Logo

3. Hukuk Dairesi2022/7795 E. 2022/9398 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından besi çiftliğine ortak olduğu inancıyla yapılan harcamaların sebepsiz zenginleşme oluşturup oluşturmadığı ve davalının bu harcamalara ilişkin icra takibine yaptığı itirazın iptali.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı ile davalılar arasında adi ortaklık olduğunu kabul ederek ortaklığın tasfiyesi hükümlerini uygulaması, ilk hükmü bozan Yargıtay kararında belirtilen sebepsiz zenginleşme incelemesi yapılması gerektiği hususuna aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; önceden tanıdığı ...’in davalı ...'in süt besi çiftliği kurma projesinden bahsettiğini, bu nedenle görüştüğü davalıya iş teklif ettiğini, teklifini kabul eden davalıyla önce arsa alınacağı, gerekli bina ve ekipmanlar sağlanacağı ve kendisinin işletmenin malvarlığına ¼ oranında ortak olacağı, arsanın da kendi hissesine düşen kısmını ödeyeceği, arsanın ve işletmenin davalı ... adına kayıt edileceğinin kararlarştırıldığını, destek kredisi çekilerek işe başlandığını, arsa satın alınarak çiftliğin kurulduğunu, davalının 100.000 TL arsa bedelinin ¼ lük kısmını istediğini, bu bedeli tanıklar huzurunda elden davalıya teslim ettiğini, duyduğu güven nedeniyle belge imzalatmadığını, 2011 Haziran ayında çalışmaya başladığını, diğer ortakların ilgilenmediğini, bu sürede işçilerin ücretinden yem masraflarına kadar kendisinin karşıladığını, işletmeye makine aldığını, tüm vaktini harcadığını işletmeden Eylül ayında davalı tarafından uzaklaştırıldığını, işletmeye yem satan şirket yetkilisinin tehditle eşine senet imzalattığını, ödemek zorunda kaldığını, davalının yapılan masraflar nedeniyle zenginleştiğini ve süt besi çiftliğinin tek sahibi olarak malvarlığını çoğalttığını, masraflara yönelik başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı; birikimleriyle çiftlik satın aldığını, dava dışı ...’in çiftliği kiralamak istemesi üzerine anlaşma yaptıklarını, bu kapsamda hayvanları kendisinin alacağını, ...’in ise bakımını ve idaresini sağlayacağını, sonucunda elde edilen gelirin yarı oranında paylaşılacağını belirlediklerini, tarımsal kredi kullanarak büyükbaş hayvanlar satın aldığını ve ...’e teslim ettiğini, davacı ile arasında bir adi ortaklığın bulunmadığını, sözleşme yapmadığını, davacının çiftlikte çalıştığını, ancak arsa için 25.000 TL ödediği iddiasının asılsız olduğunu, tüm alacak kalemlerini kabul etmediğini, alacağına ilişkin yazılı belge sunmadığını, bilgisi dışında davacının 75.000 TL süt bedeli tahsil ettiğini, iade etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; taraflar arasında “ortaklık” konusunda tanzim edilmiş yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ancak davacının davalıya ait çiftliğe davalı tarafından ortak olacağı algısı yaratılmak sureti ile ödeme ve masrafta bulunduğu, bu nedenle davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 08/10/2014 tarihli ek raporda tespit edilen miktar olan 82.833,40 TL miktarında alacağı talep edebileceği, takibe konu alacağın likit olmadığı gerekçesiyle; davalının 82.833,40 TL miktarındaki asıl alacak üzerindeki itirazının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine dair verilen karar, davalı vekili tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 01/06/2017 tarihli 2015/19885 E. 2017/8945 K. sayılı ilamla; “uyuşmazlığın, davacı tarafından besi çiftliğine adi ortak olduğu inancıyla yapılan harcamalar ve sarfedilen emek nedeniyle doğan alacağın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının harcama yaptığı ve bedensel emeğini ortaya koyduğu çiftliğe ilişkin dava dışı ... ve davalı arasında bir adi ortaklık ilişkisi mevcut olduğunun, davacı, davalı ve dava dışı tanık ... ve ... beyanlarıyla sabit bulunduğu, o halde; mahkemece dava dışı ortak ...'un da davaya taraf olarak katılımı sağlanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.

Bozma ilamına uyan mahkemece; dava dışı ... davaya dahil edilerek, davacının da adi ortaklığa dahil olduğu, davacı ve davalılar arasında adi ortaklık kurulduğu tespit edilerek, adi ortaklığın tasfiyesine yönelik alınan rapora göre, ortakların harcadığı sermaye ortalamasının 197.634,68 TL, davacının harcamasının ise 63.890 TL olduğu, bu durumda davacının ortaklıktan alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; mahkemece verilen ilk hükümde, taraflar arasında adi ortaklığın bulunmadığı belirlenerek, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yapılan değerlendirme neticesinde davanın kısmen kabul edildiği, davalının temyizi üzerine Dairece verilen bozma ilamında; uyuşmazlığın “davacı tarafından besi çiftliğine adi ortak olduğu inancıyla yapılan harcamalar ve sarfedilen emek nedeniyle doğan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali davası” olarak tanımlandığı, ardından hükmün, davalı ... ve davaya dahil edilen ... arasında adi ortaklık kurulduğu belirtilerek, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından dava açılırken husumetin tüm ortaklara karşı yöneltilmesi gerektiğinden bahisle taraf teşkili yönünden bozulduğu, buna karşın mahkemece verilen ikinci hükümde ise, bozma ilamı yanlış değerlendirilerek taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu gerekçesiyle tasfiye hükümleri uygulanarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

O halde, mahkemece; davacı tarafından besi çiftliğine ortak olduğu inancıyla yapıldığı iddia edilen harcama kalemlerine ilişkin inceleme yapılarak, söz konusu harcamaların davalılar yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmediğinin belirlenmesi ve ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile adi ortaklığın tasfiyesi hükümlerinin uygulanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.