"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 05.10.2022
SAYISI : 2018/23 E., 2019/27 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ve 05.10.2022 tarihli ek kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 07.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'nın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin ... Barosuna kayıtlı avukat olup, davalının ... 44. Noterliğinin 02.01.2012 tarih ve 121 yevmiye nolu vekaletnamesi ile vekil tayin edildiğini, davalının talimatı üzerine ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/30 E. sayılı davasını 16.07.2013 tarihinde açtığını, dava dilekçesinin tebliği üzerine karşı tarafın davalıya 9.070.000 USD bedelli karşı dava açtığını, her iki davanın aynı esas numarası üzerinden özen gösterilerek takip edildiğini, ayrıca davalının karşı taraftan talep hakkı olan bazı alacakları için de aynı şahıslara karşı ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/585 E. sayılı dosyasından alacak davası açtığını, usuli işlemlerin tamamının süresi içerisinde aynı özenle yapıldığını ancak karar aşamasından evvel davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak azledildiğini, haksız azlin miktar olarak yüksek dava değerleri içeren dosyalarda davalıya verilmiş olan avukatlık hizmeti nedeniyle hak ettiği vekalet ücretleri ödenmeksizin yapıldığını, davalıya vekaleten takip edilen ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/30 E.(asıl ve karşı dava için ayrı ayrı) ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/585 E. sayılı dosyasında sunulan avukatlık hizmeti karşılığında avukatlık ücretinin tamamına hak kazandığını ve bu ücretlerin ödenmesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla hak etmiş olduğu vekalet ücreti alacağından şimdilik 20.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 23.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; harca esas değer olarak gösterilen 20.000 TL talebi, 3.618.273,00 TL artırarak artan kısım üzerinden eksik harcın hesaplanmasını ve dava değerinin (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) 3.638.273,00 TL olarak belirlenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili olarak Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş. ve .... aleyhine açılan bu davaların konusunun Zorlu Enerji'nin Rusya'da giriştiği iki ayrı doğalgaz çevrim içi enerji santrali projelerine ilişkin bir takım işlerin yapılması dolayısıyla yapılan işlerden doğan ücretlerin talep edilmesi ile ilgili olduğunu, birçok ihmal ve kusur nedeniyle dava dosyalarının çıkmaza girdiğini, davaların müvekkili aleyhinde seyretmeye başladığını, bunun üzerine davacının dosyalar ile ilgili gerekli ve yeterli bilgiyi vermemesi, bilgi akışının kesilmesi ve tekrar böyle hataların ortaya çıkmaması amacıyla bilgisi dışında dosyaya beyan sunulmaması talep edilmiş ise de bu taleplerin davacı tarafından göz ardı edildiğini, son olarak davacının müvekkiline ait taşınmazların kiralarını topladığını müvekkilinin haricen öğrenmesi ve bu hususa ilişkin bilgi taleplerine geri dönüş alamaması ve bu bedellerin kendisine ödenmemesi nedeniyle Beyoğlu 24. Noterliğinin 11.09.2017 tarih 27080 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının haklı nedenlerle azledildiğini, davacının vekillik görevi sebebi ile göstermesi gereken özen ve müvekkilinin haklı menfaatlerini gözetme yükümlülüklerine aykırı davrandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.2017 tarihli, 2017/495 E., 2017/422 K. sayılı kararıyla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararına karşı davacı süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur.
2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 26.12.2017 tarihli, 2017/2818 E., 2017/1839 K. sayılı kararıyla; davacının davalı adına takip ettiği dosyaların ticaret şirketlerine karşı açılmış olduğu görülmekle davalının mesleki ve ticari amaçla vekalet verdiğini kabulü gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/495 E., 2017/422 K. sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hapis hakkını kullanan avukatın müvekkilinin nam ve hesabına tahsil ettiği alacakları geciktirmeksizin ... sahibine bildirmesi, hangi işten dolayı ve ne miktarda ücret ve masraf alacağı olduğunu açıklaması ve konu ile ilgili karşı tarafı bilgilendirdikten ve gerektiği durumlarda yapılacak hesaplaşmadan sonra alacağı oranında "hapis hakkı" nı kullanması gerektiği, esasen bu durumun avukatın müvekkiline hesap verme yükümlülüğünün de tabii bir sonucu olduğu, tüm dosya kapsamına nazaran; davacı avukatın davalıya ait taşınmazların kira paralarını tahsil etmesine rağmen davalıya bu konuda bilgi ve hesap vermediği ve bu suretle davalı tarafından yapılan azlin "haklı azil" olduğu sonuç ve kanaatine varıldığından haklı azil tarihinde yapılan işin de sonuçlandırılmadığı gözetildiğinde davacı avukatın hak kazandığı vekalet ücreti alacağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; mahkeme kararının yerinde olmadığını, usul kurallarına riayet edilmediğini, delillerin toplanmadığını, yapılan azlin haklı bir azil olmadığını, müvekkilinin özen ve hesap verme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının davranışlarının azle haklı gerekçe oluşturmak için planlandığını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; incelenen dosyada, alınan bilirkişi rapor içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının vekil olarak, müvekkili adına tahsil ettiği bedeller hakkında müvekkiline bilgi ve hesap vermediği hususunun ispatlandığı, dolayısıyla davalı tarafından yapılan azlin haklı olduğu, azil tarihi itibariyle davalı adına yürütülen ve tamamlanmış bir işin varlığının da ispatlanamadığı, davacının vekil olarak 6 yıldır ücret almadığı ve dava ve yargılama giderlerinin de kendisi tarafından ödendiği iddiasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 05.10.2022 tarihli ek kararı ile yapılan incelemede temyiz edilen kararın 6763 Sayılı Kanun'un 42'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK 'un 362/1 maddesi kapsamında kesin kararlardan olduğu, dolayısıyla temyiz kanun yolunun caiz olmadığı, zira temyiz dilekçesinin kesin karara karşı verilmiş olduğu gerekçesiyle HMK m. 366 yollamasıyla HMK.m. 346/1 uyarınca temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve mahkemenin ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davada usul kurallarına uyulmadan, dilekçeler teastisi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapıldığını, davalı tarafın 2. cevap dilekçesini sunması için yasal süresi henüz dolmamışken ve düplik dilekçesi ile tarafların delil listesi dosyaya sunulmamışken dosyanın bilirkişiye tevdii edildiğini, dosyaya sunulan delil listesinin celbedilmemesinin mahkemece verilen kararı usul ve esastan sakatladığı, zira mahkeme azlin haklı olduğu kanaatinde olsa bile, kesinleşen işlerden dolayı müvekkilinin vekalet ücretine hak kazanacağını, ancak delil listelerinde yer alan dosyalar kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece celbedilmemesi nedeniyle “kesinleşen ... olmaması nedeniyle müvekkilin vekalet ücretine hak kazanamadığı” şeklinde hatalı sonuca ulaşıldığını, gerekçede hesap verme ödevinin mahkemece yanlış yorumlandığını, davalı tarafça her ne kadar “kira bedellerinin tahsil edildiğini bilmediğine” dair beyanda bulunmuşda da müvekkile kira sözleşmesini teslim eden, icra takibi başlatmasını talep eden ve bu noktada yardımcısı Bayram Salihoğlu ile iletişime geçmesini sağlayan davacının kiraların bilgisi ve muvafakati dâhilinde olduğunun dosya kapsamından da anlaşıldığını, davalının başka avukatlarla anlaşması nedeniyle aynı tarihte müvekkilini azlettiğini, olağan Avukat müvekkil ilişkisinden çok farklı olarak davalının kendisinde oluşturduğu güven nedeniyle müvekkilinin, dava masraflarını kısmen kendisinin karşıladığını, bitirdiği vekâlet ücretlerini büyük davanın bitiminde hesaplaşılmak üzere beklettiğini, davalıya dava harç masraflarının dışında elden borç para verip makbuz yahut senet alma ihtiyacı hissetmediğini, Mahkemece bu hususların gözardı edildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili ek kararı temyiz dilekçesinde; kararın kesin nielikte olmadığını, istinaf ve temyiz incelemesine konu edilen dava değerinin İlk Derece Mahkemesine 23.01.2019 tarihinde sunulmuş olan ıslah dilekçesi ile 3.638.273,00 TL olarak ıslah edildiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 361 ve 362 nci maddeleri.
2.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 34 üncü maddesi, 166 ncı maddesi ve 174/2 nci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; yukarıda yer verilen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinde temyiz edilemeyecek kararlar belirtilmiş olup, eldeki davada dava değeri 3.638.273,00 TL, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin üzerinde olduğundan, karara karşı temyiz yolu açık olup, davacının ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2. Avukatlık Kanununun 166 ncı maddesinde tanımlanan hapis hakkı, sadece vekalet ücreti alacakları ve yapılan giderler oranında kullanılabilir. Avukatın, müvekkili nam ve hesabına tahsil etmiş olduğu alacak ve değerlerden, ücret ve masraf alacağından fazla bir miktarını “hapis hakkı” adı altında elinde tutması, bu hakkın yasaya konuluş amacına aykırı olduğu gibi, avukatlık meslek kurallarına da aykırıdır. Aynı şekilde hapis hakkını kullanan avukatın, müvekkilin nam ve hesabına tahsil ettiği alacakları geciktirmeksizin ... sahibine bildirmesi, hangi işten dolayı ve ne miktarda ücret ve masraf alacağı olduğunu açıklaması ve konu ile ilgili karşı tarafı bilgilendirdikten ve gerektiği durumlarda yapılacak hesaplaşmadan sonra, alacağı oranında hapis hakkını kullanması gereklidir. Esasen bu durum, avukatın müvekkiline hesap verme yükümlülüğünün de tabii bir sonucudur. Nitekim, Avukatlık Kanununun 34 üncü maddesinde, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.” hükmü, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43 üncü maddesinde de, “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirmesinde; davacı avukatın hapis hakkını usulüne uygun şekilde kullanmadığı, davalıya ait taşınmazların kira paralarını tahsil etmesine rağmen davalıya bu konuda bilgi ve hesap vermediği, bu nedenle azlin haklı sebebe dayandığı, haklı azil durumunda avukatın ücret talep edemeyeceği, her ne kadar temyiz dilekçesinde azil tarihinden önce kesinleşen dosyalar bakımından hak ettiği vekalet ücretlerinin dikkate alınmadığını belirtmişse de eldeki davanın yalnızca ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/30 E. sayılı dosyası ile ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde 2016/585 E. sayılı dosyalarına ilişkin olduğu ve bu dosyaların da azil tarihi itibariyle kesinleşmediği anlaşılmakla sonuç olarak tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olarak kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi 05.10.2022 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.