilamıyla kesinleşen zararın oluşup oluşmadığı hususunda görüş bildirilmiştir. O halde mahkemece, bozma ilamına uyulduğuna göre, yapılacak iş, konusunda uzman bilirkişi heyetinden davacının uğramış olduğu zararın miktarı konusunda çelişkiyi giderecek Yargı ve taraf denetimine elverişli rapor alıp sonucuna uygun hüküm kurulmasından ibarettir. Mahkemece, bu yönde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.